Tarih
Giriş Tarihi : 25-08-2020 17:52   Güncelleme : 30-03-2021 11:24

Yunan Savaş Gemileri Samsun’u Neden Bombaladılar!

1920 yılı sonlarında Ankara, siyasi faaliyetlerde bulunduğu için Amerikan Yakındoğu Yardım Kurumu Komisyon Başkanı Albay J. F. Combs’u Samsun’da tutuklattı. Türk-Amerikan ilişkileri bu olay yüzünden gerginleşti.

Yunan Savaş Gemileri Samsun’u Neden Bombaladılar!

Amerikan yönetimine Cumhuriyetçi Parti geçince Amerika yalnızlık politikasına dönmüş, Amerika’nın bölgedeki etkinliği azalmış olmasına rağmen, gayri resmi de olsa, Ankara ile iliski kurma çabaları devam etmisti. 26 Kasım 1920’de Amiral Bristol Samsun’a bir torpido göndermiş, torpido komutanı Mutasarrıf  İbrahim Ethem Bey’le görüşmüş, Samsun’daki Amerikan temsilcisinin yarı resmi olarak görev yapması için izin istemişti.

Verilen red cevabına rağmen, 30 Kasım’da torpido aynı istekle yeniden gelmişti.

Bu girişimlerin daha sonraki yıllarda sonuç verdiğini görüyoruz.

1921 yılında Samsun limanında yine Amerikan gemileri nöbet tutmaktadır. Artık neredeyse nöbet değişimi aylık olarak standartlaşmıştır.

Amerikalıların ve Bristol’ün Ankara’ya bakısı da daha yumuşaktır. Ocak ayında Samsun’a gelen 238 numaralı torpidonun kaptanı, nöbetini devralacağı torpidonun kaptanıyla birlikte Mutasarrıfla görüşerek, Türk Hükümeti’nin emirlerine uyacaklarını bildirdiler.

Artık Ankara Hükümeti’nin Türk Hükümeti olduğunu kabul etmişlerdi. Amerikalıların Ankara ile ilişkileri güçlendirmek istemelerine karşılık, Ankara da Samsun limanında Amerikan gemisi bulunmasına ses çıkartmıyordu.

Samsun limanındaki Amerikan gemileri zaman zaman Ankara ile Bristol arasında diplomatik görevler de üstleniyordu.

SAMSUN BOMBARDIMANI VE AMERİKALILARIN TEPKİLERİ

Amerika’nın Türkiye politikası 1922 yılında da değişmiş değildi.

Hem Ankara ile ilişki kurmak istiyorlar, hem de Ankara’yı resmen tanımak istemiyorlardı. Yine samsun limanında bekleyen Amerikan gemilerinin komutanları aracılığıyla diplomatik görüşmeler yapılıyordu. Bu dönemde Türk-Amerikan ilişkilerini Yunan gemilerinin Samsun’u bombardıman etmeleri hareketlendirdi.

7 Haziran’da Yunan gemileri Samsun’u bombaladıklarında, Türk yetkililerin, Amerikalıların şehirden alınması isteğine karsı çıkmaları Amerikalıları kızdırmıştı.

Yunan gemileri Averof ve Kilkis ile, 2 panter sınıfı muhrip, 2 yardımcı kruvazör, 4 mayın tarama gemisinden oluşan Yunan filosu Samsun önlerine gelir.

Amerikan zırhlısı 248 No’lu SANDS de limandadır. Kıyıda, askeri eşyaların ve malzemenin içerilere taşınmasıyla ugrasılmaktadır. Olayın gelişimini Sands zırhlısının kaptanı R. H. Ghormley’in günlügünden takip edelim.

Ghormley , 7 Haziran’da saat 09.00 da kıyıya çıkıyor ve Johnson’un bürosuna gidiyor. Orada birilerinden Yunan gemilerinin açıkta oldugunu duyuyor. Johnson’a bütün Amerikalıları haberdar etmesini ve gemiye dönmesini, sonra bir subay gönderip Amerikalıların toplanıp toplanmadıklarını kontrol ettirmesini söylüyor. Hemen radyo ile Yunan kıdemli subayını bulup görüşme isteğinde bulunuyor. Naxos’a çıkıp Yunan subayı ile görüşüyor.

Yunan subayı limandaki İtalyan ve Fransız bandıralı ticaret gemilerinin ateş hattından çekilmelerini istedikten sonra, Ghormley kentteki Amerikalıları çıkarmak için süre istiyor. Kentte çok sayıda yabancı ve birkaç bin Rum kadını olduğunu, bunların riske edilmemesini söylüyor.

