Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz
Cuma namazındayız, minberde okunan hutbeyi dinliyoruz
Cuma namazındayız, minberde okunan hutbeyi dinliyoruz. Bilenler bilir, hutbe okunurken konuşulmaz, hatta konuşulan bile uyarılmaz. Yani pür-dikkat hatip dinlenilmelidir.
Yanımda bir adam, hutbeye filan aldırdığı yok, elindeki cep telefonuyla oynuyor! Acaba diyorum, hutbe mi çok sıkıcı, adam lalettayin mi burada, telefonda çok ciddi bir işi mi var, böylesi bir eylemi sakıncalı mı bulmuyor?
Hatipte mi problem var? Bütün bunlar değilse bu adam burada ne arıyor?
Tamam; hutbeler klişe, sözler beylik, mevzuular basmakalıp, hitaplar baştan savma, metinler kalubeladan kalma, söylem kanonik, diksiyon veya fonetik hak getire, vurgular tonlamalar Allah’a emanet, metin kulakta, sözler dudakta, mesajlar ocakta… Ama hutbede cep telefonu ile oynamak ve bu vakti oyuna harcamak kutsal dairesinde hangi anlam katmanına giriyor?
Bulunduğu adada bütün hayatı boyunca hakikati ve Yaratıcıyı arayan Hayy, bir vesile ile ilk defa şehre gelir ve orada çalışan, didinen, sahip olmaya uğraşan; toprak, iş, kazanç, mevki para kavgaları yapan insanları görür; Allah’ı aramak ve bulmak varken, ölüm de kapıda bekliyorken ona göre bu yapılanlar ne kadar anlamsızdır, bu ne basitlik ve yavanlıktır şaşırır kalır. Hemen şehirden adasına kaçar ve insanları malayaniliğiyle baş başa bırakır.
Kimseye Hayy olmayı tavsiye etmeye çalışmıyoruz. Cuma namazına gelip de beş-on dakikalık zaman diliminde zaten yirmi dört saat yaptığı şeylerden uzakta kalmayı başaramayan insan neyin peşindedir ve neler o insanın peşindedir?
Hayatı o kadar hızlı yaşıyoruz ki, Kızılderili reisin deyişiyle ruhlarımız geride kalacak.
Bugünü Belirleyen Yarınlar Vardı
Hutbenin bitmesine yakın akın akın camilere gelen insanlar görüyoruz, çoğu zaman ben de onlardan biriyim. Bu özensizliğimizi görünce aklıma babam ve onun zaman mühendisleri
![admin](https://www.akasyam.com/files/uploads/user/434529ee3a4ce2b39f5bce0502c444c3-aec057d4c43b67498b8d.jpg)