Türkiye’de kumar oynama davranışı, yasal düzenlemelerin katılığına rağmen endişe verici düzeyde artış gösteriyor. Yeşilay tarafından yayımlanan Türkiye Kumar Raporu, 15 yaş üzeri nüfusun %10’undan fazlasının (yaklaşık 6,8 milyon kişi) hayatında en az bir kez kumar oynadığını ortaya koydu. Özellikle COVID-19 pandemisinden bu yana belirginleşen artışla birlikte, 2021-2024 yılları arasında Yeşilay Danışmanlık Merkezleri’ne (YEDAM) yapılan başvuruların yüzde 28’ini kumar bağımlılığı vakaları oluşturdu. Rapor, kumarın finansal yıkımdan intihar eğilimlerine kadar uzanan bireysel ve toplumsal zararlarını vurgulayarak, konunun bir “halk sağlığı krizi” olarak ele alınması gerektiğini belirtiyor.
Kumar Bağımlılığı Verileri ve Eğilimler
Rapor, kumar bağımlılığının biyolojik, psikolojik ve sosyal risk faktörlerine dikkat çekerken, küresel ve ulusal düzeydeki güncel verileri paylaştı:
Başvuru Artışı: 2021-2024 yılları arasında 15.624 kişi kumar bağımlılığı nedeniyle YEDAM’a başvurdu ve bu başvurular her yıl artan bir ivme sergiledi.
Cinsiyet Dağılımı: Başvuruların %97,4’ü erkek, %2,6’sı kadınlardan oluşuyor. Bu durum, kadınların kumar oynama oranı erkeklerin yarısı kadar olmasına rağmen tedaviye başvuruda çekimser kaldığını gösteriyor.
En Yaygın Türler: Türkiye’de en çok tercih edilen kumar türleri piyango biletleri, spor bahsi ve loto oyunları olarak belirlendi.
Dijital Riskler: Dijitalleşmenin mobil cihazlar aracılığıyla kumarı sürekli erişilebilir hale getirdiği belirtilirken, gençlerde “ganimet kutuları (loot boxes)” ve e-spor bahisleri gibi oyun mekanizmalarının kumar riskini artırdığı saptandı. Ayrıca, yasa dışı bahis oynayanların büyük çoğunluğunun akıllı telefon kullandığı ifade edildi.
Para Kazanma İsteği ve Psikolojik Kaçış
Bireylerin kumara yönelmesindeki en temel motivasyonun para kazanma isteği olduğu belirtiliyor. Ancak kumar aynı zamanda stres, sıkıntı ve yalnızlıktan kaçış aracı olarak kullanılıyor. Rapor, biyolojik temelde dopamin sistemindeki bozulmaları, psikolojik olarak dürtüsellik, depresyon ve yalnızlığı, sosyal faktörler olarak ise aile içi sorunlar ve akran baskısını risk faktörleri arasında sıralıyor.
Kumarın Toplumsal Yıkımı: İntihar ve Aile İçi Şiddet
Yeşilay Raporu, kumarın sadece bireyin finansal durumunu değil, tüm toplumsal yapıyı tehdit ettiğini gösteren çarpıcı uluslararası bulgular içeriyor:
İntihar Riski: Kumar bozukluğu olan bireylerin intihar riski, genel nüfusa göre 15 kat daha yüksek olarak raporlandı. Avustralya’da intiharların en az %4,2’sinin kumar ile ilişkili olduğu belirlendi.
Aile İçi Şiddet ve Boşanma: Kumar bağımlılığı, aile içi şiddet olaylarını %20’ye kadar artırırken, Yargıtay’ın kumar oynayarak ailenin ekonomik durumunu bozan eşi “ağır kusurlu” kabul ettiği belirtildi.
Dolaylı Mağdurlar: Birleşik Krallık verilerine göre, kumar bağımlılığı yaşayan her birey için 6 ila 10 kişinin daha dolaylı zarar yaşadığı raporlanmıştır.
Rapor, Türkiye'nin kumar faaliyetlerine yönelik en katı yasal düzenlemelere sahip ülkeler arasında yer almasına rağmen, erken farkındalık, eğitim ve müdahale programlarının yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor. Yeşilay Danışmanlık Merkezleri, kumar bağımlılığına yönelik ücretsiz psikososyal destek sağlamaya devam ediyor.











































































































































































































