Evet, nasıl ki eski zamanda İslâmiyet'in terakkisi, düşmanın taassubunu parçalamak ve inadını kırmak ve tecavüzatını def'etmek, silâh ile kılıç ile olmuş. İstikbalde silâh, kılıç yerine hakikî medeniyet, maddî terakki, hak ve hakkaniyetin manevî kılıçları düşmanları mağlûb edip dağıtacaktır.
Biliniz ki: Bizim muradımız medeniyetin güzellikleri ve beşere menfaati bulunan iyilikleridir. Yoksa medeniyetin günahları, seyyiatları değil ki; ahmaklar o fenalıkları güzel zannedip, taklid edip malımızı ve yurdumuzu harab ettiler. Ve dini rüşvet verip, dünyayı da kazanamadılar.
Medeniyetin günahları iyiliklerine galebe edip kötülükleri iyiliklere üstün gelmiştir. Bunu iki dünya savaşı ile gördük. İçindeki fenalıkları öyle bir kustu ki, yeryüzünü kana bulaştırdılar. İnşaallah istikbaldeki İslâmiyet'in kuvveti ile medeniyetin güzellikleri galip gelip, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, genel barış ve huzuru temin edecektir.