Güncel
Giriş Tarihi : 06-07-2017 12:04   Güncelleme : 06-07-2017 12:04

Bakan Çağatay Kılıç A Haber’e Konuştu: adalet sokakta aranmaz, aranacağı yer bellidir

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, 15 Temmuz gecesinde yer alan darbecilerin ve onların destekçilerinin ihanetlerinin cezasını en ağır şekilde çekeceklerini ifade ederken, “Türkiye’den kaçıp yurtdışında gününü gün eden o korkaklar, o hainler de gelip hesabını verecekler. Bu mücadele hiçbir şekilde kararlılığından bir şey kaybetmeden sonuna kadar devam edecek” dedi.

Bakan Çağatay Kılıç A Haber’e Konuştu: adalet sokakta aranmaz, aranacağı yer bellidir

Bakan Çağatay Kılıç, A Haber Televizyonu’nda Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün canlı yayın konuğu oldu.

Geçen yıl yaşanan 15 Temmuz gecesinde yer alan darbecilerin ve onların destekçilerinin, ihanetlerinin cezasını en ağır şekilde çekeceğini vurgulayan Bakan Çağatay Kılıç,  Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) başını çektiği darbe girişimine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti, Başbakan Binali Yıldırım ve hükümetin duruşuyla milletin “dur” dediğini hatırlattı.

“Adil olacağız ama acımayacağız”

O ihanet gecesinin üzerinden bir yıl geçtiğini ve bu bir yıllık sürede FETÖ ile mücadelenin kararlı bir şekilde sürdüğüne işaret eden bakan Çağatay Kılıç, “Bu mücadeleyi yaparken adil olacağız, ama acımayacağız” dedi. Bakan Çağatay Kılıç, “Bu milletin vergisinden, alın terinden topladığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne emanet ettiği silahları alıp, millete çevirenler bu ihanetin karşılığını, hem bu dünyada mahkemelerde alacaklar, hem de ahirette bunun hesabını verecekler” diye konuştu. Bakan Çağatay Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü:

“FETÖ’nün başındaki Pensilvanya’da oturan terörist başının zaten buradaki örgütsel anlamdaki uzantıları şu anda hesap veriyorlar ya da hesap vermek üzere hazırlıkları yapılıyor. Ama mücadele kararlı bir şekilde devam edecek. Daha hala mücadele edilen, kendilerini gizlemeye çalışanların olduklarını biliyoruz. İşte özellikle bu çözülmüş olan iletişim sistemleri, elektronik sistemler içerisinde ByLock olsun veya şimdi başka bir sistemin gündeme geldiğini görüyoruz. Bunların mücadelesini biz sonuna kadar yapacağız. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar… O yurt dışına kaçan korkakların da, hainlerin de peşindeyiz. Kaçtıkları ülkelerdeki makamlarla görüşüyoruz. Çünkü buradan kaçıp orada gününü gün ediyorlar. O korkaklar, o hainler de gelip hesabını verecekler. Bu mücadele hiçbir şekilde kararlılığından bir şey kaybetmeden sonuna kadar devam edecek.”

“Onların başlarına bela olacaklar, çünkü bunlar onuru olan, haysiyeti olan insanlar değil”

Bakan Çağatay Kılıç, 15 Temmuz kalkışmasının içinde yer alan ve yurtdışına kaçanların iadelerine ilişkin çalışmaların sürdüğünü hatırlatırken, “Artık örgütün yapısı iyice ortaya çıktıkça, itirafta bulunanların da neler anlattığını paylaştıkça, artık oradaki ülkelerdeki makamlar da bunların nasıl bir yapı olduklarını daha iyi anlamaya başladılar, daha iyi anladıkça bunların Türkiye’ye iade edileceği konusundaki düşüncem ve ümidim var” şeklinde konuştu.

Yurtdışına kaçanların Türkiye’ye iade edilmemeleri durumunda da iade için çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Bakan Çağatay Kılıç, “Zaten şu anda bulundukları yerlerde de onların başlarına bela olacaklar bunlar. Çünkü bunlar onuru olan, haysiyeti olan insanlar değil” dedi.

“Adalet sokakta aranmaz, adaletin aranacağı yer bellidir”

Bakan Çağatay Kılıç, CHP’nin başlattığı “Adalet Yürüyüşü” ile ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Yürüyüşün güvenliği için Devletin, hükümetin gereken güvenlik önlemlerinin en üst seviyede alındığını dile getirirken, “Orada yürüyüş yapan vatandaşların güvenliğinin sağlanması konusunda gerçekten emniyet teşkilatımız, jandarmamız çok fedakarca görev yapıyorlar” dedi.

