Analiz
Giriş Tarihi : 31-05-2021 12:53   Güncelleme : 26-08-2023 09:47

Samsun Kaptanağa Camii Neden Ve Nasıl Yıkıldı!

Samsun’da Osmanlı devletinin son dönemlerinde ibadete açık camilerden bazılarının Cumhuriyet’in ilk yıllarında ortadan kalktığı gözlenmektedir. İlerde görüleceği gibi Subaşı Yeraltı Camii ve Kaptanağa Camii bu kabilden sayılabilir.

Samsun Kaptanağa Camii Neden Ve Nasıl Yıkıldı!

Cami ve mescitlerin yıkımı 1935 yılına kadar yerel yönetimlerin idari tasarrufları çerçevesinde olurken, bu tarihten sonra çıkan kanunla hukuki bir zemine oturtuldu.

Tasnif harici cami ve mescitlerin yıkımına yönelik kanun 19 Kasım 1935 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi..

Kanuna göre “..tasnif harici kalacak olan cami ve mescidler usul ve mevzuata göre kendilerinden başkaca istifade edilmek üzere kapatılır. Kapatılan cami ve mescid hademesinin vazife ve tahsisatları yeni bir vazifeye tayinlerine kadar nısıf ve bunlardan yaşı elliyi ve aynu zamanda hizmet müddeti yirmi yılı doldurmuş olanların vazife ve tahsisatları tam olarak verilir” ifadeleri yer almaktaydı.

Bu camilerin tamamının vakıf araziler üzerine kurulu olduğu dikkate alınırsa, kamuya ait bu arazilerin ortaya çıkarılması büyük önem atfeder.

Cumhuriyet dönemine girerken Samsun’da görülen camilerin büyük oranda Osmanlı döneminde inşa edildikleri görülmektedir.

İbadete açık olan bir çok cami ve mescidin Cumhuriyet döneminde görünmediği gözlenmektedir. Samsun Ticaret Odası tarafından yayınlanan Samsun Ticaret Rehberi’ne göre 1923 yılında Samsun’da 11 cami ve 3 mescid bulunmaktadır.

Bu camilerden Mehmed Kapudan Camii ( Kaptanağa Camii) ve Sadi Bey camii modern zamana kadar gelmemiştir. Samsun’da 1923 yılından sonra ibadete açık olan camilerin sayısı bu kadarla sınırlı değildir. 1923 – 50 yılları arasında şehirde 3 mescitten başka toplam 16 cami ibadete açık bulunmaktadır. Bazı camilerin yanında medreseler de faaliyettedir.

Kaptanağa Camii’nin ( Mehmed Kapudan Camii) , 1869 – 1872 yılları arasında Samsun Belediye başkanlığı yapan Mehmet Kaptan Ağa tarafından yaptırıldı. Cami, Sadi Bey mahallesindedir.

Caminin banisi Mehmet Kaptan Ağa ticaretle uğraşmasının yanında sosyal hayatta da etkili bir kişi olduğu bilinmektedir. Samsun’da ticaret yapan Hayriyye tüccarlarından Hacı İsmail Efendi’nin mağazalarının kira gelirlerine musallat olduğu iddiasıyla Mehmed Kaptan Ağa hakkında 1861 yılında İstanbul’a şikayette bulunulması bunu göstermektedir.

Mehmet Kaptan Ağa bu sıralarda Samsun’da Mahalli Meclis Azasıdır. Daha sonra Samsun’un ikinci belediye başkanı olarak 1869 – 72 yılları arasında görev yapmıştır.

NALIN-I ŞERİF SAMSUN’A GELDİĞİNDE….

1872 yılı başlarında Hakkâri’de bulunan Peygamberimizin nalın-ı şerifi Diyarbakır yoluyla Samsun’a getirilmiş ve buradan İstanbul’a gönderilinceye kadar bu sıralarda şehrin merkezindeki bir cami olan Kaptanağa Camii’nde halkın ziyaretine açılmıştır.

Kaptanağa Camii’nin 1869 yılındaki yangından etkilenmediği görülmektedir.

Nalın-ı şerif Samsun’a geldiğinde caminin banisi Mehmed Kaptan Ağa Samsun’da belediye başkanıdır.

Nalın-ı şerif onun yaptırdığı camide halkın ziyaretine açıldıktan sonra bir gemi ile İstanbul’a gönderilmiştir.

Kaptanağa Camii’nin yeri tam olarak bilinmemekle beraber, Cumhuriyet Meydanı’ndan Gazi Müzesi’ne doğru çıkan dik sokağın adının” Kaptanağa Camii Sokağı” olması bize bazı ipuçları vermektedir. Caminin muhtemelen Gazi müzesinden yukarıya doğru çıkan sokağın sağında veya solunda olduğu sanılmaktadır.

1923 yılında Kaptanağa Camii ibadete açık bulunmaktadır.

Bu tarihte caminin imamı Hoca Saadettin Efendi’dir.

Kaptanağa Camii, İsmet İnönü döneminde ve Ahmet Eymir ( 24 Nisan 1943 – 26 Temmuz 1946) veya Muhiddin Özkefeli’nin (1 Eylül 1946 – 17 Kasım 1948) Samsun Belediye başkanlığı zamanlarında yıkıldığı tahmin edilmektedir.

