Fikir
Giriş Tarihi : 27-04-2021 10:15   Güncelleme : 27-04-2021 10:15

Amerikan Kuşatması Resmileşirken!

D. Mehmet Doğan: Amerikan kuşatması resmileşirken!“23 Nisan mı, 24 Nisan mı?” Başlıklı yazımızda ABD Başkanı’nın soykırım kartını açacağını yazmıştık (Gerçek Hayat, 5 Nisan, sayı: 1066).

Amerikan Kuşatması Resmileşirken!

ABD’nin soykırım demesi ile soykırım dememesi arasında gerçeklik açısından bir fark yoktur. Her ikisi de siyasi hamle maksatlıdır, bu ifadelerde hakikat aramak ve hakikat seviyesinde karşılık vermek abestir.

Türkiye bir zamandır ABD ile örtülü harb halinde. ABD’nin Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütü müttefiki ile savaşımız içeride ve dışarıda devam ediyor. Bu dolaylı harb doğrudan bir savaşa dönüşebilir mi? Biden bunun sinyalini vermiştir. Bize düşen bunun farkında olarak adımlarımızı atmaktır.

ABD Başkanı açıklama metninde İstanbul’a “Konstantinopolis” diyerek, Yunan kartını da açmıştır. Yunanistan’a yüz yıl sonra yeni bir görev mi tevdi edecek? Türkler İstanbul’dan çıkarılacak, Megalo İdea (Büyük ideal) icabı Yunanistan Büyük Yunanistan olacak ve Kostantinopolis o büyük Yunanistan’ın başkenti yapılacak! (Ayasofya’nın cami yapılmasına Biden’in şiddetle itiraz ettiğini de bu arada hatırlayalım).

Yunanistan ikinci bir ölümcül maceraya hazır mı? Buna cesaret edebilir mi? Bu macera Yunanistan için cesaret meselesi değil, efendilerine sadakat konusudur. Çünkü Yunanistan Türkiye’nin kontrolü için 2 asır önce kurulmuş bir devlettir. Ona devlet olma hakkı verenler, 1919’da üzerimize salarak emellerine nail olmuşlardır. İngilizlerin Yunanistan’ı üzerimize salmasının sonucu onlar açısından mağlubiyet olmuştur, fakat bu İngilizlerin tahmin etmediği bir şey değildi. Yunanistan mağlub olurken, İngilltere’nin emeline nail olduğu dikkatimizden kaçmaktadır. İngiltere’nin bu vekalet savaşındaki hedefi Osmanlı Devleti’nin yıkılması idi!

Ermenistan iki milyonluk cirmi ile -diaspora şişirmesini de katalım isterseniz, olsun iki katı-, Türkiye’ye karşı kullanılabilecek bir konuma yükseltilebilir mi? Rusya erken davranarak bu yolu kesmiştir. ABD Ermenistan için felaketle sonuçlanan son Karabağ savaşı sırasında Ermenistan’a hiçbir şekilde destek verememiştir. İşte o ağır mağlubiyeti hafifletmek için yapılan koftiden bir açıklamadır bu.

Şu sıralar ABD adına Türkiye’ye karşı fiilen savaşan PKK-PYD’dir. Bu terör unsurları ABD tarafından sistematik bir şekilde silah ve mühimmatla beslenmektedir. Bu kadar büyük silah ve mühimmat yığınağı boşuna mı yapıldı? Bunun DEAŞ’a karşı kullanılacağını mı sanıyoruz? Türkiye’yi güneyden kuşatmak için terör örgütünün devreye sokulduğu şüphe götürmez bir hakikattir.

Cumhurbaşkanımızın 23 nisan günü ABD Başkanı ile görüşmesinden sonra Türkiye’nin kuzey Irak’ta giriştiği harekat, bir ilk cevap olarak okunabilir. Bundan sonraki hamle Sincar’dır ve belki da oradan Suriye’ye doğru yayılacaktır.

Bu raddede, Türkiye’nin müttefiklik hukukunu gözetmek mecburiyeti kalmamıştır. ABD ancak bunu talep ettiğinde müzakereye oturulur. Eğer ABD işi ileriye vardırsa, İncirlik üssüne el konularak harekat devam eder.

Buna karşı ABD’nin hamlesi, PKK’yı terör örgütü listesinden çıkarmak olacaktır. Yarım asırlık teröristler el çabukluğu ile “özgürlük savaşçısı” yapılıverecektir! HDP’nin herkesten önce ABD’nin emelleri doğrultusunda 24 Nisan mevzuuna atlaması boşuna değildir. Bu Türkiye açısından HDP’nin kapatılması sürecinin de başlangıcı olabilir.

İşte bu süreçte Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı vekaleten veya ABD ile müşterek bir harekatı sözkonusu olabilir ki, bu bir kıyamet senaryosu olmalıdır. ABD bunu göze alabilir mi? Eğer göze alırsa bu sürmekte olan çöküşünü hızlandırmak anlamına gelecektir, çünkü Türkiye kendini korumak için yeni bir ittifak zinciri oluşturacak konumdadır.

Gelelim asıl mevzuya: Türkiye dış saldırılarla çökertilemez, ancak içten yıkılabilir. İçeriden bazı ABD operasyonları beklenmelidir. ABD’nin doğrudan veya dolaylı kontrol ettiği siyasi, gayri siyasi yapılar, güya siyasi sistem değişikliği adına, gerçekte Türkiye’yi çökertmek için harekete geçirilebilir.

Bunun ana muhalefet üzerinden yapılması kuvvetli bir ihtimal olarak görünüyor. Fakat, Ak Parti’den ve MHP’den ayrılmış unsurların meydana getirdiği partilere de bu operasyonlarda rol verilmesi ihtimal dışı değildir.

Recep YAZGANRecep YAZGAN