CIA raporuna göre ABD, özellikle Almanya ve Fransa’nın Afganistan işgaline desteğini sürdürmek için ‘kadın hakları, uyuşturucu, terörizm ve mülteci’ meselelerini kullanmayı amaçladı.
JulIan Assange’ın liderliğinde kurulan WikiLeaks’in, yayımlandıktan 2 hafta sonra sızdırdığı CIA analizinin başlığı “NATO Liderliğindeki Göreve Batı Avrupa Desteğinin Sürdürülmesi”. 11 Mart 2010 yılında CIA raporunu WikiLeaks, “Bu gizli CIA analizi, Afganistan’da devam eden savaş için Almanya ve Fransa kamuoyunun güçlü desteğini sürdürmek için ABD stratejilerini özetliyor” bilgisiyle dünya kamuoyunun dikkatine sundu. O dönem, özellikle kapitalizmin 2008 küresel krizinden sonra Batı dünyasında yaşanan ekonomik sorunlarla beraber Afganistan savaşı için gönderilen birliklerin yavaş yavaş çekilmesi tartışılıyordu. Raporda “Hollanda hükümetinin Afganistan’da asker bulundurma konusundaki çekinceleri, Avrupa’nın NATO liderliğindeki Afganistan misyonuna verdiği desteğin kırılganlığını gösteriyor.” vurgusu yapıldıktan sonra şunlar belirtiliyor:
‘AVRUPA’NIN HASSASİYETİ’
“Diğer ülkelerde de benzer endişeler mevcut. Bu ülkelerde halk üzerinden hükümetlere baskı stratejisi izlenmesi gerekiyor. Fransa halkının mülteci ve Afgan kadınları üzerinden, Almanların da olası yenilgide uyuşturucu, daha fazla mülteci ve terörizm konularında hassasiyeti bulunmaktadır.”
İŞGALİ SÜRDÜRME STRATEJİSİ: KADIN HAKLARI VE TALİBAN DÜŞMANLIĞI
CIA’nın raporunda, Afganistan işgalini sürdürmek ve NATO bileşenlerinden destek almaya devam etmek için, “Taliban düşmanlığı ve kadın hakları”nı kullanma planı açık bir şekilde görülüyor:
“Afgan kadınlarının Taliban’ın olası zaferinden duydukları korkuyu, kişisel ve inandırıcı bir şekilde propaganda, Afgan misyonunun sürdürülmesine hizmet edecektir. Afgan kadınların hikâyelerini Fransız, Alman ve diğer Avrupalı kadınlarla paylaşmaları için medya üzerinden sosyal yardım girişimleri, Batı Avrupa’daki kadınlar arasında NATO’nun misyonuna yönelik yaygın şüpheciliğin üstesinden gelmeye yardımcı olabilir.”
CIA çalışanları, sırf kadın meselesini kullanarak Avrupa’da özellikle Alman ve Fransız kamuoyunu etkileme stratejisi için şöyle çalışmalarda da bulunmuş:
“2009 sonbaharında yapılan CIA araştırma bürosunun bir anketine göre, Fransız kadınların NATO misyonunu destekleme olasılıkları erkeklerden 8 puan, Alman kadınlarında erkeklerden 22 puan daha düşük. Afgan kadınların referanslarını içeren medya etkinlikleri, büyük ve orantısız bir şekilde kadın izleyicileri olan programlarda yayınlanırsa muhtemelen etkili olacaktır.”
‘ALMAN VE FRANSIZLARIN YÜZDE 80’İ SAVAŞI DESTEKLEMİYOR’
CIA, bu belirtilen meseleler üzerinden Almanya ve Fransa üzerinde baskıyı artırma planı güdüyordu. CIA raporunda ifade edilen önemli bir olgu da bu iki ülkede halkın Afganistan işgaline olan desteğinin gitgide azalışı idi. Raporda “Fransa ve Almanya’da insanların yüzde 80’i Afganistan misyonuna muhalif tutum alıyor. Buna rağmen Paris ve Berlin, Afganistan’da en çok askeri birliği bulunan 3. ve 4. ülke konumunda. Halkın ilgisizliği ve karşıt tutumu, bir süre sonra hükümetleri, üzerinde baskıya yol açıp Afganistan misyonunda zafiyete yol açan kararlara yönlendirebilir.”
Almanya ve Fransa’da Afganistan işgalini destekleyenlerin sayısının yüzde 0,1 ile 1,3 arasında olduğunu belirten CIA raporunda, son yıllarda “Avrupa ülkelerinde Afganistan’ı istikrara kavuşturmak, liderlerin en düşük öncelikleri arasında” denilip şöyle devam ediliyor:
“2009 sonbaharında yapılan bir ankette Afganistan misyonunun kaynak israfı olduğu ve ‘bizim sorunumuz olmadığı’ görüşü, Alman katılımcılar tarafından misyonu sürdürmeye karşı çıkmanın en yaygın nedeni olarak gösterildi ve Fransız katılımcılar tarafından da en yaygın ikinci neden oldu.”
