Bu da Alemin düzeni ve sosyal adalet çerçevesindeki İfsadı durdurmak için... Bireyin Allah'a karşı olan şahsi durumları ise sadece bireyi ve Yaratıcıyı ilgilendirir... kul hakları, varlık haklarını kimse ihlal edemez.. İster adı Müslüman olsun, isterse ateist vb. İşin özü budur... Bu Öz'ün dışında içtihat eden mezhep imamları da hata etmiştir ve ederler... Neticede bu imamlar ne yaratandır ne de peygamber.. Hata yaparlar.. Mezhep, İslâm değildir... Mezhep imamlarının tüm içtihatlarıni değişmez bir hüküm olarak algılamak en büyük cehalettir... Maalesef medrese geleneğinde bu durum var.. Ve, kendini o imamlar vasıtasıyla otorite gören, halk üzerinde otorite kurmaya çalışan ve DİN'İ kullanarak bunu yapan çok kişi var bugün din adına konuşan…
İşin en ilginç yanı bunlar külli ibadetin boyutları, insanın yaratılış gayesi, kulluk görevinin nerelere kadar vardığı hakkında bilgileri ve algıları son derece kısıtlı ve kısır... Zaten tüm bu saplantılarının kaynağı da bu kısır anlayış ve algı... Sanki onlar var etti bu alemi ve bu insanları.. Adam namaz kılmıyor, sana ne, sen kimsin de onu öldürmek hükmü veriyorsun... Neye dayanarak... "Namaz mü'min in miracı" doğru eda edilirse. Anlayış ve idrakini geliştirir... İdrak bilmek, anlamak. Neyi bilecek anlayacak... İçinde yaşadığı varlık alemini, bu alem içinde kendi var ediliş gayesini, kulluğunu... Taaa ol emrine kadar, yaratıcı ile baş başa ki, o da her kişiye göre farklı.. kendi hakikatine kendini taşımasına bir kapı namaz.. vb.. İnce ve derin bir mes'ele..
Bu konuda idraki sığ insan mezhep imamı da olsa yanlış hüküm verir ve o hükmün hiçbir kıymeti yoktur.. Takipçilerinde ise idrak daha sığ olduğundan onlara yapışıp duruyorlar... Dikkat ederseniz bunlar, bu hükümleri konuşup dururlar sadece.. Hayata geçirmek isteyenler ise kaos ve kıtal yaratır... İçinden barış ve esenliğe götüren bir netice, yani İslâm çıkmaz.. Bu zamanda, bu konular külli içtihat-yenilenme meselesidir ve bu konuşan sözde allâme takımından hiç kimsede bu çapta bir İdrak yok!..
Asaf Bin Kina
