Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 21-10-2020 06:23   Güncelleme : 21-10-2020 06:23

Boğazköprü’de Yanaşık Düzen Ya Da Bir Fasl-I Cenaze

Boğazköprü’de Yanaşık Düzen Ya Da Bir Fasl-I Cenaze

Türkçenin Cenaze Töreni’ni bir devrin romanını okur gibi okudum.

Bir foto roman canlılığında. Dil ve devrim kelimelerini bir araya getiren bir takım isimlerin,  millî hafızayı silip ‘mağlubiyet ideolojisine’ dayalı   yeni bir hafıza oluşturma çabası, kitabı okurken adeta zihin dünyamda canlandı.  Bir an durdum, kendimi dinledim. Sahnenin oyuncularının kıyasıya mücadelesine, zaman zaman da müsameresine ve icralarına farklı nazarlarla şahitlik ettiğimi hissettim.

Okuma  bitince de,  Üstad Necip Fazıl’ ın cenaze töreni tedaî/çağrışım yaptı bende. 25 Mayıs 1983’ de üstadın cenaze töreni askeri döneme tesadüf etmiş. İstanbul’da sıkıyönetim olduğu bir  dönemde Üstad’ın cenazesi kaldırılmıştı. O zamanın görgü şahidi bir arkadaşım, Üstad’ın cenazesinin oldukça hadiseli ve ilginç taşınma sahnesini şöyle anlatmıştı bana:

‘Fatih Camii’nden Eyüp’teki kabre cenazeyi taşımaya başladık’ dedi arkadaşım. ‘Bir noktadan sonra baktık tabutun altına omuz veren tanımadığımız sivil simalar peydah oldu. Bu arada  ittirmeler, hatta dirsek atmalar  derken ne olduğunu anlayamadığımız bir hareketlilik oldu. Bir de ne görelim! Omuzlarımızdaki cenaze birden elimizden çıktı. Ne olduğunu tam anlayamadık!. Tanımadığımız simalar cenazeye ‘omuz gücü’ ile el koyup kendileri taşımaya başladılar. Ama hadisenin dışındakiler bu durumun pek farkına varamadılar.’ Diye çok farklı bir cenaze hikâyesi nakletmişti.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN