CHP Samsun Milletvekili Opr. Dr. Murat Çan’ın, “28 Mayıs’ta değişim olmazsa 30 milyon sığınmacıya, onları beslemek için ek vergilere, ilaç sıkıntısına ve bankalardaki paranıza el konmasına hazır olun” sözleri akıllara CHP iktidarının 1942’de yürürlüğe soktuğu Varlık vergisini getirdi.
Varlık Vergisi, banka mevduatı, birikmiş varlıklar, emeklilik planları da dahil olmak üzere kişisel varlıkların toplamından alınan vergiydi.
Türkiye’nin yoksulluğa mahkum edildiği, emeğin alın terinin gasp edildiği 1940’lı yıllardı.
İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı o yıllarda Türkiye ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma dayanıyordu. 1940 yılında yaklaşık olarak 18 milyon olan Türkiye nüfusunun neredeyse 14 milyonu kırsal kesimde yaşıyordu.
Toplumunun büyük bir kesimi geçimini tarım ile sağlarken, çiftçinin tarım yapmak için bir çift öküze sahip olması oldukça lükstü.
İktidarda Cumhuriyet Halk Partisi ülkenin başında ise İsmet İnönü vardı. Tek parti döneminde uygulanan varlık vergisi CHP tarihine bir utanç vesikası olarak kaydedildi.
Özellikle gayrimüslimleri hedef alan bu vergiler yüzünden insanlar Adalar ve Beyoğlu'ndaki evlerini satmak zorunda kaldılar. Tamamen keyfiyet üzerine kurulan bu vergi sistemi yüzünden parayı bulamayan gayrimüslimler Aşkale'ye sürgüne gönderildiler.
Açlık, kıtlık, yoksulluk, sefalet... CHP'nin işbaşında olduğu dönemlerin ortak özellikleri. Ancak bunlar yetmemiş olacak ki, üstüne üstlük bir de Varlık Vergisi geldi.
Özellikle gayrimüslimleri hedef alan bu vergiler yüzünden bu insanlar Adalar ve Beyoğlu'ndaki evlerini satmak zorunda kaldılar.
Tamamen keyfiyet üzerine kurulan bu vergi sistemi yüzünden parayı bulamayan gayrimüslimler Aşkale'ye sürgüne gönderildiler.
O dönemde Cumhuriyet gazetesi üzerinden gayrimüslimleri hedef alan yayınlar yaptıran CHP, gayrimüslimlerin Türkler üzerinden zengin olduğunu iddia ediyordu.
