Siyaset
Giriş Tarihi : 16-12-2021 10:48   Güncelleme : 16-12-2021 10:48

Bir konuşmada 15 yalan!

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 'İnsan Hakları ve Doğu Türkistan' toplantısında yaptığı konuşmada, CIA merkezlerinin ürettiği yalanları sıraladı. Oysa yaşananlar bambaşka.

Bir konuşmada 15 yalan!

ABD'nin Çin önceliğinde gelişen Kuşak Yol Girişimine karşı yürüttüğü 'Uygurlar zulüm görüyor' propagandasının Türkiye'deki baş temsilcisi İyi Parti, İnsan Hakları Günü bahanesiyle yalanları rapor haline getirdi. Türkiye’nin Çin ile iyi ilişkiler kurmasını hedef alan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, önceki gün raporun tanıtımı için gösterişli bir toplantı düzenledi. ABD yetkililerinin yalan olduğu kanıtlandığı için söylemekten kaçındıkları uydurmaları, büyük bir sorumsuzlukla kürsüden seslendirdi.

Akşener, Çin yönetiminin, Sinciang Uygur Özerk Bölgesindeki Uygurlara 'inşallah' demeyi bile yasakladığını öne sürdü. Oysa ki Çin, içinde Türkiye'nin de olduğu onlarca ülkeden heyeti, Sinciang'da ağırladı. Müslüman ülkelerden heyetlere öncelik verildi. Heyetler, ziyaretlerin ardından Sinciang'ın gelişmişliği ve halkının dini inancını özgürce yaşadığını gözleriyle gördü, hayretlerini dile getiren açıklamalar yaptı.

Akşener'in konuşmasında öne çıkan 15 yalanı saptadık. O yalanlar ve gerçekleri şöyle:

RESMİ GERÇEKLER

YALAN 1: “Çin Yönetimi 'Güvenlikleştirme' adı altında 'Çinlileştirme' politikası uyguluyor.”

GERÇEK: ABD destekli Türkistan İslam Partisi, 1990'dan 2016'ya kadar Sinciang'da binlerce terör eylemi düzenledi. Yüzlerce sivil ve polisi öldürüldü. Çin Hükümeti teröre karşı etkin önlemler aldı. Terör herhangi bir bölgeye, etnik grup veya din ile ilişkilendirilmiyor, birliği baltalayan ve ülkeyi parçalamayı amaçlayan terör faaliyetlerine karşı yasalar çerçevesinde mücadele yürütüyor.

 

Resmi raporlara göre, 2014'ten bu yana toplam bin 588 terör grubu saptandı, 13 bin civarında terörist tutuklandı. Kamu güvenliği sağlandı. Sinciang’da beş yldır terör olayı yaşanmıyor.

'MERKEZLERİN AMACI TERÖRÜN ZEMİNİNİ YOK ETMEK'

YALAN 2: “3 milyonu aşkın insanın alıkonulduğu, sistematik işkencelerin, tecavüzlerin yaşandığı, bu ucube yerler; aslında, 'meslek edindirme kurslarıymış.'”

GERÇEK: Sinciang'daki mesleki eğitim merkezleri, Atlantik sözcülerince 'toplama kampı' olarak nitelendiriliyor. Merkezler, terörle mücadelenin toplumsal ayağını oluşturuyor. Çin Hükümeti’nin yayınladığı “Sinciang’da Mesleki Eğitim” başlıklı beyaz kitapta amaç şöyle açıklanıyor: “Terörle mücadele ve radikalleşmeyi önlemek için aydınlatma eğitimi veren geçici eğitim kurumları oluşturuldu. Yasaya uygun olarak kurulan mesleki eğitim ve öğretim merkezlerinin amacı, terörizm ve aşırılığın üreme zeminini ortadan kaldırmaktı.”

 

Buralarda standart sözlü ve yazılı Çince, anayasal haklar ve mesleki becerileri geliştirme amaçlı bir müfredat uygulandı. 1 Ekim 2019'da merkezler çalışmalarını tamamladı ve tüm kursiyerler mezun oldu. Eğitim merkezlerinden mezun olanların çoğu istikrarlı işler buldu. Eğitim gördükleri dönemde kursiyerlerin düzenli olarak evlerine dönmelerine, kişisel işlerine katılmak için izin istemelerine ve yazışma özgürlüğünden yararlanmalarına izin veren bir yatılı eğitim modeli uygulandı. Tüm kursiyerler, kamu emeklilik ve sağlık sigortası programlarına dahil edildi, ücretsiz sağlık muayenelerine hak kazandılar.