Yunan subayı, şehrin valisine bir mektubu olduğunu, bu mektubu götürürse okuyabileceğini, götürmezse kıyıya göndereceğini söyler. Ghormley mektubu götürmeyi, şehirdeki Amerikalılarla bir an önce iliski kurmak niyetiyle kabul eder. Bu düşüncesini Yunan subayı ile paylaşmadığını da günlüğüne yazar.

Kıyıya çıkar, Mutasarrıf (Faik Bey) ve askeri vali (Fırka

Kumandanı Cemil Cahit Bey)18 ile telgrafhanede buluşurlar ve mektubu muhatabına verir.

 

SİLAHLARI TESLİM EDİN

Mektupta söyle denilmektedir:

“Naxos’un Bordasında Samsun Kenti Valisine,

Yasal bir davranış içinde olan Yunan filosunun varlığı, Türklerin Hıristiyanlar üzerinde baskı ve zulüm uygulamasına gerekçe olamaz. Bu durumun devamı halinde Mustafa Kemal’in denetimi altında bulunan bütün kıyı boyunca Yunan filosu, ciddi karşılık verme hakkını kullanacaktır.

Sizi uyarıyoruz.

Vriacos, Kaptan, Yunan Kraliyet Filosu

Nakos’un Bordasında 25 Mayıs 1922

Samsun kenti Valisine,

Yunan filosunu yöneten Amiral’in emirleriyle sizi bizim atadığımız Yunan subaylarından kurulu bir heyetin önünde, bütün silahlarınızı, mühimmatınızı, mayınlarınızı ve başka savaş malzemelerini tahrip etmeye çağırıyoruz. Tahrip işlemi bugün 13.15’ten önce başlamalıdır.

Bu konuda, zamanında başlamak için bütün hazırlıkları yapmalısınız. Bu  stegimizi yerine getirmezseniz, bu saatten itibaren,  kinci Lahey Konferansı anlaşmasının ikinci maddesinde tanınan ayrıcalığı kullanacağız.

Bu konuda size bir kopya gönderiyoruz. Bu notu aldıktan sonra içinde bildirilenlerle ilgili olarak tarafsız devletlerin temsilcileri ve konsolosluklarla belirtilen saatten önce uyruklarını kentten çıkarmaları için temasa geçiniz.

Aynı biçimde kentteki savaşmayan halkı da çıkarınız.

Bu emrin yerine getirilmesini geciktirir ya da direnmeye başvurursanız, sorumlusu biz olmayacağız.

Variacos, Kaptan, Yunan Kraliyet Filosu” 19

Verilen nota gayet açıktı.

Samsun’un askeri bir şehir haline getirildiği ve açık şehir vasfını kaybettiği, Hıristiyanlara kötü davranıldığı, Yunan subaylardan oluşturulacak bir heyet tarafından silah ve mühimmatın yok edilmesi, bu olmazsa şehrin bombalanacağı, dolayısıyla yabancıların ve sivillerin şehri boşaltmasının sağlanması isteniyordu.

Yunanlıların derdi sadece Samsun’daki silah ve mühimmatın imhası da değildi.

Karadeniz’de seyreden bazı Yunan gemileri Türk takacılar tarafından ele geçirilerek ganimet sayılmış, Milli Mücadele emrinde kullanılmıştı. Samsun olayından kısa süre önce de, Enosis adındaki Yunan gemisi ele geçirilmişti. Yunanlıları kızdıran biraz da benzer olaylardı.

Amerikalı, Mutasarrıf ve Fırka Kumandanına kentteki Amerikalıları

Çıkartmak isteğini ilettiğinde aldığı cevap; “mektuba yarım saat içinde hazırlanacak cevap ile birlikte Amerikalılar konusunda kendisine haber verileceğidir.”

Ghormley büroda beklerken şehirdeki Amerikan şirketlerinin temsilcileri Currin, Johnson ve Green de oraya gelirler.

Gelişmeleri onlara anlatan Ghormley herkesin kenti terk etmek üzere hazır olmasını ister. Yarım saat dolmuş, cevap hazır değildir. Amerikalıların durumu Ankara’ya sorulmuş ve cevap beklenmektedir. Amerikalı yerel yetkililerin bu konuda karar verme yetkisinin olduğunu söylerse de; Türk yetkililer şehirden hiç kimsenin çıkarılmaması konusunda emir aldıkları cevabını verirler.

Daha sonra İtalyan Kont Smecchia da şehirdeki 50 kadar İtalyan için  İstanbul’daki  İtalyan yüksek komiserine ulaşmak konusunda Ghormley’den yardım ister.

SAMSUN AÇIK BİR ŞEHİRDİR

Saat 13:45’te Türk tarafının cevabı hazır oluncaya kadar geçen süre içinde Amerikalıların şehirden çıkarılıp gemiye alınması isteği birkaç kez tekrarlandıysa da buna müsaade edilmediği görülür. Amerikalıların hastanede toplanmaları tavsiye edilir.

Türk tarafına göre, Samsun açık bir şehirdir ve Yunanlıların yaptığı haksızlıktır.

Amerikalılar da herkes gibi korunmaya çalışılacaktır. Açıkça söylenmese de, Ecnebilerin Samsun’da bulunmasının bombardımanı engelleyebileceği düşünülmektedir.

Ghormley, 13:45’te Yunan Amirale götürmek için cevabi mektubu aldığı sırada sansını bir kere daha dener. Mutasarrıfa, Amerikalıların gemiye çıkmasına izin verilmesinin sorumluklarını kaldıracağını söyler. Aksi halde Amerikan Hükümeti de kendilerini sorumlu tutacaktır. Amerikalıları şehirden bir emrivaki ile çıkarmayı da düşünen Ghormley, bu riski göze alamadığını da itiraf eder.

Gemiye gitmek üzere çıktığında, Mr. King ve Mr. Harris’le karşılaşıp durumu anlatır.

Amerikalıları durumdan haberdar edip, arabalarını alıp şehirden uzaklaşmalarını, ya da Currin’in evinde toplanmalarını sağlamalarını söyler.

Amerikalılar toplanıp istasyona giderler.

Mutasarrıfla irtibat kurulması da benimsenir. Ghormley geri gelip onları alacaktır.

Şehre gelemezse, kent dışında bir yerlerde onları alacaktır. Ghormley’nin Yunan komutana götürdüğü Türk tarafının cevabı

şöyleydi:

“Amerikan muhribi aracılığıyla göndermiş olduğunuz mektubunuzu almış bulunuyoruz.

Bu mektuba cevap olarak Samsun kentinin açık bir kent olduğunu ve bombardıman edilmesinin yasalara aykırı olacağını belirtiriz.

Ayrıca su noktalara değinmek isteriz:

 Önerdiğiniz Sartlar kabul edilebilir değildir, bu nedenle reddediyoruz. Konsoloslar, yabancılar ve başka milletlerden ve dinlerden kimseler kentte yasamaktadır.

Karışıklık çıkarsa bütün kent sakinleri bulundukları yerlerde kalacaktır. Kenti terk etmeyeceklerdir.

Böyle bir durumun sizin üzerinize kalacaktır.

Hıristiyanlara karsı yapıldığı iddia edilen zulümler ise hayaldir. Dolayısıyla kente karsı yapabileceğiniz her davranışı protesto ediyorum.”

 

SAMSUN BOMBALANIYOR

Yunan komutan cevabı okuduktan sonra, Samsun’u bombardıman edeceğini söyleyip, Amerikan muhribinin ateş hattından çekilmesini ister.

Ghormley, olayı insanlık adına protesto edip, uluslararası yasalar gereği yabancıların çekilmesi için 24 saat süre vermesi gerektiğini söylerse de, Yunanlıya göre Samsun’un açık şehir özelliğini Türkler bozmuşlardır.

Ghormley, Amerikalıların Currin’in evinde bulunduklarını, orayı kollamasını isteyerek gemisine dönüp, ateş menzilinden çekilir.

Bombardıman saat 15:02’de Yunan muhriplerinden birinin ateşiyle

baslar.

Ardından da Amiral gemisi Naxos ve diğerlerinin ateşi onları izler.

Ateş gümrük binası ve çevresinde yoğunlaşmış, Hükümet konağı, kıyıdaki ambarlar, deniz araçları, petrol tankları, çoğu Amerikalı ve Hollandalılara ait olan tütün depoları bombardımana hedef olmuşlardır.

Şehirden yakın menzilli bir tek topla karşılık verilmiş, Yunan komutan bunu şehrin silahlandırıldığının delili saymıştı.

