Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 19-06-2021 09:59   Güncelleme : 19-06-2021 09:59

Destanlar, Yaratılış, İlimler Ve Kur’an…

Destanlar, Yaratılış, İlimler Ve Kur’an…

Destanlar, bütün milletlerin Edebiyat Tarihinde çok önemli yer tutar. Çünkü herkes kendi milletinin geçmişindeki önemli yer tutan hikâyesini bilmek, geçmişini anlamak ister. Fakat her konuda da destan meydana gelmez, gelemez. O milletin yıllarca, belki de asırlarca dünyasından silinmeyen önemli meselelerde destan oluşabilir! Mesela 17 Ağustos 1999 debreminde resmi olmayan rakamlara göre 50 bin civarında vefat; 100 bin civarında yaralı vardı. Hatta şehir içinde hala kaldırılmamış apartman enkazlarına rağmen unutuldu. Bu dehşetli görünen hadise maalesef destan oluşturmadı, oluşturamadı.

Ancak YARATILIŞ düşüncesi bütün insanları o kadar ilgilendirmiştir, o kadar uzun yıllar ruhlarının, kalplerinin ve dahi akıllarının ciddi ciddi alakası söz konusu olmuştur ki hemen her milletin Yaratılış Destanı vardır, oluşmuştur. Bu yaratılış efkârı maalesef akıl ve ilmin dışında hayallerle dolu ve hakikatsizdir. Bizim Yaratılış Destanımız da İslam öncesi teşekkül ettiğinden maalesef hakikatsizdir. Tabi ki asırlardır İslam Bayraktarı olarak yaşayan ve hükmettiği yerlerde adaletle yaşatan milletimizin bu düşüncesi İslamiyet ile tamamen değişmiş, akla, ilme daha uygun uygun hale gelmiştir.Felsefe hâlâ “Nereden geliyoruz, Nereye gidiyoruz, Bu dünyada işimiz nedir” de denebilecek insanlığın en temel problemine cevap bulamamıştır.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN