Tabiat aracılığıyla bize sunulan yiyecek ve içecekler, yalnızca birkaç çeşit olabilirdi. Ayrıca bu gıdalar, bu denli lezzetli olmayabilirdi ve sağlığımız için bu kadar çok faydalı olmayabilirdi. Buna rağmen yine de yaşamımıza devam edebilirdik. Bu nimetlerde şahid olduğumuz merhamet, hikmet ve adalet (düzen), ancak kudretli bir iradenin tecelli etmesi sonucu oluşabilir. Dolayısıyla, üzerinde merhamet, hikmet ve adaletin (düzenin) baskın olduğuna şahid olduğumuz birbirinden lezzetli pek çok çeşit yiyecek ve içecek, "zorunluluk" sonucu oluşamaz.
En uygun ve ideal biçimde yaşayabilmemiz adına ihtiyacımız olan herşey, sonsuz ihtimalde bir ihtimalle her zaman adalet (düzen), hikmet ve merhametle var ediliyor. Bu durum, evrene müdahil bir aşkın varlığa ait irade sıfatının, Er-Rahman (çok merhamet sahibi), El-Hakim (her işi hikmetli) , El-Adl (her şeyi yerli yerine koyan) ismiyle tecelli ettiğinin bir göstergesidir. Her nimette şahid olunan düzen, lütuf, şefkat, merhamet ve hikmetin bir ilimle tecelli etmesi, ancak bir irade sonucu gerçekleşir.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