Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 30-11-2020 09:39   Güncelleme : 30-11-2020 09:39

Kelle Koltukta Bir Serdengeçti!

Kelle Koltukta Bir Serdengeçti!

Bin Dokuz Yüz Kırk!

Açık oy, gizli tasnifçi Tek Parti diktasına diklenerek kodesi boyladığında, bıyığı terlemiş, sakalı tüylenmiş bir üniversite talebesiydi.

“Bir kötülük gördüğünde eliyle, diliyle mani olan, ona da gücü yetmezse kalbiyle buğz eden”di.

Nice sonra, tahta bavuluyla gardiyanlar arasından sıyrılmış, özgürlüğe adım atmıştı.

Nizamiyeden çıkınca, doğruca okulun yolunu tuttu. Fakat kaydı yenilenmedi. Hızını alamadı, dilekçe yazdı, bu sefer de postane kabul etmedi.

Ne de olsa silik bir ‘emir kulu’ idi. Üstelik devletin değil, partinin memuruydu.

Son çare, ‘arzuhal’i bakanlığa vermekti. Başlık tokat gibiydi:

“Yüksek makamın alçak vekiline!” Bunu yazan sen misin? Yine ceza evi yolu görünmüştü.

Matbuat, sesini duyurmak için tek yoldu:

“Bir ayaklarını Hacı Bayram’a, diğer ayaklarını Amerika’ya basarak milleti aldatmak isteyenlerin sonu hüsran!”dı.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN