Karar Gazetesi Yazarı Uğur Emek’in iddialarına göre, yönetmeliğin yayımlanacağı tarih ve içerik önceden bazı kişi ve şirketlerce bilinerek “çantacı” firmalar aracılığıyla usulsüz ön lisans başvuruları yapıldı.
Geceden Geceden Lisans Paylaşımı
EPDK, 19 Kasım 2022 gecesi yayımladığı yönetmelikle depolamalı elektrik üretimi için lisans başvuru sürecini başlattı. Ancak iddialara göre, bazı kişi ve kurumlar bu yönetmeliğin yayın zamanını ve şartlarını önceden bilerek hazırlık yaptı. 50 bin TL sermayeyle yeni kurulan şirketler, sermaye ve teminat şartlarının kaldırılacağı bilgisine güvenerek gece yarısı EPDK’ya başvuruda bulundu. Kurumun “erken gelen oturur” mantığıyla başvuruları kabul ettiği ve hiçbir yarışma süreci işletilmediği iddia edildi.
33 Bin 250 MW’lık Kapasite, 4.4 Milyar Dolar’lık Kayıp
EPDK tarafından ön lisansı tahsis edilen toplam kapasitenin 33.250 MW olduğu ve bu kapasitenin yarışma usulüyle dağıtılmış olması halinde devlete 4 milyar 428 milyon dolardan fazla gelir kazandırabileceği belirtildi. Bu sürecin kamu yararına değil, belli kişi ve şirketlerin lehine yürütüldüğü ifade edildi.
“Yerlilik” Maskesi Altında Çin Ortaklığı
EPDK, savunmasında söz konusu projelerin “yerli ve yenilenebilir enerji” kapsamında olduğunu ve dışa bağımlılığı azalttığını savundu. Ancak yazıda yer verilen örneklerde, EPDK’nın asgari yerli üretim şartını da kaldırdığı, hatta Koç Holding’e bağlı Entek Elektrik’in Çin merkezli Goldwind şirketiyle anlaşarak 105 MW’lık projede tamamen ithal türbin kullanacağı ortaya kondu.
Koç Grubu da Tartışmaların Odağında
Cumhuriyet tarihinin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olan TÜPRAŞ’ın iştiraki Entek Elektrik’in de bu sürece dahil olduğu, gece yarısı yapılan başvuruyla ön lisans aldığı, lisansın alındığı saat ve başvuru sürecinin “hayatın olağan akışına” aykırı olduğu ifade edildi. Konuyla ilgili EPDK ve Entek yetkililerine kamuoyu önünde şeffaflık çağrısı yapıldı.
Hukuki Süreç ve Savcılara Çağrı
Yazar Uğur Emek, EPDK’nın kendisi ve Fatih Altaylı hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladığını ancak henüz bir soruşturma açılmadığını söyledi. Yazının sonunda, vatansever bir savcının çıkıp bu “gece yarısı operasyonunun” peşine düşmesi gerektiği vurgulandı.