“Erkekler, kadınlar üzerinde kavvâmdırlar; çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar.” (Nisa 4/34)
Ayette, “er-ricâlu kavvâmûne alâ’n-nisâ’i" geçmektedir. Meali: “Erkekler, kadınlar üzerinde kavvâmdır.” Burada geçen “er-ricâl”, erkekler manasına gelir. “Kavvâmûn” ise yöneten, sorumluluk taşıyan, koruyup gözeten kimseler anlamına gelir. Ayetteki “alâ’n-nisâ’i” ise “kadınlar üzerine” anlamına gelmektedir. Yani ayette “erkeklerin kadınlar üzerinde” kavvâm olduğu açıkça vurgulanmıştır. Arapça’daki "alâ" edatı, üstünlük / yöneticilik / sorumluluk gibi anlam ilişkilerini doğrudan kurar.
Bu ayet, erkeklerin kavvâm olduğu ve kadınlar üzerinde sorumluluğa sahip oldukları yönünde çok net bir nasstır. Bu ayet, “yalnızca evli erkekler” veya “yalnızca bekar erkekler” diye bir ibare belirtmediğinden mutlak anlamda “erkekleri” (er-ricâlu) konu almaktadır. “Bimâ enfekû min emvâlihim” yani “Mallarıyla infak etmeleri sebebiyle” ifadesi, evlilikten bağımsızdır. Yani erkek, mal sahibi olmak ve ailesi için bu malını harcama yükümlülüğünü taşımakla sorumlu yaratılmıştır. Kavvâm olmanın temeli evlilik değil, rızık temin etme yükümlülüğüdür.