Gürbüz sosyal medyasından aynen şunları yazdı:
“Kibrinizle, kifayetsizliğinizle, üst üste yaptırdığınız saraylarınızla, sayısız özel uçaklarınızla, sizi hak/hakkaniyet adına uyaranları adam yerine koymayışınızla, yaptığınız her işte hikmet arayan yalakalarınızla, yarınlarda bu gidişle milleti mankurtlaştıracak cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminizle, emaneti ehil insanlara emanet etmeyişinizden ve devletin kaynaklarını düzgün kullanmamaktan doğan organizasyonluk ve beceriksizlik ile bakın bir kriz anında millet olarak ne ile karşı karşıyayız!!!...
Artık şu burnunuzun ucunu bile göremediğinizin ayırdına varın ve
Bu gerçeklerle yüzleşin.
Bir de partilerinizin yöneticileri ve yalakalarınız böyle bir ortamda geçmiş olsun ve başsağlığı mesajları yayınlamak yerine 'nerede hata yaptık' ve 'ne yapabiliriz'e odaklansınlar bari!!!...”
Gürbüz bu ifadelerinde demek istiyor ki, “FETÖ ile birliktelik devam ederken yani ben oradayken her şey çok ama çok iyiydi. Ne zaman ki AK Parti FETÖ’nün ihanetini görüp yollarını ayırınca hakkaniyet bitti… Hakkaniyet hep tek taraflı tek kişilik adamına göre hakkaniyet… Empati yok…”
Kendisi AK Parti’den meclis üyesi olmuş, eşi kadın kolları başkanlığı yapmış ve sonra AK Parti sayesinde noter olmuş ( şimdi diyecek ki hakkıydı. Peki tamam, hakkıydı, ona da kabulüz… ) Hakkıydı da başörtüsüyle davalara girmeyi ve başörtülü noterliği hangi iktidar döneminde sağlayabilecekti bu sorunun cevabını bulabilmiş mi kendisi ve eşi?...
