Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 12-06-2012 10:18   Güncelleme : 12-06-2012 10:18

Misafir Hayatlar (Buluş)

Misafir gibi yaşamamak adına; çok çaba harcadık, çok insan tanımaya çalıştık, çok değer verdik, çok sevdik hem de karşılığını beklemeden; çok sevmenin sonucu, çok üzüldük, çevremizdeki her insanı sahiplendik, herkes tarafından sevilmeyi ve değer görmeyi bekledik

Misafir Hayatlar (Buluş)
Misafir gibi yaşamamak adına; çok çaba harcadık, çok insan tanımaya çalıştık, çok değer verdik, çok sevdik hem de karşılığını beklemeden; çok sevmenin sonucu, çok üzüldük, çevremizdeki her insanı sahiplendik, herkes tarafından sevilmeyi ve değer görmeyi bekledik.
 
Günler geçti böylece; kapımıza gelen herkesi buyur ettik, telefonumuz her çaldığında, kimdir, nedir, derdi ne diye düşünmeden saatlerce konuştuk, yeri geldi dertlerini dert edindik. Önümüze çıkan her işi görevimiz bildik; çabaladık, yorulduk, yıprandık. Karşımıza çıkan her sevgiyi; büyük fırsatlar abidesi gibi görüp, dönüşü yokmuşçasına ardından gittik. Her attığımız adımın sorumluluğunu aldık, çoğu zaman karşıdan hiç bir şey beklemeden; tek başımıza tüm yükü omuzlayarak yürüdük bu yolda. Akşam olup, hava karardığında; kafamız çok yoğun, kalbimiz çok yorgundu.
 
Anladık ki, kendimizle hasbıhal zamanı gelmişti. Buraya kadar geldik, dediğin gibi yaptık. Hayatımızı sahiplenmek adına bunca yorulduk, yorgun düştük, çaba harcadık; peki neden hala eksik ve yolunda gitmeyen şeyler var. Hata nerde, insanlar ve hayat neden istediğimiz gibi değil. Bir şeyleri yanlış yapıyor ve de adını bir türlü koyamıyorduk.
 
...bunca düşünmekten yorulduğum için, aylar öncesinden alıp, bir kenara kaldırdığım pazılı (puzzle) yapmaya koyuldum. Önce resmin çerçevesini belirledim, bu önemli bir kuraldı; daha sonra tek tek her parçanın nereye ait olduğunu bulmaya ve sonunda da resmi tamamlamaya çalıştım. Bazen bir parçayı yanlış yere koymanın hatasını yapıp, sonrasında fark ettim. Resim ufaktan ufaktan kendini göstermeye başlayıp, parçalarda azaldıkça, işimin daha da kolaylaşmaya başladığını gördüm.
 
Sonunda çok parçalı, manzara resimli, büyük uğraşlarla bitirdiğim pazılı, bir kartonun üzerine yapıştırıp, bir de ip takarak, odamın duvarına astım. Karşısına geçip, kahvemi yudumlarken, resmin güzelliğine dalmaya başlamış ama asıl içimi huzursuz eden sorunun cevabından çok da uzaklaşamamıştım.
 
Neye bakarsak bakalım, asıl gördüğümüzün, kendimiz olduğunu çokça duymuştum. Derken sadece büyük bir sessizlikte duyulabilecek olan bir ses duydum. Resmin bir parçasının yere düşmüş olduğunu fark ettim ve tekrar alıp yerine yapıştırdım. Bu parçanın ait olduğu bir yer vardı, onu başka yere koyarsam ne parça kendini bulacak ne de resim tamamlanmış olacaktı.  
 
Bizlerinde hayatında; birçok olay, amaç, durum var. Onları ne derece önemseyeceğimiz, hayatımızın neresine koyacağımız, hayatımızda ne kadar yer vereceğimiz bizim kararımız olmalıdır. Eğer kendinizi tanıyor, hayattaki önceliklerinizi, amacınızı, yapmak ve peşinden gitmek istediklerinizi biliyorsanız; karşınıza çıkan insanlara, fırsatlara, durumlara; kendi içinde değil, size ait manzaranızdan bakmalısınız.
 
Şu hayatta anlamlı ve birbirini tamamlayan şeyler yapmak istiyorsanız; öncelikle ne yapmak, hayatınızda nasıl insanlara yer vermek, nasıl bir hayat yaşamak istediğinize dair bir manzara belirleyin ve onlara bu manzaradan bakın.
 
Hatalarımız, pişmanlıklarımız ve geriye dönüşlerimiz olsa dahi “Neden böyle davrandığımıza dair” verecek anlamlı bir cevabımız olacaktır.
adminadmin