Güncel
Giriş Tarihi : 27-02-2020 11:51   Güncelleme : 27-02-2020 11:51

Samsun Kültür ve Turizm Müdürlüğü Kütüphane Konuşmaları

Samsun Kültür ve Turizm Müdürlüğü Kütüphane Konuşmaları’nın 55’incisi Samsun Gazi Halk Kütüphanesi yeni binasında gerçekleştirildi.

Samsun Kültür ve Turizm Müdürlüğü Kütüphane Konuşmaları

SAMSUN’DA ŞAİR OLMAK!

Samsun İl Kültür Müdürü Adnan İpekdal tarafından düzenlenen ‘Samsun’da Şair olmak’ konulu paneli Ondokuz Mayıs Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğretim görevlisi Şahin Köktürk yönetti.

Panele konuşmacı olarak eğitimci Ahmet Sezgin, Şair Mimar Mustafa Karaosmanoğlu, Avukat Şair Emin Kazım Şen, Gazeteci Yazar Recep Yazgan ve SAMÜ Öğretim görevlisi Servet Gündoğdu katıldı.

Paneli yöneten Ondokuz Mayıs Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğretim görevlisi Şahin Köktürk, ilk sözü eğitimci Ahmet Sezgin’e verdi.

Sezgin konuşmasında şiir yazma serüveniyle birlikte şiirde atasözleri ve manilerin yerini ve Samsun’da şair olmanın zorluklarından bahsetti.

Ardından söz alan Şair Mimar Mustafa Karaosmanoğlu da şiir felsefe ilişkisiyle birlikte kelimelerin şiir diline geçişlerindeki süreci değerlendirdi.

Avukat Şair Emin Kazım Şen işe çocukluğunun Samsun’unu şiirine konu yapmasının serüvenini anlatırken şairin kendi şehrinin şiirini yazmasının önemine değindi.

SAMÜ Öğretim Üyesi Servet Gündoğdu ise, şiirin bir birikim meselesi olduğunu şairin manevi dünyasında bir yolculuğa çıkmadan şiirinin olgunlaşmasının mümkün olmadığını, Samsun’un tarihi birikimiyle bir şairi besleyebilecek yeterlilikte olduğuna vurgu yaptı.

KÖTÜ ŞAİR TAŞRALIDIR

Gazeteci yazar Recep Yazgan ise Teknolojik gelişmeler ve teknik imkânlarla birlikte hayat tarzındaki değişikliklerin şiirin en önemli mefhumları kaybettirdiğine vurgu yaparak başladığı konuşmasını şöyle devam ettirdi;

“Artık taşra diye bir kavram kalmadı. Bu kelimenin sınırı da ülkelerin sınırları gibi, isim olarak, fiziki olarak var ve fakat gerçekte yok.

Yani kelimenin tam ve gerçek anlamıyla teknoloji sınır tanımıyor.

‘Taşra diye bir kavram kalmadı’ dedim ama mesela ‘gurbet’ diye bir kavramın da kalmadığını fark ediyoruz.

Daha da ilerisi, sadece gurbet mi ‘ayrılık’ diye bir kavram, bir mefhum da kalmadı.

Samsun’da şair olmak ile taşrada şair olmak ve gurbette olmak bu türküde aynı mana aralığında birleşmiş durumda…

Peki, Samsun’da şair olmak derken, şiirinde mahalli yer, mana ve mazmunları kullanan şair mi akla gelmeli?

Soru tam olarak aslında şu;

Taşradan merkeze hareket eden, öykünen şiirde öne çıkan, dikkat çeken şey hamaset midir?

Hamaset yani, yerel sembollere içinde bol miktarda tekrar tekrar yer vermek midir Samsun şiiri?

Samsun’da şair olmak derken bunu mu anlamalıyız?

Ne kadar olumlu bir yan bulmaya çalışsak da kabul etmeliyiz ki ‘taşra’ kelimesindeki olumsuz anlam daha fazla, daha ağırlıklıdır.

Bu yüzden bir yazara, bir şaire belki bir ressama taşralı yakıştırması yapmakla onu ötekileştirmiş, iyi sanatçıların iyi şairlerin bulunduğu alanın dışına atmış oluruz.

Demiştik ki, artık taşra diye bir kavram kalmadı.

Veyahut taşranın anlamı değişti…

Uzaklık, yakınlık ölçüsü olmaktan çıktı…

Bugün bence bir şairi taşralı yapan şey kötü şiir yazmasından başka bir şey değildir.

Böyle demekle taşranın tanımını coğrafi olmaktan çıkartmış iyi, güzel ve estetik merkezinin dışına doğru bir sınır tayin etmiş oluyorum.

Yani kötü şiir ve kötü şair taşralı…”

Panel şairlerin şiirlerinden birer parça okumasıyla sona erdi.

Panel çok sayıda şiir sever katıldı.

Recep YAZGANRecep YAZGAN