 

Aydınlık da merkezleri yerinde gördü, burada eğitim alan Uygurlarla birebir görüşme şansı buldu.

YALAN 3: “Uygur Türkü olarak doğduğu için, ailelerinden ayrılan çocuklar var.”

GERÇEK: Bu yalan, hayatın olağan akışına aykırı. Binlerce çocuğun ailesinden ayrı, diğer çocuklarla toplu yaşadığı gibi uçuk ve hayali bir manzara oluşturuyor. Sinciang'da Uygur çocuklar ailelerinin yanlarında yaşamlarını sürdürüyor. Her ülkede olduğu gibi uygunsuz koşullarda, çocuklar devlet korumasına alınıyor.

YALAN 4: “Sadece Müslüman olduğu için, işkence gören babalar var.”

GERÇEK: Çin'de tüm dini inançlar anayasal koruma altında. Aşağıda da açıklanacağı üzere, Müslümanlar özgürce dinlerini yaşayabiliyor. Yukarıdaki gibi hayatın olağan akışına aykırı olan bu yalanda da Sinciang'daki tüm Müslüman babaların işkence gördüğünü varsaymamız gerekiyor. Akşener'in sorumsuzca kurduğu cümlenin karşılığı bu. Bu durumda Sinciang sokaklarında neredeyse kadınlardan başkasını göremiyor olmamız gerek...

YALAN 5-6: “Sadece Uygur Türkçesi konuştuğu için, toplama kampına alınan kadınlar var. Kadınlar, toplama kamplarında şiddetle, tacizle, tecavüzle karşı karşıya.”

GERÇEK: Uygurca, Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin resmi dili. Bu kadar saçma bir yalan olabilir mi? Uygurca konuştuğu için kimseye hukuki yaptırım uygulanamaz. Uygur kadınlar Çin'de başı dik yaşıyor. Çalışma hayatına aktif olarak katılan kadınlar, anayasal haklarını da özgürce kullanıyor.

KİŞİ BAŞINA DÜŞEN CAMİDE BİRİNCİ

YALAN 7-8-9-10: “Bugün, Doğu Türkistan’da; Oruç tutmak yasak. Namaz kılmak yasak. Başörtüsü takmak yasak. ‘İnşallah’ demek bile yasak.”

GERÇEK: Çin Halk Cumhuriyeti Anayasasının 36. Maddesi, Çin vatandaşlarının dini inanç özgürlüğünü ve ibadet hakkını koruma altına alıyor. Din kitapları Çince, Uygur, Kazak ve Kırgız dillerine çevrildi ve yayımlandı. Sinciang, Müslüman nüfusa düşen cami bakımından dünyada birinci. Türkiye’de her bin kişiye bir cami düşerken, Sinciang’da her 500 kişiye bir cami düşüyor. Hükümet, camilerin yolunu, suyunu, elektrik ve doğal gazını kamu hizmeti olarak yerine getiriyor. Çin’deki Müslümanlar serbestçe hac ziyareti yapabiliyor.

10 İLAHİYAT OKULU

Merkezi Urumçi’de olan Sinciang İslam Enstitüsü’nün Kaşgar, Hotan ve İli gibi diğer şehirlerde sekiz şubesi var, Sinciang İslam Okulu da dahil olmak üzere bölgede 10 ilahiyat okulu bulunuyor. Bu okullar, her yıl 3 bin yeni öğrenci alıyor.

Sinciang'da camiler hizmete açık. Hasarlı camiler de Çin yönetimince tamir ettirildi. Aynı anda bir camide 500-600 kişinin namaz kıldığını görmek mümkün. 27 yıllık imam Ehet Rahman, “Eski camimiz ahşap ve tuğladandı. Namaz kılarken tavanın çökmesinden endişe ederdik. Müslümanların ibadetini yerine getirmesi için 2015'te yeni cami inşaa edildi. Isıtma sistemi ve klima da var.” diye anlatıyor durumu.

