Bismillahirrehmanirrehim,
Basına ve kamuoyuna
Çeyrek asırdır toplumda birey ön plana çıkartılarak, aile fertleri arasında olması gereken bağın kopması için içeriden ve dışarıdan sinsi bir oyun oynayıp toplumun çekirdeği olan aile yapımız dağıtmak isteniliyor.
Ailemizi korumak hem allah’ın emri, hem anayasanın gereğidir!
Gerek hayat rehberimiz Kur'an'ın Tahrim suresi 6. Ayetteki emri gereği “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yerine getiren melekler vardır” ferman ettiği gibi, gerekirse, Anayasanın 41. Maddesi gereği ailemizi koruma görevimiz var.
Başta İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW gibi uluslararası sözleşmeler olmak üzere, Aile huzurumuzu bozup, şiddetli geçimsizliğe sebep olan; Faiz, Kumar, İçki, Zina gibi yüz kızartıcı fiillerin bir an evvel yasaklanması lazım.
AİLE HAYATIMIZA SIKINTI OLUŞTURAN FİİLLER YASAKLANSIN!
Sarhoşluk; Trafik kazalarına, Aile içi şiddete, Sarkıntılığa, Tacize, Bağırıp çağırmaya, hatta cinayet işlemeye bile sebep oluyorsa bu melanet içki neden yasaklanmasın? Aile içi şiddete karşı olduğunu söylen kimseler neden bu konuda sessiz kalıyorlar?
EVLİLİĞİ, ANNELİĞİ BİR DEĞER OLARAK ELE ALMAK LAZIM!
Toplumda evlilik yaşı yükseliyor, evli çiftlerin de bundan dolayı çocuk sayısı azalıyor, toplum yaşlı topluma doğru gidiyor. Dolayısıyla hem Devlet, hem Millet olarak evlilikleri cazip hale getirmek, evliliği kolaylaştırmak, ev hanımlığını özel bir meslek olarak görüp Ailenin tesisi için payımıza düşeni yerine getirmeliyiz.
Genç evlilikleri teşvik edip, evliliğin ilk 5 yılını aile danışmanı aracılığıyla güçlü ailenin oluşması için devlet destekli katkı verilmelidir.
Evli kişi çalışıyorsa, kesintilerdeki vergi dilimini düşürerek bir anlamda ekonomik olarak ödüllendirmeliyiz.
“GÜÇLÜ KADIN” SLOGANI YERİNE, “GÜÇLÜ AİLE” LOGANINI DİLLENDİRELİM!
Evlilik öncesi Aile konulu kurslar verdirerek “Güçlü Kadın” yerine “Güçlü Aile” oluşturmak lazım. Ayrıca evli çiftler de zaman zaman motivasyon seminerleri vermek gerekir.
6284 NUMARALI YASAYI HUKA UYGUNN HALE GETİRELİM!
6284 Numaralı yasayı ıslah ederek sıra dışı uzaklaştırma cezalarıyla aileyi dağıtmanın nedeni olacak durumdan kurtarmak lazım.
Şöyle ki;
1-İhbarda bulunan kadına mukaddesatı üzerinde yemin ettirilmeli ve beyanı yalan/yanlış çıkarsa cezalandırılmalıdır.
2-Uzaklaştırma cezasından sonra (3-7) gün arasın erkeğin ifadesine başvurulmalı, ona göre yasal bir karar verilmelidir.
*3 ay, 6 ay uzaklaştırma cezaları yalan/yanlış beyanlarla verilmesi ailenin dağılmasına sebep olmasına yetiyor.
3-Evden uzaklaştırılan erkek “Kalacağım yer yok” derse bu tür durumlara tahsis edilmiş yerlerde misafir edinmelidir.
İNSANLIK ADINA ÖNCE AİLE DİYELİM!
Gelecek nesillerin hakkı adına, kendi çocuklarımızın ve torunlarımızın hakkı adına, huzur evlerinde ölüme terk edilmiş ihtiyarların hakkı adına, intihar noktasına gelmiş, depresyon hapları müptelası yalnızların hakkı adına, sokaklara terk edilmiş çocukların hakkı adına, geleceğimiz adına, insanlık adına; önce aileyi savunabilmeliyiz.
NAMUSLU KİMELER DE CESUR OLMALI!
Aileyi savunmak vatanı savunmaktır #onceAile deyip “Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olursa” Ailelerimiz, ülkemiz, geleceğimiz ve insanlık kurtulur.
CUMHURBAŞKANIMIZIN SÖZÜNÜN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ!
Reis-i cumhurumuzun 2 Haziran 2019/ 14 Temmuz 2020 tarihlerindeki “Aileyi ifsat eden İstanbul sözleşmesi nass değildir, iptal edilsin” talimatının sonucunu görmek istiyoruz.
Türkiye Aile Meclisinin bileşenleri Diyarbakır STK’ları olarak bu işin takipçisi olmakla yükümlüyüz.
Karı-koca arasındaki hukukun, çocukları arasındaki bağın tesisi için daima uyarıcı görevimizi yapmaya devam edeceğiz.
Kamuoyuna arz olunur
Basın Açıklamasına destek veren Sivil Toplum Kuruluşları
Diyarbakır Aile Meclisi ve paydaş STK’ lar adına
Eyüphan Kaya
Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanı
