Ekonomi
Giriş Tarihi : 13-01-2021 07:27   Güncelleme : 13-01-2021 07:27

Cefâkar Öğretmenler!

Pandemi süreci her sektörü olumsuz etkilediği gibi eğitimi de olumsuz etkiledi. Öğretmenleri öğrencilerinden ayırdı, okullar çocuk seslerinden geçici bir süreliğine mahrum kaldı.

Cefâkar Öğretmenler!

Uzaktan eğitim; zamandan ve mekandan tamamen bağımsız bir şekilde öğrencinin ve öğretmenin okula gelme zorunluluğu olmaksızın mevcut var olan bilgisayar teknolojileri vasıtası ile tamamen sanal ortamda canlı, görüntülü, sesli olarak derslerin işlendiği, katılımcının istediği zaman bunları tekrar izleyebileceği ve görüntüleyebileceği, günümüz şartlarında eğitim ve öğretimin hızla bilgisayar ortamında geçtiği akılcı, çağdaş, yenilikçi bir eğitim sistemidir.

 

Geçenlerde ismini vermeyeceğim bir gazeteci hanım efendi, sevgili öğretmenlerimiz için  ''köşe yazısında Türkiye'nin okullarını en uzun süre kapalı tutan ülkeler listesinde en yukarılarda yer aldığını ve bir nesli mahvetmek üzere olduğumuzu söyledi'.  Devamında da "Öğretmenler rahata alıştı" ara başlığını atan o şahıs, uzaktan eğitimde hiçbir geri dönüşün olmadığını ve sağlıklı kontrollerin yapılmadığını yazdı'. Bunu talihsiz bir açıklama olarak kabul etmek istiyorum. Bu kanıya nereden ve nasıl vardı?, âlenen bu öğretmen düşmanlığıdır, keşke bu açıklamaları yapmadan önce bir köy öğretmenimizin evine misafir olsaydı, o gün neler yaptığını bilir, görür ve bu söylemlerinden haya ederdi. Köy Öğretmeni olan Müdür yetkili bir öğretmenimizin o günkü ders programını ve eğitimini takip ettim. Anadolu'da bir köy ilkokulunda tek bir tane öğretmenimiz var, bütün sınıflardan o öğretmenimiz sorumlu.

Sabah Saat 09:00 da sınıflara göre cep telefonunun başında eğitime başlıyor, akşama kadar diğer sınıflara tek tek müfredatta ne var ise anlatıyor, arada bir gün öncesinden hazırladığı örnekleri gönderip sorular sorup cevaplar alıyor. Evinde teknik alt yapı olmadığı için elindeki o akıllı telefon marifeti ile ders veriyor. İnterneti yok evinde, çünkü geçinemiyor, telefon operatörlerinin sağladığı alt yapıdan faydalanıyor ve faturalarını ödeyemiyor. Küçücük telefonun karşısında akşama kadar dört büklüm hareketsiz oturuyorlar. Mesleklerine olan sevgi ve aşk ile öğrencilerine öğretiyorlar, geri kalmasınlar her şeyi aktaralım, maaşları hak edelim diye öz veri ile çalışıyorlar.

Ek ders ücreti almıyorlar, İnternet faturalarını zor ödüyorlar, teknik alt yapıları olmadığı için, akşama kadar kambur ve sağlıksız oturuyorlar, eklem ve  kas ağrıları dayanılmaz durumda, Ödev, soru ve cevap sistemiyle Öğrencinin seviyesini canlı canlı ölçe biliyorlar. Dersler bitince Burcu Öğretmen hemen sınıf sınıf yarınki ders programlarını yapıp, öğrenci ve velilerine gönderiyor, O gün işleyeceği dersleri görsel olarak hazırlıyor bir kısmını ödev olarak gönderiyor, bir kısmını derste anlatıyor.

Bunları yaparken kendi özel hayatından feragat ediyor, yemek hazırlayamıyor, evini toplayamıyor, aynı evde olmasına rağmen ailesine vakit ayıramıyor, günün yorgunluğunu bir kenara bırakın ağrılarından yerinde duramıyor ve akşama kadar o telefonun karşısında aldığı radyasyon işin cabası.  Aldığı maaş ile geçinemiyor ve hatta sayın siyasilerin söz verdiği 3.600 Ek göstergeyi hak etmesine rağmen alamıyor. Daha saymak ile bitmez, neresini tutsam elimde kalıyor. Öğretmenlerimizde bu uzaktan eğitimin bir an evvel bitmesi ve sevgili öğrencilerine kavuşma dileklerindeler.

"Öğretmenler rahata alıştı" sözünü Kınıyorum hatta esefle kınıyorum, yazıklar olsun diyorum, toplumumuzun temel taşlarını eğiten ve yetiştiren cefakâr öğretmenlerimize hak ettiği güzel günlerin gelmesi temennisiyle, Allah'a ısmarladık, hoşça kalın...

Recep YAZGANRecep YAZGAN