Samsun Haber
Giriş Tarihi : 05-03-2018 10:18   Güncelleme : 05-03-2018 10:18

Samsun Türk Ocağından İslam’da Akıl Ve Bilim Konferansı

Samsun Türk Ocağı tarafından düzenlenen konferanslar dizisinin bu haftaki konuşmacısı Ankara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Hasan Onat oldu.

Samsun Türk Ocağından İslam’da Akıl Ve Bilim Konferansı

“İslâm’da Akıl Ve Bilim” başlıklı konferansın açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen şube başkanı Doç. Dr. Serkan Şen, Afrin Zeytin Dalı Operasyonu’nda şehit olan askerlerimize rahmet, gazilere acil şifa dileğiyle sözlerine başlayıp üzüntüsünü dile getirdi.

İslâm dünyasının bir akıl tutulması yaşadığına değinerek “Sözümüz kirlendi, gözümüz kirlendi, işin kötü tarafı özümüz kirlendi… ‘Akıl etmez misiniz!’ diyen bir dinin mensupları olarak birbirimizi her vesileyle ötekileştirmeye başladık” dedi. İslâm dünyasının bilim noktasında bulunduğu seviyenin yetersiz olduğunu söyleyerek, bu durumdan kurtulmak gerektiğini ifade etti. “Yiğit düştüğü yerden kalkar derler.” diyen Şen, İslâm medeniyetinin ‘akıl’ üzerine inşa edildiğini ve ‘bilim’ ile taçlandırıldığını, gönül teknesinde yoğrulduğunu bu konularda gerekli hassasiyet göstermek açısından kendilerine düşen görevi yaparak, topluma öncülük edecek ilim erbabının kitlelerle buluşturulması sorumluluğunu üstlendiklerini ifade etti.

“İslâm dünyası akıl tutulması yaşıyor…” sözleri ile konuşmasına başlayan Prof. Dr. Hasan Onat İslâm dünyasında yaşananların “kâder” olarak düşünülmesinin doğru olmadığını ifade ederken Kur’ân-ı Kerim’den okuduğu bir ayetle insan için ancak emeğinin karşılığının olduğunu ve bu bağlamda doğru düşünerek atılan doğru adımların milletlerin kaderini değiştirebilecek güce sahip olduğunu söyledi. Bu durumun tersinin ise Sünnetüllâh’a aykırılık teşkil edeceğini ifade etti.

“Türk Milletinin, Cenâbı Hakk’ın “özne” olarak yarattığı bir millet olduğunu düşünüyorum.” diyen Onat, Türkiye’nin kaderinin İslam âleminin kaderi olduğunu o nedenle Türk milletinin kendi cevherini hissetmesi gerektiğini dile getirdi. Müslümanlığın dünyada özne vaziyeti almasında ön şartın Türk milletinin ayakta kalması olduğuna işaret etti . Bu yönüyle Türk milletinin kendi varlığını besleyen kaynakları keşfetmesi gerektiğini söyledi. Bilim fukaralığımızın dönüm noktası olarak Osmanlının dağılma sürecine inilmesi gerektiğini belirtti. 18. asrın kritik bir eşik olduğunu söylerken, Cumhuriyetle birlikte önemli bir hamlenin yapıldığını fakat, sonrasında yapılan yanlışların bugünkü sonuçları doğurduğunu ifade etti. Türk milletinin yeniden güçlenip eski haline gelebilmesinin yolunun ise “akıl”ı yeniden keşfetmesi ile mümkün olabileceği görüşünü dile getirdi.

Dünyada hüküm süren bilim odaklı tartışmalara karşın Türkiye’de  bir takım din merkezli ucuz polemiklerin gündem oluşturduğuna dikkat çekti. Eğer böyle giderse dinin birleştirici özelliğini muhafaza edemeyerek ayrıştırıcılığı tetikleyeceğini, ayrıştılıcılığa ses veren bir “enstrüman” konumuna geleceğini söyledi.

“Akıl bizim ayağa kalkabilmemiz için en önemli kaynağımızdır.” diyen Onat, İslâm’a göre en büyük farzın düşünüp akıl etmek olduğunu, bu özelliğinin altında sorumluluğun ana kaynağı teşkil etmesinin yattığını dile getirdi. Bu bağlamda “Maturidi”ye gönderme yaparak “ Düşünmeyi telkin eden her türlü his, şeytan işidir.” sözüne açıklık getirerek düşünmenin önemine vurgu yaptı. Kur’ân’ın zanla hareket edilmesine karşı olduğunu söyledi. “Neye inanacaksanız, o konuda bilgi sahibi olacaksınız.” dedi. Günümüzde din ticaretinin en kolay ticaret olduğunu söyledi. “İnsanlar bir takım olumlu yetilerini kullanırlarsa salih âmel ortaya çıkar. Salih âmelin zirvesinde bilim ve sanat vardır. Bilimde yoksanız varlığınızın bir anlamı yoktur. Sanatta yoksanız hoyratsınızdır” tespitini paylaştı.

adminadmin