Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 02-01-2020 10:13   Güncelleme : 02-01-2020 10:13

Nafakasının Azlığı Yüzünden Padişaha Kızan Köle

Günümüz insanının düştüğü doyumsuzluk ve geçimsizlik derdi nedeniyle bir suçlu arayan ama sınandığını unutan, hiddetlenen, isyan edenlerin haliyle ilgili Hz pirin mesnevisinde geçen şu nasihat ve ibret dolu menkıbesini paylaşmadan geçemedim.

Nafakasının Azlığı Yüzünden Padişaha Kızan Köle

Buyrun;

Nafakasının azlığını şikayet eden bir köle ,padişahın aşçısına dert yandı..

Padişahın aşçısı köleye: Böyle irâde çıkması, senin salâh-i hâl kesbetmen içindir.

Yoksa  bu padişahın hasisliğinden ve züğürtlüğünden değildir dedi. Köle dedi ki: Bu söz vallâhi mânâsızdır. Padişahın indinde eski ve Halis altın, toprak gibi kıymetsizdir. Aşçı yüz türlü delil ve hüccet gösterdiyse de köle, hırs ve tamâ sevkiyle hepsini reddetti

Ve aşçıya dedi ki: Siz bunu kasten yapıyorsunuz. Aşçı da cevap verdi ki: Hayır. Biz ferman kölesiyiz. Bunu ferden değil, asıldan bil. Yaya pek kabahat bulma, oku atan koldur.“Attığın vakit sen atmadın” âyeti bir iptilâdır. Fakat, Peygamberin günâhına da girme ki o atış Allâh(C.C.)’dandır! dedi.

KÖLENİN MEKTUP YAZMASI

Ey beyhude hiddetlenen, su baştan bulanık. Gözünü aç da ilerisine bak....Köle; gamından ve hiddetinden, bir yere gitti ve padişaha sert bir dilekçe yazdı.

O dilekçede padişahı övüp, onun cömertliğinden bahs etti.

Diyordu ki: Ey istek sahiplerinin ihtiyacını temin etmekle avucu denizden ve buluttan daha cömert olan pâdişahım! Zirâ bulut verdiğini ağlaya ağlaya verir. Senin elin ise gülerek nîmet sofraları kurar. Dilekçenin zâhiri medih olmakla beraber o medihlerden hışım ve gazap eserleri görünüyordu.

Ey ahmak adam; bunun gibi, senin de işin nursuz ve çirkindir. Çünkü hilkat nurundan çok uzaktasın. Dünya’nın parlaklığı ve letâfeti de çabucak kesâda uğrar. Çünkü o, olma ve bozulma âlemidir. nafaksınız Medheden kimsenin kalbinde kin bulundu mu, ettiği medihden gönüller hoşlanmaz.ا

Ey gönül, evvelâ kinden ve kerâhattan temizlen, ondan sonra hamd eyle ve çevik ol! Kalbinde kerâhat bulunan kimsenin “Elhamdü-lillah” demesi, şeytanlıktır, hiledir, efsundur ve münafıklıktır. Cenâb-ı Hakk buyurmuştur ki: Ben zâhire bakmam, bâtına nazar ederim.

PADİŞAHIN SUKUT ETMESİ

Sôfi o ma’nevî gıdanın eksilmesinden, kendisinin bir hatası sebebiyle İlâhî Rıza gülistânının, şahsına karşı bozulmuş olduğunu anlar. İşte o adam da, ekin noksan oldu diye, harman sahibine bir mektup yazmıştı.Onun mektubunu o âdil zâtın huzûruna götürdüler. Okudu ve cevap vermedi.

Dedi ki: Ahmağın yiyecekten başka bir derdi yok. Ahmak için en muvafık cevap da sükûttur.Onun visâl ve firâka dair hiçbir endişesi yok. Füruâta bağlanmış, aslı hiç aramıyor. O ahmaktır, biz ve ben derdiyle ölmüştür. Füruât gamından kurtulup aslı düşünecek vakti yoktur.

Gökleri ve yeri Kudret-i İlâhiyye ile zuhûra gelmiş bir elma farz et! Sen ise o elmanın içindeki bir kurt gibisin. O elmanın ağacından ve onu yetiştiren bahçıvandan ise hiç haberin yoktur.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

adminadmin