CIA’NIN AFGANİSTAN’DA KANLI TERTİPLERİ
Başta Almanya ve Fransa olmak üzere Avrupa’da azalan Afganistan işgaline destek sonrası çözüm önerisi olarak CIA elbette “kan dökme”yi öneriyor! “Ancak kanlı bir yaz döneminden sonra misyona olan inanç artabilir” denildikten sonra şöyle devam ediliyor:
“Alman, Fransız birliklerinde ya da Afgan sivillerin zayiatlarında bir artış, bu ülkelerde tepkileri tekrar artırarak aktif ve politik olarak düşmanlığa tekrar dönüşebilir. Hollanda’nın ayrılma isteği, seçim döneminde Alman ve Fransız politikacıları etkileyebilir.
“2008 yılında Afganistan’da 10 Fransız askerin çatışmada ölmesi, NATO misyonundaki olası bir krizi etkisiz hale getirerek Fransa Başkanı Sarkozy’nin 3 bin ek askerin daha bölgeye yollamasını sağladı.
“Eylül 2009’da Alman emriyle düzenlenen ve onlarca Afgan sivilin ölümüne yol açan Kunduz hava saldırısının siyasi yansımaları, Afganistan sorunu kamuoyunun radarına girdiğinde Alman Hükümeti üzerindeki potansiyel baskıyı gösterdi. Afganistan meselesinin Mayıs 2010’da Kuzey Ren-Vestfalya’da yapılacak seçimler üzerindeki potansiyel etkileriyle ilgili endişeler, Afganistan’a siyasi sermaye harcama konusunda isteksiz davranan Şansölye Merkel’i Almanya’nın NATO’ya katkılarını artırma ve hatta sürdürme konusunda daha tereddütlü hale getirebilir.”
‘DAHA FAZLA ASKERİ VE SİVİL ZAYİAT’
Avrupa’yı Afganistan işgalinin sürdürülmesine ikna çabaları ile ilgili şöyle devam ediliyor:
“Batı Avrupa halkları, Afganistan’daki sonuçlar ile kendi öncelikleri arasında net bağlantılar algılarlarsa, bahar ve yaz aylarında daha fazla askeri ve sivil zayiata tahammül etmeye daha hazırlıklı olabilirler.”
“NATO birliklerine katkıda bulunanlar arasında, Batı Avrupalıların temel endişelerinden yararlanan tutarlı ve yinelemeli bir stratejik iletişim programı, bugünün kayıtsızlığı, yarının misyona karşı muhalefeti haline gelirse, politikacılara Afganistan’a konuşlanmaları desteklemek için daha fazla alan vererek bir tampon sağlayabilir.”
‘KIZ ÇOCUKLAR EĞİTİMSİZ KALACAK PROPAGANDASI’
Raporda, Fransızların “savaşa devam” planına iknası için “Taliban gelirse, kız çocuklarının eğitimi yarıda kalır propagandası ile Fransa’nın laik kamuoyu üzerinden bir baskı yaratılmalı. Böylece Afganistan misyonuna Fransa desteği sürdürülebilir.” ifadeleri Amerikan propagandasının Afgan kadınlarının ve kız çocuklarının “savaşa devam” stratejisinin parçası dışında bir önemi olmadığını gösteriyor.
Yine Fransa’nın iknası için “mülteci korkusu” yaratmanın da faydalı olabileceği vurgulanıyor:
“Paris, 2009’un sonlarında 12 Afgan mülteciyi sınır dışı etme kararının yarattığı tartışması, Afgan mültecilerin durumuyla ilgili hikâyelerin Fransızlar üzerinde etkisinin yüksek olduğunu gösteriyor. Fransız hükümeti şimdiden Afgan insan kaçakçılığı şebekeleriyle mücadeleyi öncelikli hale getirdi ve muhtemelen Afganistan’daki NATO yenilgisinin mülteci krizini hızlandırabileceği yönünde bir kampanyayı destekleyecektir.”
Almanya ile ilgili olarak, ülkenin savaşa devam etme isteğindeki azalışın esas nedeni, “prensip ve israf” olarak belirtilmiş. Alman kamuoyunda NATO misyonuna olan muhalefetin susturulması için “yenilginin olası sonuçları” üzerine bir muhasebe yaptırılması hedefleniyor.
CIA raporunda Almanya için en temel strateji “NATO’nun yenilgisi Almanya için felakettir” ifadesiyle vurgulanıyor.
Kaynak: Aydınlık - Orçun GÖKTÜRK