Bakan Çağatay Kılıç, adaletin sokakta aranamayacağını, adaletin aranacağı yerin belli olduğunu vurgulayarak, “Eğer bir iddianız varsa ve bir şekilde bir yerlerde bir şey elde etmek istiyorsanız, bunların nerede yapılacağı bellidir. Ha böyle bir şey yapmak istemişler; işte buyurun Türkiye demokratik bir ülke. Türkiye, hakların, hukukun olduğu bir ülke” diye konuştu.

Geçmişte AK Parti’ye karşı bir kapatma davası açıldığını, o davada kimlerin neler söylediğinin de hala hafızalarda olduğunu hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, “O zaman biz hukuk mücadelemizi sürdürdük ve o mücadelenin sonunda da haklılığımız ortaya çıktı. Demek ki; CHP’nin bakışı farklı. Onlar farklı şeylerle aramak istiyorlar, buyursunlar arasınlar. Ama işin gerçeği şudur ki; bu iş yargının işidir, bu iş hukukun içerisinde yapılması gereken bir konudur ve iddia da çok ağır ve vahim bir iddiadır, ortaya konan delillerle mahkeme bir karar vermiştir” ifadelerini kullandı.

Bakan Çağatay Kılıç, son günlerde yürüyüşe katılanlara bakıldığı zaman bu yürüyüşün pek bir anlamının kalmadığının görüldüğünü belirterek, “Ülkesine, milletine karşı hain terör örgütleriyle işbirliği yapanların da yürüyüşe katılmış olmaları herhalde CHP’ye gönül veren tüm vatandaşlarımızın da artık bu yürüyüşe olan olumlu bakışı vardı ise artık olumsuza çevirmiştir diye düşünüyorum. Provokasyonlar tabi ki olabilir ama, asıl provokasyon şu anda o yürüyüşe katılanlarla beraber yürüyüşte ortaya konan manzaradır. Yani bu ülkenin birliğinin, beraberliğinin temeline aykırı hareket edenler ve bunu temelinden bozmak isteyenlerle beraber yürümenin ben takdirini kamuoyuna bırakıyorum” şeklinde konuştu.

“Schulz’un ağzından çıkanlar haddinin aşmasının ötesine de geçmiş, terbiyesizlik sınırına varmıştır”

Bakan Çağatay Kılıç, bazı Alman siyasetçilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya ziyaretiyle ilgili olumsuz açıklamalarına tepki gösterdi. Almanya’da önümüzdeki süreçte bir seçim olduğunu ve iktidara gelmek isteyen SPD’nin başbakan adayı Martin Schulz’un, iç siyasete yönelik propaganda yapmaya çalıştığını ifade ederek, şöyle dedi:

“Bu şahıs eskiden Avrupa Parlamentosu Başkanıydı ve orada Başkan olduğu zaman Avrupa Parlamentosu’nda terör örgütlerinin paçavralarının, resimlerinin yeraldığı sergi açmasına müsaade etmişti, bunları fikir hürriyeti çerçevesinde değerlendirip kendine göre -terör nasıl fikir hürriyeti çerçevesinde değerlendirilebiliyorsa, o da ayrı bir konu- bunlara müsaade etmişti. Şimdi aynı kişi Almanya’da, yani güya sosyal demokrat bir partinin adayı olarak orada bu adaylığı sürdürmeye çalışıyor, akla, hayale gelmeyecek konuşmalar yapıyor, haddini zaten aşıyor. Yani Martin Schulz’un ağzından çıkanlar haddinin aşmasının ötesine de geçmiştir, artık terbiyesizlik sınırına varmıştır. Martin Schulz’un Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı’na söz söyleme hakkı yoktur, Martin Schulz gitsin kendi ülkesindeki olaylarla ilgilensin, kendi partisindeki erimeyle ilgilensin. Almanya neredeyse birtakım ırkçılıkla anılan partilerin dile getireceği söylemleri kullanıyor. Sorun ne biliyor musunuz? Bu tip kişilerin kafasının içerisindeki Türkiye’ye karşı olan bakış açısı. Almanya’da böyle bir bakış açısı geliştirmiş olan eski kafalı siyasiler var.”

adminadmin