Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi af ve mağfireti tüm kardeşlerimin üzerine olsun.
"Mekke-i Mükerreme'de paramı kaybetmiştim. Para bekliyordum, lâkin henüz gelmemişti.
Malum, Haccın bir rüknü olarak belli bir vakitte saçını sakalını kısaltman icap eder.
Bir berbere girdim. Bir müşterisini tıraş ediyordu. Utana, sıkıla "Afedersiniz; param yok, ALLAH rızası için saçımı-sakalımı düzeltebilir misiniz?" diye sordum.
"Berber beni bir an süzdü, sonra tıraş ettiği adamın yanındaki boş koltuğu gösterip, "Buyurun, oraya oturun" dedi.
Tıraş ettiği adama "müsaadenizle sizi bekleteceğim biraz. Sizi ücreti mukabilinde tıraş ediyorum, lâkin bu adamcağız ALLAH rızası için istedi; bekletmemem lazım" dedi.
Ve benim de müşterinin de itiraz etmesine fırsat bırakmadan beni tıraş etmeye başladı.
Tıraştan sonra, üstümü fırçalarken cebime de biraz para sokuşturdu.
Ben "ama..." diye itiraz ederken tebessümle "Acil ihtiyaçlarını karşılarsın, bu kadar kusuruma bakma" diye fısıldadı.