İşte Filiz Akgün'ün o yazısı:
Evladınızı doğurdunuz, büyük zorluklarla büyüttünüz, beslediniz gün geldi asker eylediğiniz.
Uzman Çavuş veya başka bir rütbeli ve başka bir kolluk kuvveti…
Vatanı koruyacak, herkes gurur duyacak dediniz..
Bu arada evlendirdiniz 3-4 ay sonra göreve gönderdiniz.
Gitmeden önce nişan taktınız hatta resmi nikahı düğünden önce yaptırdınız, fakat anlaşamadılar veya daha gerdeğe girmeden boşanmaya karar verdiler, çocuk da görev başında karlı dağlarda, zorlu operasyonda işinin başında...
Gel gör ki; operasyonda şehit düştü..
Gecenin yarısı acı haberi vermek için askerler sizin kapınız yerine resmiyette ‘’evli’’ göründüğü için karısının ziline bastılar, acı haber verdiler vermesine, akabinde bir de o kısacık evli kaldığı karısına şehit parası ödediler..
Kendinizi o ailenin yerine koyun.. Ne yapardınız, ne düşünürdünüz..?
Hatırlarsanız geçen yıl Mersin’de benzer bir olay yaşanmıştı..
Şehidimiz çok kısa süren evliliğini bitirmek üzereyken, ne yazık ki mahkeme sürecinde şehit düşmüştü..
Tabi henüz ‘’resmi olarak’’ boşanma gerçekleşmediği, yeni evli çift kağıt üzerinde evli göründükleri için askerler gece yarısı acı haberi vermek için karısının kapısını çalmıştı.,
Daha sonra da şehidin (96 bin Lira) ölüm parasını boşanma sürecindeki karısına verilince, şehidin ailesi isyan etmişti..
Bu aralar TBMM’de de ele alınan ve TMK (Türk Medeni Kanunu’nda) tartışılan 6284’üncü maddedeki ‘’süresiz nafaka’’ tartışmasına eklenebilecek bir mektup geldi, içler acınası dokunaklı bir mektup, okurken içim ‘’cız’’ etti…
Şırnak’ta görev yapan bir uzman çavuş E.’nin mektubu diğer tüm boşanma mağdurlarının sesi aslında..
Uzman hukukçulara göre ‘’uygulamada bir sıkıntı var. HSK’da meslek içi eğitimlerin verilmesiyle mağduruiyetler giderilebilir’’
Hem hukuksal hem duygusal açıdan gerçekten zor..
Umarız en kısa zamanda bu soruna bir çözüm bulunur ve üzüntüler giderilir..
O MEKTUP..
‘’Filiz Hanım, ben bir askerim.
Uzman Çavuş olarak 5 senedir Şırnak’ta görev yapıyorum ve bu 5’inci yıl içerisinde ne operasyonlar ne ölümlerden döndük ama ölmedik. Bu kadar derdin içinde sevdik evlendik ama evlendiğimiz kişi ile Şırnak'ta kaldık 2 ay lojmanda izne gittik sonra bir daha eşimi göremedim.
Ailesi bir daha konuşturmadı, görüştürmedi benimle.
Şırnak’a dönmedi üstelik bu canımı bile kendi için verdiğim eşim beni karakola şikayet edip ‘’Bana silah çekti darp etti’’ gibi yalan ifadelerle kendinden uzaklaştırıp Şırnak’a gelmemek için iftiralar attı, anneme bana ağza alınmayacak küfürler etti .
Ben o silahı senin ve Türkiyemin namusu için kullanıyorum ama sen beni şikayet edince silahımı bir devlet memuru iken güvenlik güçlerine teslim ediyorum.
Bir asker için çok kötü bir şey ağladım o silahımı teslim ederken.
Keşke ben ölseydim de bunu eşim olacak kişi bana yapmasaydı. Madem böyle yapacaktın neden gittin terk ettin..!
Ailesi ile evlenmiş, annesi babası ile evlenmiş, onları dinledi hep .
Ben askerim beni dağdaki terörist öldürse gam yemem ama canımdan sevdiğim eşim beni yaşarken öldürdü. Ben gururuma yediremedim.
Bunun üzerine boşanma davası açtım bana tazminat açmışlar, nafaka açmışlar yalanlar ve kendini mağdur göstermeler..!
Ben yuvam yıkılsın diye evlenmedim...
Biz askerleri nafaka tazminat için kullanıyorlar..
Lütfen bize yardım edin.
Eğer ki bizim başımıza bir şey geldikten sonra tüm Türkiye ‘’vah vah’’ diyeceğine şimdi duysun Türkiye bizi.
Böyle yasa adalet olmaz..!
Bir kadın ‘’hem suçlu hem güçlü’’
Kaldı ki, eşini aldatan kadın bile ağır kusurlu olmuyor ve mal paylaşımından yararlanıyor.
Ben şuan süresiz nafaka ödeyeceğim. Her ay 1000 TL (BİN) ve bu her sene artacak..
Sen benden nasıl 1000 TL nafaka alırsın..!
Bu nasıl adalet..!
Suçum asker olmak, devlet memuru olmak..
Peki benim hakkım ne olacak..!
Benim ne suçum var..!
Dört aylık çocuksuz bir evlilikte bu tür şeyler oluyorsa, kadının bir oyunudur bu..
Lütfen seslerimizi duyurun..
Bu sebepsiz yere ödeyeceğim nafaka ‘’süreli’’ olsun. 10 sene olsun, ama yine süreli olsun..
Gider elimde ne var ne yok satarım, kredi çeker o 10 senelik borcu peşin kapatır kurtulurum.
Ömur boyu borçlu yapmayın bizleri.
Bizim başımıza birşey gelirse Türkiye’ye hakkımı helal etmiyorum.
Bende güvenlik güçleriyim. Bu 6284 nolu yasaya çok karşıyım.
Ben terörle mücadele mi edeyim yoksa bu ayrılık süreçleri ile mi mücadele edeyim..!
En aşağı ayrılık boşanma davaları 2 yıl sürüyor. Bunun Yargıtaya kadar gittigini düşünün 3-4 sene sürüyor.. İki kişi boşanmak istiyorsa çekişmeli dava da acsak 2-3 duruşmada 1 sene olmadan boşasın hakim bizi..
Ben bu boşanma sürecinde şehit olursam benim tazminatım hepsi boşanacağım eşime verilecek..
Helal olmasın..
Bu Türkiye’nin sorunu olsun..
Bizler sizler için gözümüzü kırpmadan ölüme meydan okuyorsak, sizler de bizlerin sesini duyurun..
Ben boşanmak için evlenmedim sevdim.
Yıkılmasın yuvam dedim..
Çok zoruma gidiyor..
Devletin bana verdiği 800 TL terör parasını, ben 200 TL daha üzerine koyup bu kişiye veriyorum
Benim annem kalp hastası, o bana yansıtmıyor üzüntüsünü bende ona yansıtmıyorum ama gelin görün içimizde ne sıkıntılar var.
Suç mu işledim evlendim. Nedir bu ceza, nedir ağır kusurum..?
Ben düştüm bu duruma düşmanım düşmesin insallah.. Benim onurum, gururum bir iftira ile yerlerde oluyor ve arkamda devletin verdiği yasalar ile mahkemede 10 tane şahidim de olsa, erkek olduğum için yasalar hak hukuk adalet kadından yana..
Kusura bakmayın vaktinizi çaldım’’
Kaynak: Cafe Siyaset
