Demir’in İlk hikâye derleme kitabı ‘Can Damlaları’nın ardından ikinci kitabı ‘Köşe Yazıları’ siyasi ve sosyal konuları ele alan Diriliş Postası'nda yayımlanan köşe yazılarından oluşuyordu.
Demir üçüncü kitabı Pense hakkında okuyucularına şu bilgileri veriyor;
Üçüncü kitap hazırlığımı ise popüler kültür ve dijitalleşen dünya görüşlerim üzerine düşünüyordum. Kitabın hazırlıklarını tamamlamak üzereydim ki korona belası Mart 2020’de patlak verdi.
Ve umduğumuzdan çok daha fazla olumsuz etkileri ortaya çıktı ki tam da dijitalleşen dünya görüşlerimle paralellik arz eden bir süreç başladı. Etki süreci ve sonuçları net ortaya çıkmadığı için o hazırlığımı biraz öteleyerek kendimi yeniden hikayelere verdim.
Yazdığım ve yazmayı düşündüğüm hikayeler vardı. Bir de yakın dostumdan dinlediğim anonim hikayeler. Bunun yanına sanal alem paylaşımı hikayeler eklendi. Cevdet Kılıç hocamdan derlediği ama yayımlamadığı hikayeleri istedim. Onları da ekledim. Seyit Mehmet Şen hocamın paylaşımlarını da kitabıma alınca ortaya güzel bir seçki çıktı. Bu vesile ile hocalarıma gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.
Neden hikâye?
Bir defa benim çok sevdiğim bir edebi tür. Hem okumayı hem de yazmayı çok severim.
İkinci olarak; otuz yılı aşkın öğretmenlik hayatımda derslerimde de özel öğrenci sohbetlerimde de gördüm ki anlattığımız küçük hikayeler, fıkralar, anılar daha dikkatle dinleniyor. Yaşanmış olaylar ve kıssadan hisseler karşımızdakinin üzerinde daha büyük izler bırakabiliyor. Anlatılanlardan kendisine doğrudan olmasa da dolaylı olarak ders çıkarıyor insanlar. Zaten bizler de gürül gürül yanan bir sobanın etrafında saatlerce büyüklerimizden dinlediğimiz hikayelerle büyümedik mi? Bunlar öylesine anlatılan hikayeler değildi. Hepsinde bir yaşanmışlık, çıkarılması gereken bir ders bulunuyordu. Almasını bilene ise büyük bir nimetti!
Bana göre ne türde eser olursa olsun içinde bir mesaj kaygısı taşımıyorsa, okuyucuda bir iz bırakmıyorsa bir anlamı yoktur. Ben de kitabımdaki hikayeleri derlerken bu kaygıyı ön planda tuttum. Ne mutlu bu kıssalardan payına düşen hissesini alabilenlere…
Kapağına isminizi koyduğunuz bir eserin sorumluluğu çok ağırdır. Yazacaksın, defalarca okuyacak, düzeltecek, olmadı yeniden yazacak, düzelteceksin. İşte tam bu süreçte bir yardımcıya ihtiyacın vardır. İşte o yardımcım, kitabımın baskı aşamasında büyük emeği olan Büşra Öksüz. Kendisine bu desteğinden dolayı teşekkür ediyorum.
YAZAR ÖZGEÇMİŞ
1962 doğumluyum. Samsun İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Lisans eğitimimi Ankara Üniversitesi DTCF, yüksek lisansımı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde yaptım.
Öğretmenlikle başlayan memuriyetime sırasıyla Yüzüncü yıl Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde Türk Dili Öğretim Görevlisi olarak devam ettim. Bir süre üniversiteden ayrılıp Milli Eğitim'de idareci olarak görev yaptıktan sonra tekrar Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ndeki görevime döndüm.
Evli ve üç çocuk babasıyım.
İyi derecede Türkçe
Konuşuyor ve yazıyorum.
Yazım hayatıma gelince ilk tecrübem bir gurup öğrenci arkadaşımla sahipliğini yaptığım Mesaj Dergisidir.
Ardından Vakit Gazetesi ve son olarak da Diriliş Postasında köşe yazarlığı yaptım.
Yine 10 yıl Samsun'da yayınlanan Ekip Gazetesinde köşe yazarlığı yaptım. Samsun'da yayınlanan Haber ve Halk gazetelerinde de köşe yazılarım yayınlandı.
Ve son olarak Bütünşehir Dergisi editörlüğünü yaptım. Edebiyat alanında birçok sempozyuma bildirilerimle katıldım.
Yine edebi birçok dergide yazılarım yayınlandı.
Basılmış kitaplarım: Türk Dili (Ders Kitabı-Ortak Yazar)
Can Damlaları (Derleme Hikâye Kitabı),
Köşeli Yazılar (Diriliş Postası Köşe Yazıları-Deneme), Pense (Hikâye Kitabı).
Basım aşamasındaki diğer çalışmam ise Popüler Kültür ve Dijitalleşen Dünya olacak.
