Analiz
Giriş Tarihi : 04-10-2020 05:45   Güncelleme : 04-10-2020 05:45

Sezai Karakoç Necip Fazıl’la Nasıl Tanıştı?

İnsanların inancını dile getiremediği, ezanın Türkçe okunduğu bir dönemde İslam'ı savunan Büyük Doğu dergisi hayran olan Sezai Karakoç, İstanbul'a gittiği bir dönemde Necip Fazıl'la tanıştı. O dönem henüz on yedi yaşında olan Karakoç, yaşadığı bu unutulmaz anı 'Hatıralar' yazısında kaleme almıştı.

Sezai Karakoç Necip Fazıl’la Nasıl Tanıştı?

22 Ocak 1933 yılında Diyarbakır'da dünyaya gelen Sezai Karakoç'un çocukluğu Ergani, Maden ve Piran'da geçti. Ergani'de ilkokulu bitirdikten sonra Maraş Ortaokulu'na kaydoldu.

Sezai Karakoç, on dört yaşındayken tanıştı Büyük Doğu'yla. Karakoç, arkadaşlarıyla dışarıya çıktığında, duvarda Büyük Doğu'nun afişini gördü. Bu afişte Büyük Doğu'nun yakın bir tarihte "bir nâr-ı beyzâ" gibi çıkacağı müjdeleniyordu.

Sınırlı sayıda dağıtımı yapılan Büyük Doğu dergisinin eski sayılarını da arkadaşı aracılığıyla gözden geçirdi.

 

Karakoç, bu okumalar sonucunda hayret ve sevinci bir arada yaşadı. Büyük Doğu, o döneme göre farklı bir duruş sergiliyordu. Büyük Doğu, insanların inancını dile getiremediği, ezanın Türkçe okunduğu, büyük baskı kurulduğu bir dönemde İslam'ı savunmaktan çekinmiyordu.

İslami bir duyarlılıkla yazılar yayınlayan dergi, uzun soluklu çatışmalara girmeyi göze alıyordu.

 

GÜÇLÜ BİR SES; BÜYÜK DOĞU DERGİSİ

Necip Fazıl'ın 17 Eylül 1943'te yayımlamaya başladığı Büyük Doğu dergisi, 5 Haziran 1978'e kadar aralıklarla yayın hayatına devam etti. 35 yıllık süre içerisinde toplam 16 devre ve 512 sayı olarak yayımlandı.

Necip Fazıl sayesinde güçlü bir edebi üsluba sahip olan dergi muhafazakâr bir ses oldu.

 

Necip Fazıl, Büyük Doğu dergisinin çıkış sebebini, ülkedeki düşünce ve ideoloji bakımından eksikliğin giderilmesine katkı sağlamak olarak görür. Büyük Doğu, aynı zamanda Necip Fazıl'ın kurduğu "Büyük Doğu Hareketi" düşünce sisteminin de adıydı.

Ana hatlarıyla dergideki "İdeolocya Örgüsü" köşesinde açıkladığı bu düşünce sistemiyle Necip Fazıl, özgül bir tarih muhasebesi, devlet anlayışı, estetik bakış ve fikrî duruş ortaya koymaya çalıştı.

Dergideki yazılar politikadan sanata, ekonomiden felsefeye, dinden tarihe kadar çeşitli konu başlıklarından meydana gelse de uzun yayım dönemi boyunca dönem şartlarına göre mecmuaların konu ağırlıkları farklılık gösterdi.

"Mekândan taşan edebiyat: Büyük Doğu Akademyası" için tıklayın.

1950 yılında Gaziantep Lisesi'nden mezun olan Sezai Karakoç, öğrenimine İstanbul'da devam etmek istiyordu. Babasının burs imkanı sağlayan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi veya İlahiyat Fakültesi'nde okuması isteğine karşı o, burs imkanlarını araştırmak amacıyla İstanbul'a gitti. Burada Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin sınavlarına girdi.

Necip Fazıl, dergisinde yayınladığı bir yazısı nedeniyle mahkemede yargılanmıştı. Cezası kesinleşeceği sırada Demokrat Parti iktidara gelmiş ve genel af ilan etmişti.

