Buna göre bayrağımızdaki “ay” (yani hilal) Allah’ı (C.C.), “yıldız” da Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (SAV) temsil etmektedir. Arap alfabesinde “Allah” kelimesi “elif”, “lam” ve “güzel he” ile yazılır. Müslüman cedlerimiz Allah u Teala’nın yüce adını her yerde kullanıp ayağa düşürmemek için aynı harflerle yazılan başka bir kelimeyi sembol olarak seçmişlerdir. Bu kelime ise “hilal”dir. Yani “Allah” kelimesini oluşturan harfler ile “hilal” kelimesini oluşturan harfler aynıdır. Bu da şu anlama gelir: Bayrağımızdaki “hilal” Allah u Teala’yı temsil etmektedir. Arap alfabesinde “mim” “ha” ve “dal” ile yazılan “Muhammed” adı ise çerçeve içine alınınca ortaya “yıldız” çıkmaktadır. Yani “Muhammed” adını Arapça imlasında kelimede “beş” köşe vardır. Bayrağımızdaki yıldızın da beş köşesi vardır. Ayrıca yıldızdaki bu beş köşeyi İslamın beş şartı olarak da anlamlandırabilirsiniz. Böylece bayrağımızda bir araya gelen “hilal” ve “yıldız” için, Allah ile Hz. Muhammed’in yan yana gelmiş halidir, diyebiliriz.
Tıpkı camilerde mihrabın bir tarafında Allah adının, diğer tarafta ise Hz. Muhammed adının yazılması gibi. Demek ki bayrağımız üzerinde ay ve yıldız resmi olan sadece bir bez parçası değilmiş.
Şimdi, özellikle tarihimizdeki savaşlarda bayrağın neden yere düşürülmek istenmediği daha iyi anlaşılmaktadır. Ulubatlı Hasan’ın İstanbul’un fethinde her tarafı delik deşik edildiği halde bayrağı neden yere düşürmediğinin anlamı da ortaya çıkmaktadır. Cedlerimiz ve Mehmetçik bayrağı yere düşürmenin –haşa- Allah ve Hz. Muahmmed adının yere serilmesi anlamına geldiğini bildiği için şehit olma pahasına o güzelim bayrağı asla yere düşürmezler.
Mehmet Akif’in Çanakkale şehitleri şiirinde yer alan “Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor” mısrası da burada anlamını bulmaktadır. Hatta adı bilinmeyen bir şehit Mehmetçiğin ağzından söylenen şu mısralar da burada anlamlı hale gelmektedir. Şehit Mehmetçik bayrağımız için şunu söylüyor:
Geçsem yerin dibine çağırsan geleceğim
Bir kere doğdum, uğruna bin kere öleceğim
15 Temmuzda alçakça bir teşebbüsle ay yıldızlı bayrağı yere indirip başka ülkelerin sönük yıldızlı, nursuz bayraklarını asmak için harekete geçen şeref yoksunu alçakların bu yaptıklarına inat, Türk halkı ay yıldızlı bayrağını alıp meydanlarda gece boyu nöbet tutmaktadır. Bu nöbete de güzel bir isim verilmiş: Demokrasi nöbeti. Şunu unutmayalım ki, bir ülkede demokrasi ancak bayrakla var olur. Bayrağı olmayan ne özgür olabilir ne de insan. Her tarafı ay yıldızlı bayrak adına şehit kanlarıyla sulanan bu güzel ülkede, altta vatan toprağı üstte bayrak, ikisi arasında da demokrasi nöbeti tutan Türk halkı olduğu sürece, darbeci alçaklar derbeder olacaklardır. Bunu Türklerin en eski atalarından Bilge Kağan yüzyıllar önce de haykırmıştır:
Ey Türk halkı! Üstte gök, altta yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir?
Prof. Dr. Şaban Sağlık