DİNİ BAYRAMLARDA TATİL

Ramazan aylarında özgürce oruç ibadeti yerine getiriliyor. Sinciang'daki her seviyedeki yerel hükümetler, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’nda hem dini faaliyetlerin hem de kutlamaların güvenliğini sağlamakla yükümlü. Tüm Müslüman gruplar, Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı’nda yasal tatillere sahip. Cenaze namazı, defin ve taziye etkinlikleri gibi inançların gereği olan uygulamalar ve mezarlıklar koruma altında.

Müslümanlara verilen sığır ve koyun eti İslam adetlerine göre kesiliyor, işleniyor, depolanıyor.

YALAN 11-12: “Bugün, Kaşgarlı Mahmut’un diyarı Doğu Türkistan’da; Uygur Türkçesi yazmak yasak, öğrenmek yasak, konuşmak yasak. Evladına, Uygur Türkçesi isim vermek bile yasak.”

GERÇEK: Cadde, sokaklardaki levhalar, ulaşım araçlarındaki uyarılar, tren anonsları, üniversite dersleri... Hepsi Uygurca. Hatta Kaşgarlı Mahmut'un Divanı Lugatı Türk kitabının Uygurca çevirisinin kitapçılardan satın almak mümkün.

Şu anda, Sinciang'daki tüm etnik gruplardan insanlar 10 sözlü ve yazılı dil kullanıyor. Etnik azınlık dilleri yargı, idare, eğitim, basın ve yayıncılık, radyo ve televizyon ve internet dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde yaygın olarak kullanılıyor. Sinciang Halk Yayın İstasyonu, beş dilde 12 radyo ve TV kanalı yayını yapıyor.

Çin parasının üzerinde beş dil var: Çince, Tibetçe, Uygurca, Moğolca ve Cuangca.

KÜLTÜR KORUNUYOR TURİZM ARTIYOR

YALAN 13: “Bugün, Satuk Buğra Han’ın yurdu Doğu Türkistan’da; Eğitimden, sosyal hayata, Tarihi eserlerden, mezarlıklara, hatta camilere kadar, bütün kültürel mirasımız, tehdit altında.”

GERÇEK: Sinciang'da tüm etnik grupların kültürel mirası koruma altına alınmış bulunuyor; Uygurlar, Moğollar, Huiler, Şibeler ve diğer etnik grupların önde gelen tarihi ve kültürel mirasını temsil eden yapılar... Kaşgar'daki Apak Hoca Türbesi, Khorgos’taki Tuğluk Timur Türbesi, Mongolküre’deki Shengyou Tapınağı, Hejing'deki Moğol Prensi Turgut Han’ın “Mavi Sarayı- Höh Yaman” ve Çimtoğrak Malikanesi, Turfan’daki Karız kanalları bunun örnekleri.

Terörün bitmesiyle bölgede turizm de canlandı. Çin'in dört bir yanından ve dünyadan yerli-yabancı turistler kültür hazinesini görmek için Sinciang'a gidiyor.

Sinciang, son 70 yılda ekonomik ve toplumsal kalkınmada benzeri görülmemiş başarılar elde etti. Uygurların geçim kaynaklarının iyileştirilmesinde büyük sıçrama oldu. Sinciang'ın GSYİH'si 2014'ten 2019'a kadar yüzde 7,2 büyüdü. 2020 yılında yüzde 8.3 büyüdü. Bu yıl ise yüzde 8.5 büyümesi öngörülüyor. Bu Çin’deki genel büyüme oranından daha yüksek.

YALAN 14: “Bugün, Osman Batur’un, özgürlük ateşini yaktığı Doğu Türkistan’da; çocuklar, Türk ve İslam karşıtı propagandalarla karşı karşıya.”

GERÇEK: Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası ve ilgili Yasa, vatandaşların standart Çince konuşma ve yazı dilini öğrenme ve kullanma hakkına sahip olmasını şart koşar. Etnik topluluklar için Çin dilinde eğitimi teşvik ederken, ilk ve orta okullar için ulusal müfredat planına uygun olarak etnik azınlık gruplarının sözlü ve yazılı dillerinde eğitim veriliyor. Sinciang'da ilk ve orta öğretim yedi değişik dilde yapılıyor. Anaokulları ile ilk ve ortaokullar iki dilli eğitim veriyor. Çocuklar, Çince’nin yanısıra Uygurca, Kazakça, Kırgızca, Mogolca ve Şibe dillerinde eğitim görüyor.