Karakoç, Necip Fazıl'ın tahliyesini "Hapishane kapısı açıldı. İlk olarak Büyük Doğucu Necip Fazıl Kısakürek'in çıktığı görüldü" şeklinde duyuran gazetelerden öğrendi.

 

BÜYÜK DOĞU’NUN GELENEĞİ

Karakoç, yıllardır mücadelesine uzaktan tanık olduğu Necip Fazıl'la tanışabilmek umuduyla Ankara Caddesi'nde Vilayet'in karşısındaki Büyük Doğu idarehanesine gitti. Heyecanla içeri girip sessizce çalışmakta olan çalışanlara "Selam size" der. Bu, Büyük Doğu camiasında uygulanan bir gelenektir.

İki kişi karşılaşınca biri "selam size" der, öbürü de "size selam" diyerek karşılık verirdi.

Fakat şairin selamına kimse karşılık vermedi üstelik Necip Fazıl da Ankara'daydı. Yine de Sezai Karakoç bu duruma aldırmadan sonraki günlerde de idarehanenin işlerine yardım etti.

 

SEZAİ KARAKOÇ’UN NECİP FAZIL’LA TANIŞMASI

Birkaç gün sonra pardösülü bir adam hızla içeri girip çalışanlarla heyecanla konuştu. Pardösülü bu adam Necip Fazıl'dı. Karakoç, 28 Nisan 1989 tarihli anısında Kısakürek'le tanışmasını şöyle anlatır:

"Bir gün yine çalışırken pardösülü, koltuğunun altında çanta, üstad hızla içeri girdi. "Ankara'dan size müjdelerim var çocuklar" dedi. Menderes'le görüştüğünü ima etti. Coşkuluydu. Sonra beni gördü. Kendimi tanıttım."

1950 yılının yaz aylarında gerçekleşen bu tanışma esnasında Necip Fazıl Kısakürek kırk altı, Sezai Karakoç on yedi yaşındaydı.

Necip Fazıl, Sezai Karakoç'un birçok üniversiteli gencin katılıp sohbet ettiği Moda'daki evine davet etti. Fakat Karakoç'un Ankara'daki Mülkiye'yi burslu olarak kazanması nedeniyle İstanbul'dan ayrılmak mecburiyetinde kaldı.

 

ANKARA’DAKİ BULUŞMALAR

Sezai Karakoç, Ankara'ya taşınsa da burada Necip Fazıl'ı sık sık görme fırsatını buldu. Usta şair, Ankara'ya geleceğini önceden o sırada haftalık olarak yayımlanan Büyük Doğu dergisinde duyuruyordu.

Necip Fazıl ve onunla tanışıp sohbetini dinlemek isteyen gençler Ulus'ta bulunan İstanbul Kıraathanesi ya da Havuzlu Kahve gibi mekânlarda bir araya gelirlerdi.

Bu buluşmalarda gençler genellikle konuşmaz, Neci Fazıl'ı dinlerdiler. Buna ilave olarak İstanbul'a dönmek istediğinde onu kalabalık bir grup halinde uğurlarlardı. Öyle ki Ankara Garı'ndaki bu uğurlamalar dikkat çeker, görenler "Acaba kimdir bu uğurlanan?" diye merak ederdi.

 

SEZAİ KARAKOÇ NEDEN BÜYÜK DOĞU’DA YAZMADI?

Karakoç, Büyük Doğu'ya canı gönülden bağlı olduğu halde burada yazmamıştı. 'Hâtıralar'ında bu durumu şöyle açıklar:

"Birçok şiir yazıyordum. Ama bunları yayımlamayı düşünmüyordum. Ankara'da edebiyat dergisi olarak Hisar çıkıyordu. Ancak sağcılık görüntüsüne rağmen onunla fikirce bağdaşmam mümkün değildi. Sanatta da bir durağanlık içindeydi. Bir şiirden sonra ona şiir göndermedim. Başkaca da bir dergi yok. Büyük Doğu'ya gelince. O, davamızın dergisiydi. Onda sanat ve şiire az yer verildiği gibi kendimi ona layık da görmediğimi söyleyebilirim o zamanlar."

Karakoç'un eserlerini burada yayınlamayı uygun görmüyor, sadece ismini duyurmadan derginin faaliyetlerine mümkün olduğunca katkıda amaçlıyordu.

Kaynak: fikriyat

Recep YAZGANRecep YAZGAN