Fikir
Giriş Tarihi : 07-01-2012 17:30   Güncelleme : 07-01-2012 17:30

TL Doları döver

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ve DÜNYA Gazetesi işbirliğinde düzenlenen “Para Politikaları” toplantısı BTSO Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. DÜNYA Gazetesi Başyazarı Osman Saffet Arolat’ın yönettiği toplantıda konuşan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başcı, 3 ayda bir Para Politikaları toplantılarının Anadolu’nun çeşitli illerinde düzenlendiğine dikkat çekerek, “Biz bu toplantılarda konjonktür ağırlıklı konuşuyoruz. Beklentileri konuşup, fiyat istikrarından bahsediyoruz. Bundan iki ay önce Türkiye ‘1 dolar 1 TL olur mu?’ diye soruyordu.

TL Doları döver
Bu ihracatçı açısından da cari denge açısından da büyük tehlike, risk olurdu. O zaman MB olarak ‘1 dolar 1 TL olmaz’ dedik. Bugüne gelince, Amerikan dolarına karşı TL’nin pozisyonunu korumak için 29 Ocak’ta çok ciddi önlem aldık” diye konuştu. Cari açığa ilişkin alınan tedbirlerin cevap verdiğini kaydeden Başçı, “Bu konuda iki teşhis var. Biz, ‘Cari açık para yokluğundan değil, bol finansmandan kaynaklanıyor’ diyoruz. Diğer teşhis ‘TL yıllarca bastırıldı, şu anda döviz olması gerektiği seviyede değil. Bu da artışa neden oldu’ şeklinde. Bu teşhis hatalı. Böyle düşünürsek kaybederiz. Şu anda dünyada çok sayıda kısa vadeli finansman var. Para gidecek güvenilir yer arıyor. Güvenli yerlerin sayısı azalıyor. Türkiye gibi ülke çok rahat dış finansman bulur” şeklinde konuştu.

Başçı, enflasyonun cari açığa göre öncelikli bir problem alanı olduğunu belirterek, “Mayısta enflasyon yüzde 10’un altına düşecek. Yıl sonunda yüzde 5’lik hedefe yaklaşmış olacağız. Fiyat istikrarını sağlamak Merkez Bankası’nın temel önceliğidir ve gerektiği zaman müdahale yapar, burada hiçbir problem olmaz’’ dedi. Her şeyin temelinin fiyat istikrarı olduğunu vurgulayan Başçı, “Eğer reel sektör, geçmiş yıllara kıyasla uzun vadeli, TL cinsinden kredi alabiliyorsa bu, enflasyonun kalıcı bir şekilde düşük kalması sayesinde. O yüzden birinci önceliğimiz enflasyonun düşük seviyede istikrarlı seyretmesi. Kanunun bize verdiği ikinci görev de finansal sistemdeki istikrarı sağlayıcı tedbirleri almak. Bunlar daha ziyade döviz ve para politikalarıyla ilgili” diye konuştu.

