Korku, iç veya dış dünyadan kaynaklanan bir tehlike olasılığı ya da birey tarafından tehlike olarak algılanıp yorumlanan herhangi bir durum karşısında yaşanan evrensel bir duygudur.
Bebekler ilk doğduklarında yüksek ve ani seslerden korkarlar. Ardından ebeveynlerden ayrılma, yeni bir ortama girme korku duygusunu arttırır. Bebeğimiz büyürken 2 yaştan sonra korku duygusu daha da artmaya başlar.
Yabancılardan korkma, vahşi hayvanlar, doktorlar, tuvaletten korkma, büyük film karakterleri, animatörler... 3 yaştan sonra elektrik süpürgesi, gök gürültüsü, tek başına uyuma gibi korku türleri ortaya çıkabilir. 4 yaştan itibaren korkular azalır. 5 yaşındaki çocuğumuzda somut korkular ön plana çıkmaya başlar, bir yerinin acıması, iğne olması.. vb. 6 yaştan itibaren korkular tekrardan artar.
Özellikle sesten etkilenme ön plandadır.
Tüm bunlar yaşanırken yaş ilerledikçe korkulan durumlar yavaş yavaş sönmeye başlayacaktır. Halen devam eden korku duygusu var ise onunla başa çıkmak veya bir uzmana danışmak gerekir.
Peki nasıl baş edebiliriz?
Çocuğumuzun korkusuna saygı göstermeliyiz.
Korkunun temelinde yatan durum muhakkak belirlenmelidir.
Korku duygusunun ardından çocuğumuzun tepkisinin ardından sakinleştiğinde imgesel bir yolla kendini ifade etmesi istenmelidir. (Resim yapma, evcilik oynama, kuklalar ile günlük yaşam becerileri, oyun terapisi)
Korku içeren film, hikaye.. uzak durulmalıdır.
Korku duyduğu herhangi bir durumun çocuğumuz için esprili bir hale getirebiliriz.
Şayet halen korku duygumuz devam ediyorsa uzmana danışabiliriz.