 

 

DAYANIŞMA KAMPANYASI

YALAN 15: “Aileler, yanlarına yerleştirilen Çinli erkeklerle yaşamak zorunda.”

GERÇEK: Söz konusu yalanı yayan merkez Human Rights Watch adlı bir ABD kuruluşu. Sinciang hükümeti, 2016 yılından bu yana farklı etnik gruplardan kadrolar ve insanlar arasında "etnik birlik kampanyası" ve dayanışma faaliyetleri yürütüyor. Bu kampanyanın resmi adı "İnsanları ziyaret edin, insanlara fayda sağlayın ve halkın gönüllerini bir araya getirin.” Bu kapsamda 1 milyon 100 bin kadro, farklı etnik gruplardan 1 milyon 600 bin kişiyle eşleştirildi. “Akraba” sayıldılar ve birbirleriyle arkadaş oldu. Han kökenli kadrolar Uygurlar da dahil olmak üzere çeşitli etnik gruplarla eşleşti.

ÖLDÜRÜLDÜ DEDİĞİ OZANLA GÖRÜŞTÜK

 

Uygurların ünlü halk ozanı Abdurrehim Heyit'in 'Çin hapishanelerinde zulüm görerek öldürüldüğü' iddia edilmiş, bu iddia Türkiye ile Çin arasında diplomatik krize neden olmuştu. İddiayı Akşener sosyal medya hesabında paylaşmıştı. Hatta Dışişleri Bakanlığı da bu iddiayı dile getiren bir açıklama yapmıştı. Heyit'in hayatta ve sağlıklı olduğu Çin yetkililerince açıklanmıştı. Aydınlık da Heyit'i Urumçi'deki evinde ziyaret etmişti.

'İSTİSMAR EDENLER VAR'

Türkiye'deki Uygur ayrılıkçıları, İyi Parti ve HDP tarafından dillendirilen yalanlara karşı Ak Parti ve MHP’den yapılan açıklamalarda emperyalizmin hedeflerine işaret ediliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “(Xi Jinping'le) Görüşmemizde Doğu Türkistan ve Uygur konusunu da ele aldık. Bu meselede karşılıklı hassasiyetleri dikkate alarak bir çözüm bulabileceğimize inanıyorum. Ancak bu konuyu istismar eden yaklaşımlar da var. Bu istismarlar da Türk-Çin ilişkilerinde olumsuz yansımalara neden oluyor. Bu konuda istismarlara fırsat vermemek lazım. Bunlar üzerinden bu tür istismarları yapanlar, bir tür rant elde etme gayretine girenler, ne yazık ki işin büyük ölçekte Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir karşı devletle ilişkilerini düşünmeden duygusal bazı hareketler içine girerek bedelini, faturasını gerek kendi soydaşlarına gerekse Türkiye Cumhuriyeti devletine ödetiyorlar.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: “Milliyetçi Hareket Partisi, Uygur Türkleri’nin kanayan yarasına yabancı başkentlerin prizmasından bakmaz, bakamaz. Washington’un gözüyle Pekin’i şekillendiremez, Pekin’in gözüyle de Washington’u kavrayamaz.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Hassasiyetimiz, Uygur Türkü kardeşlerimizin okyanus ötesinden planlanan uluslararası çatışma vesilesi yapılmak istenilmesine karşı dikkatli olmaktır. Hassasiyetimiz, çekilen eziyetleri ve mazlumiyetlerini, uluslararası sistemin istismar etmesine karşı dikkatli olmaktır.

Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik: “Bu mesele (Uygurlar) bir siyasi rant ve siyasi polemik meselesi değildir. Kürsüden bağırmak politika değildir. Hak ve hukuk savunusunu kararlı şekilde her zeminde sürdüreceğiz. İşi gücü propoganda olanların samimi bir şekilde Uygur kardeşlerimizin yanında yer almadığı açıktır.”

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay: “MHP’nin Doğu Türkistan ile ilgili görüşleri bilinmektedir, nettir. Biz bu meseleye Ankara merkezli bakıyoruz. Bu konuda sizler gibi ABD ve FETÖ kulvarından gitmeyişimiz kimleri kudurtuyor, iyi biliyoruz.”

Kaynak: AYdınlık

Recep YAZGANRecep YAZGAN