Mutasarrıfın binası isabet aldıktan sonra, saat 15:10’da Ghormley Yunan komutan nezdinde olayı protesto etmiştir:

“Amerikalılar ve öteki tarafsızlar güvenlik altına alınıncaya kadar açık bir şehir olan Samsun’un bombardımanını protesto ediyorum.” Ghormley, olayı ve gelişmeleri hemen amirlerine de anlatmış ve her ihtimale karsı takviye güç istemişti. Bombardıman sonrasında çıkacak bir karışıklıktan çekinmişti.

Saat 15:02’de başlayan bombardıman 18:00’de sona ermiş, Yunan

gemileri 19:30’da çekilmişlerdi. Şehirde hasar tespiti yapılırken, Amerikan destroyeri de saat 20:07 gibi limana girip demir atmıştı. En çok Amerikalılar için çırpınan Ghormley, yanına bir eczacı alıp hemen kıyıya çıkmış, Mutasarrıfın gönderdiği araba ile kendisi alınmış ve Mutasarrıfın mekanına götürülmüstür.

Ghormley’in bombardıman sonrası şehir hakkındaki gözlemi ise; “Her şey çok normaldi ve sokaklar ve insanlar normal günlük hayatı hiçbir şey olmamış gibi yasıyorlardı” seklinde olmuştu.

Mutasarrıf ve askeri erkan Valilik binasının içi göçtüğü için bahçede oturmaktadırlar.

Amerikalıların durumunu öğrenmek ve yıkım konusunda Amiral Bristol’a tam bir raporunu sunmak isteyen Ghormley’e daha önceden hazırlanmıs olan hasar raporunu okumuşlardır.

 

VALİLİK OTURULMAYACAK HALDEDİR

Rum papazının ve Rum doktor Churchi’nin evleri ve Alston magazası kısmi hasar görmüştür. Rum Yanko’nun esinin, Elizabeth  atralcu’nun, Rum Eleniko’nun, evleri ve Zekeriya Bey’e ait iki veya üç ev ile Türklere ait ev yıkılmıştır.

Ermeni Kilisesi ve yetimhanesi ile rıhtımdaki nöbetçi kulübesi de hasar gören yerler arasındadır. 19 mavna hasar görmüş, tamirat bedeli 1500 liradır.

Yerli tüccarların gümrük binası yakınındaki deposu, Rum Andevololu’nun mağazası yıkılmış, zarar 30 bin liradır. Belediyeye ait Petrol deposunda 9496 teneke Amerikan gazyagı, 19800 teneke Rus gazyagı, 41700 teneke gazyagı, 6000 kilo Rus benzini, Belediyeye ait 33000 kilo benzin ve 38368 kilo ticari benzin yanmıştır. 

İnsani kayıp hepsi Türk olmak üzere 4 ölü ve üç yaralıdır.

Yunanlılar şehre 400 kadar mermi atmıslardır. Hasar raporundan anlaşılan odur ki; şehirde bulunan her milletten insanların zarar görmüş, Hıristiyanları kollamak üzere yapıldığı iddia edilen bombardımanın gerçekte onlara da zarar vermiştir.

Bir Amerikan subayının olayı bastan sona izlemesine ve inisiyatif kullanmaya çalışmasına rağmen, Amerika ile Ankara arasında bir kriz yaşanmasına sebep olabilmiştir.

Suç, Amerikalıların şehirden alınıp götürülmesine müsaade edilmemesidir. Bu yaklaşıma rağmen, Ghormley, şehirde zarar gören gayrimüslimlerin sorumluluğunu Türklere yükleyecek bir propagandanın önlenmesi bakımından da bir misyon üstlenmişti.

Samsun’un topa tutulmasının sebepleri ile ilgili daha önce bazı tespitler yapmıştık.

Burada bombardımanın sonucunu da belirlemek adına; 28 Hasar durumu hakkında değişik kaynaklarda küçük farklılıklar olmakla birlikte genelde bir tutarlılık söz konusudur.

Kemalettin Bozkurt Ermeni yetimhanesinde üç Ermeni çocuğun öldüğünü de kaydetmektedir.

Bombardımanın bir amacının da Büyük Taarruz’dan önce Türk sevkiyatını önlemek olduğunu biliyoruz. Bombardıman sırasında maddi zarar ve can kaybına karşılık, Samsun’dan içerilere sevk edilen silah ve mühimmata pek zarar gelmemiştir.

Zaten benzeri limanlarda olduğu gibi, Samsun’da da silah ve cephane geldiği zaman geciktirilmeden iç kısımlara, güvenli bölgelere taşınması sağlanıyordu.

 

Recep YAZGANRecep YAZGAN