Bir zamanlar “Çolak hoca” namıyla maruf Samsun vaizlerinden Hacı Mehmet Bahadır Hoca’nın’nın oğlu olan işadamı Yakup Bahadır’ın verdiği bilgiler caminin yıkılması ile ilgili bazı bilinmeyenleri ortaya çıkarmaktadır.

Yakup Bahadır’ın verdiği bilgiye göre henüz çocukken ( tahminen 1956 senesi) babasıyla bir gün saathane meydanı civarında Asmaaltı olarak bilinen yerde çay ocağında otururken içeriye yaşlı ve felçli birsi girmiştir.

 

YAKUP BAHADIR HADİSEYİ ŞU ŞEKİLDE ANLATMAKTADIR;

Çocukluğumda rahmetli babamın peşine takılıp gezmeyi çok severdim. Onun mekanlarından sıkılmazdım. Büyük Camide vaaz görevini tamamlar, namazdan sonra Asma altı kahvesinde insanlarla buluşur, birlikte  çay içilip sohbet edilirdi. Bana da ağzım yanmasın diye bardağımdan tabağıma çay döker soğutarak içirirdi. Böyle bir günlerde; kısa, dik beyaz saçlı, pembe yüzlü, tonton bir bir amca geldi. Babama selam verdi. Babamdan yaşlıydı. Bir küçük defter çıkararak eski harflerle bir şeyler yazdı babama verdi. Babam okuyunca gülümsedi. O da bir şeyler yazdı amcaya verdi. Böylece yazışarak sohbetleri devam etti.

Amca gidince babama sordum. "Niçin konuşamıyor?" Babam; "Bu amca Kaptanağa Camisinin imamı idi. camisi bir gecede devlet tarafından yıktırıldı. Sabah ezan okumak için camiye gittiğinde caminin yıkılmış olduğunu görünce olduğu yere yığıldı ve felç oldu” dedi.

Amcanın hikayesi beni üzmüştü. Daha sonrada unuttum gitti. Büyüdük. Okuduk. Üniversiteyi bitirdik. İş insanı, sanayici olduk. Sosyal sınıfımız yükseldi. Bir gün cumhuriyet meydanından çiftlik caddesine çıkarken "Kaptanağa Cami Sokağı" nın tabelasını fark ettim. Aklıma yaşadığım hikaye geldi.

O günden sonra Kaptanağa Camisi ilgimi çekti. Araştırmaya başladım. Tarihçi bir dostumdan  (Şimdi Profösör) rica ettim.

Benim için araştırdı. İlginç bulgularla geldi. "Abi sen nereden çıkardın bu camiyi araştırmayı? . Nereye gitsem zar zor bilgi alabiliyor. arşiv karıştırabiliyorum." diyerek bazı bilgiler verdi.

Kaptanağa Samsun belediyesinin ikinci belediye reisi olduğunu söyledi. Konuyu her platformda tartışmaya açmaya başladım. Seçim zamanlarında belediye başkan adaylarına ve mevcut başkanlara Kaptanağa camisini yapmalarını istedim. Fakat ilginçtir, tamam sözü verenlerin hiçbiri bu önerimi yerine getirmedi ya da getiremedi.

Bu tartışma alevlenince, "Kaptanağa Cami Sokağı" "Kaptanağa sokağı" olarak değiştirildi.

Kaptanağa camisi ile ilgili bilgilerim, Caminin yıkıldığı, (Bağdaştırmak istemiyorum ama aklıma geliyor. Karşısında Atatürk Müzesi var. (Mantıka Palas Oteli) Bu nedenle birilerinin işgüzarlığı nedeni ile yıkılmıştır.)  Arazisi satıldı bir kısmı çocuk esirgeme kurumuna bağışlandı. Sanki geçmişte olduğu gibi Ayasofya yada Taksim Camileri gibi gizli bir engel var.

Cami ile ilgili bir diğer kayıt Samsunda yaşayan tarihçi Sayın Baki Sarısakal'ın "Naleyn Olayı" isimli kaydında, Peygamber efendimizin Nalınlarının Kaptanağa camisinde bir müddet sergilendiğinden bahseder. Cami Yeniden Samsun'a kazandırılmalıdır.

Kaptanağa Cami bulunduğu yere yapılırsa üzüntüsünden konuşma yeteneğini kaybeden son imamını rahmetle yad etmiş oluruz."

Bu ifadelerden caminin, hiçbir resmi karar alınmadan bir oldu bitti ile ortadan kaldırıldığı anlaşılmaktadır.

Kaptanağa Camisi ile ilgili Samsun müftülüğü ve vakıflar Bölge Müdürlüğü’nde yapılan araştırmada bir kayda rastlanmamıştır. Yapılacak olan bir araştırma ile caminin yerlerinin nasıl ve hangi şartlarda kimler veya hangi kurumlar tarafından tasarruf edildiği ortaya çıkarılabilir.

 

Nasip eyledi hak verdi malı Mehmet Kaptan’a

Kısmet oldu hem belediye başkanı Samsun’a

Sekiz yüz yetmişlerde verdi adını hem cihana

Düşündü affeder belki dedi yaptıklarımızı yaratan.

Tek partinin son yılları dokuz yüz kırk beşler

Müezzin sabah gider camiye yerinde yeller eser

İner camiye bir darbe müezzine hep illet keder

Kaldı sadece adı sokak olarak Mehmet Kaptan

Kaynak: Prof. Dr. Osman Köse - Gelenekten Moderniteye Samsun (1923-1950) Canik Belediyesi Ocak 2014

Recep YAZGANRecep YAZGAN