“Hatırlarsınız Kasımda ABD Merkez Bankası, ikinci parasal genişleme programına başladığında bunun bizim için sonucunun bol ve ucuz kredi olacağını söylemiştik” diyen Başçı, şöyle devam etti: “Bol ve ucuz kredinin sonucunda, Türkiye’de aşırı borçlanma ve Türk Lirası üzerinde aşırı değerlenme baskısı var. Bunların ikisine de karşı gelecek, yumuşatacak tedbirler almalıyız dedik” ifadelerini kullandı. Aşırı iyimserliğe kapılmadan kredilerde biraz yavaş gidilmesi uyarısında bulunduklarını hatırlatan Başçı, “Çin’den daha hızlı büyümeyelim. Çin’deki kredi artışı yüzde 25 ise Türkiye’de yüzde 35 olmasın. Türkiye’de de yüzde 25 olsun şeklinde yaklaştık. Biraz frene bastık. TL üzerinde de aşırı değerlenme baskısı olmasın dedik, yaklaşık 1 yıl 2 ay önce. Yumuşak iniş yapıyoruz ama gayet yumuşak” diye konuştu.
Ağustos ayında Avrupa’da ortaya çıkan problemlerden dolayı gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin genelde zayıflama eğilimi içine girdiğine işaret eden Başçı, “Biz ilk etapta şöyle strateji izledik: Biz düzenli döviz satışları başlatalım, bunun dışında birkaç araç daha kullanalım ve TL’nin nispeten daha az zayıflamasına yol açacak politikalar izleyelim. Gerçekten Ağustos ayından 29 Aralık’a kadar politikalar uyguladık. TL, diğer ülkelere göre daha az değer kaybetti. Hangisine karşı? Amerikan dolarına karşı. Çünkü euroya karşı birçok para gibi TL de değer kazandı. Orada ne kadar çok para basarlarsa euro, o kadar çok değer kaybediyor. Sizin çaba göstermenize gerek yok” diye konuştu. Problemin panik halinde dönülen ABD doları olduğunu belirten Başçı, dolara karşı TL’nin değer kazanma şansının çok fazla olmadığını ifade etti. ‘Değer kaybını biraz sınırlayalım’ şeklinde yaklaştıklarını ve başardıklarını kaydeden Başçı, 29 Aralık’a gelene kadar gerçekten TL’nin en sağlam paralardan biri olduğunu vurguladı. Başçı, “MB olarak 2012’de TL’nin değer kazanmasına izin vereceğiz. Bu yıl TL’nin kademeli bir şekilde değer kazandığı bir yıl olacak. Kendiliğinden olmazsa, MB bunu kademeli olarak yapar. Bunun için yeterli çeşitlilikte rezervlerimiz var” ifadelerini kullandı. İstisnai bir dönem kavramını ortaya attıklarını kaydeden Erdem Başçı, “Geçici olmazsa istisnai olmaz. Döviz kurları serbest piyasada belirleniyor. Kur hedefimiz yok. Oynaklığın Türkiye’de az olmasını sağlayan yapısal avantajlar ve politikalar var. Döviz piyasasında yaptığımız işlemler her zaman oynaklığı azaltmaya yönelik değil. 29 Aralık’ta yaptığımız daha farklı bir nitelikte” diye konuştu.

“Müdahale’nin güçlü, etkili ve geçici olması esastır” diyen Başçı şunları söyledi: “Dolayısıyla, ek sıkılaştırma amacına ulaştığında fonlama ve döviz satım ihalelerinde normal rejime dönülecek. Hani vardır ya; top geçer adam geçmez, savunma oyuncusu sağlam olacak. Halbuki hücumda şaşırtmak esastır. Biz de bu aracı kullanıyoruz. MB yönün yanlış olduğu dönemlerde piyasaya yön veriyor. Vatandaşımızdan beklentimiz, MB’nin yaptığı analizlere güvenmeleri.” Erdem Başçı, ne zaman dolar yükselse, 1.90 lirayı geçse hemen herkesin ‘olmadı bu iş gidecek, dolar 2 lira mı 3 lira mı olur?’ şeklinde düşündüğünü söyledi. Sepeti yavaş yavaş öğretmeye başladıklarını ifade eden Başçı, şöyle devam etti: “Dolarla euronun ortalamasını alın, ona bakın diyoruz. ‘Sepet’ diyor mesela, ‘2.30-2.40 olur, bu sayede cari denge düzelir’ diyor. Bunu söylerken de dolar 1.91’e çıkmış ve vatandaş da soru işaretleri var, pek çok döviz borçlusu var. Türk vatandaşı da spekülasyon yapabiliyor zaman zaman. Dolayısıyla sadece yurtdışına bakmayın, onlardan da elbette TL’nin zayıflamasını isteyen pek çok kişi, kuruluş var. Onları bir tarafa bırakalım, bizim kendi vatandaşımızı ikna etmemiz lazım. Teşhisiniz yanlış. Cari açık kredi büyümesinden kaynaklanıyor ve biz bu aşırı kredi büyümesini yavaşlatmayı başardık kademeli olarak. İnanılmaz finansman gelecek Türkiye’ye ve çok rahat bir şekilde bu finansman sağlanmaya devam edecek, Avrupa’daki problemlere rağmen. Dünyada başka bankalar var, fon kaynakları orada olduğu sürece, Türkiye’ye finansman gelmeye devam edecek. O yüzden de TL değer kazanmaya devam edecek.” Başçı, “2012 yılında TL Amerikan dolarını yener. Bu çok iddilalı bir laf, bunu bir kenara yazın” diye konuştu. 2012’nin, MB’nin ihracatçıları döviz kurları kanalıyla değil, ağırlıklı olarak Eximbank üzerinden kullandırılan ihracat reeskont kredileri kanalıyla destekleyeceği bir yıl olacağını kaydeden Başçı, bu yıl TL’nin kademeli şekilde değer kazanacağını ifade etti. Bunun kendiliğinden olmaması halinde MB’nin yapacağını ifade eden Başçı, bankanın elinde bunu yapmak için yeterli aracının olduğunu vurguladı.
adminadmin