Tarih
Giriş Tarihi : 20-07-2020 14:07   Güncelleme : 20-07-2020 14:07

Ali Fuat Başgil’den Gençlere Tavsiyeler

Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.

Ali Fuat Başgil’den Gençlere Tavsiyeler

Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.

Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi bir dersi, bir vazifeyi ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine yeter.

Bir zamanda yalnız tek bir iş yap, yalnız bir ders, bir kitap, hattâ bir fasıl üzerinde çalış. Tâ ki, dikkatin ve kuvvetin yayılıp zayıflamasın. Bir zamanda birden fazla iş yapayım diyen, hiçbirini tam ve temiz yapamaz. Dünyaca tanınmış olan büyük İslâm mütefekkiri İmam Gazali ye 'İhya-i Ulum' adlı muazzam eserini nasıl bir çalışma ile vücuda getirdiğini sormuşlar, "Bir zamanda yalnız bir fasıl, bir bahis, bir mesele üzerinde çalıştım" demiş.

Başladığın bir işi yapıp bitirmeden başka bir işe başlama. Yarıda kalan iş, başlanmamış demektir.

Bir günün işini bitirdikten sonra ertesi günü ne işi yapacağına karar ver. Yahut hiç olmazsa çalışmaya başlamadan evvel, hangi iş üzerinde çalışacağını düşünüp kararlaştır ve çalışmaya bu kararla otur.

Bir işe başlamadan, bir dersi öğrenmeye, bir kitabı okumaya oturmadan evvel düşün ve çalışman için lâzım olan şeyleri yanında ve elinin altında bulundur. Tâ ki, ikide bir kalem, kâğıt aramaya kalkıp da dikkatin dağılmasın.

Çalışmaya oturduğun zaman tıpkı ateş hattında düşmanı gözetleyen bir asker gibi uyanık ol ve dikkat kesil. Ve bütün ruhî ve bedenî kuvvetinle kendini işe ver.

Bir işe başlamazdan evvel o işi en kısa bir zamanda, en kolay ve en temiz bir surette nasıl yapmak, nasıl öğrenip etüd etmek mümkün olduğunu iyice düşünüp hesapla.

Çalıştığın bir iş üzerinde herhangi bir güçlüğü yenmeden bir adım bile gerileme. Ve bil ki, yılgınlık maskeli bir tembelliktir. Gene bil ki, çalışma sevgisi güçlükleri yenmekten doğar ve kuvvetlenir. Güçlüğü yenmekten hâsıl olan manevî zevk, eşsiz bir zevktir. Emin ol ki, harpte zafer ve işte muvaffakiyet yılmayanındır. Sebat önünde güçlükler erir ve imkansız görünen, mümkün olur.

İşinde rastladığın bir güçlüğü evvelâ parçala. Her parçayı birer birer ve sıra ile yenmeye çalış. Bunun için de, meselâ, bir dersi, bir kitabı en basit elemanlarına, kısım, fasıl ve bahislerine ayır. Sıra ile her bahsi iyice ve noksansızca anlayıp öğrenmeden öbür bahse geçme. Fasıllar ve bahisler üzerinde bir kör gibi yürü. Yani attığın adımı iyice basmadan öbürünü atma.

Devamlı ve ittiratlı çalış. Ve her gün aynı saatlerde behemehal çalışmaya otur. Çalışmayı uzun fasıla ile kesip terk etme. Hasta ve yorgun değilsen tatil aylarında bile yavaş ve az da olsa çalış. Tâ ki çalışma itiyadın körlenmesin ve tekrar çalışmaya koyulmak için zahmet çekmeyesin.

Bir iş üzerinde yorulursan dinlenmek için işini değiştir ve çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme bahanesi ile, asla boş oturma. Boş oturanın içi, işlemeyen demir gibi, pas tutar.

Çok düşün. Ve bil ki, çalışmak mutlaka hareket etmek veya okumak, yazmak demek değildir. Düşünen bir insan, maden kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışıyordur.

Verimli çalışmayı sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp de, eh bugün şu kadar saat çalıştım, yetişir deme. Çalışmanın neticesine ve öğrendiğine bak.

Fikri çalışmalar için, aynı saatlerde devamlı ve tertipli bir surette, günde iki üç saat bile kâfidir. Büyük İslâm feylesofu İbni Sina, dünyaca meşhur olan 'Kitabu'ş-Şifa'sını, her gün, sabah namazından sonra Bağdat'taki bir caminin büyük kandili altında oturarak, kuşluk vaktine kadar, yani takriben iki saat çalışmak suretiyle vücuda getirmiştir.

Sebat et, genç dostum, sebat et! Damlaya damlaya göl olur. Ve aynı noktaya düşen damlacıklar zamanla mermeri bile deler.

Bir işe başladığın, bir dersi öğrenmeye, bir kitabı okumaya koyulduğun zaman telâş edip sabırsızlanma. Sakin ve metin ol. Yol al, fakat acele etme. Sindirerek çalış ve ögren.

İşinde ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Küçük ihmalden bazan büyük zararlar doğduğunu unutma.

Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma.

Her gün iyi bir eserden yüksek sesle beş on sahife oku. Bu sayede konuşma ve söz söyleme istidadın gelişir.

Rastladığın edebî, felsefî bazı güzel parçaları ezberle. Bu sayede hem kelime ve ifade hazinen zenginler hem de hafızan kuvvetlenir.

Çalıştığın bir dersin, bir kitabın fasıl ve bahislerini bitirdikçe, kitabı kapayıp, okuduğunu ezberden hülâsa halinde not et. Bir dersi, bir suretle iyi anlayıp öğrenmenin yolu, onu bu suretle yazmaktır.

Bir dersten öğrendiğin, bir kitaptan okuduğun fasıl ve bahisleri arkadaşlarınla ezberden müzakere ve münakaşa et. Bu suretle hem zekân işler ve öğrendiğin hazmolur, hem hafızan kuvvetlenir; hem de düzgün konuşma ve fikirlerini vuzuh ile ifade etme melekesi elde edersin.

Dikkat et: Sözlerin ve yazıların kısa, açık ve manalı olsun.

Recep YAZGANRecep YAZGAN