Fikir
Giriş Tarihi : 05-02-2021 10:09   Güncelleme : 05-02-2021 10:09

Görünen Köy Boğaziçi

Alçaklığın devlete bürülü yeni sürümünü görmek için içten yanmalı müttefikimiz olan ABD ye bakmak yeterli olur sanırım.

Görünen Köy Boğaziçi

Bizim ilde baş gösteren itiş kakışın merkezine yerleştirilen gökkuşağı renkli; bir taraflarını koruyup kollayamayanlar güruhu ile onların ‘il’e musallat olmasına engel teşkil eden devlet renkli güçler arasındaki ilişkide ABD’nin, bir taraflarını koruyup kollayamayanların yanında yer alması, aslında çok önce hazırlığını yaptığı bir filmin gösterime girmesi ile ilgili bir şey.

Karşımızda, yaşlılığına tezat oluşturacak bir şekilde heyheylenen, erken bunamışlığı el çabukluğuyla bize erdem olarak gösterilip, bu dolayımda artist, derin devlet, globalciler, ipsiz sapsız, hırsız arsız ne varsa onların çevirdiği dolapla işbaşına gelen, diğer ülkelerin bağımsızlığını kendine karşı bir dert, bir olumsuzluk olarak gören ve bağlam gereği o ülkelerden değişik ücretlerle satın aldığı mebzul miktardaki siyasetçi, aydıncı, türkü, şarkı söyleyici, rol yapıcı adamlarına halkın dahil edilmediği bir iktidarı, görüneninden görünmeyenine varıncaya değin darbeli veya darbesiz bütün hilebazlıkları sahneye koyarak vaat eden bir ABD başkanı var.

Türkiye’de Boğaziçi Üniversitesi’nde rektör atama işlemi ile servisi yapılan olaylar, aslında diğer ülkelerle paralel olarak bizde başlayan ‘senkronize hareketler’ şeklinde görülebilir.

Çünkü bizdeki öğrenci hareketlerine eş-süremli bir şekilde Rusya’da muhalefet üzerinden başlayan sokak hareketlerine bir de Suriye’de olur-olmaz yerde terör yemeyelim diye kontrolümüz altında tuttuğumuz bölgelerdeki tedhiş hareketlerini eklediğinizde yeni başkanın nasıl bir y/etkiyle işe koyulduğunu ve dolaplarını çevirirken eli yanmasın diye tuttuğu maşalarının bu işe ne kadar teşne olduğunu görmekte gecikmiyorsunuz.

Aslında gördüğümüz şey matruşka bebek etkisi oluşturan bir vasata yaslanıyor; bir bakıyorsunuz içinden lgbt çıkıyor, bir müddet sonra etkinin daha görünür olması için, ülkesini beş paraya ve iltihaplanmış sinir uçlarına satmaya yetenekli siyasetçiler görünür oluyor, onların servisi devam ederken başka bir faza geçiliyor, yine bakıyorsunuz üzerinde pek de düşünmedikleri özgürlük seviciliği ortaya sürülüyor, o da eskiyince işlevi profesyonelce oturmak ve kalkmak olan bir adam çıkıyor sahneye, yakında hayvan haklarını eğip büküp bir eylem haline getirerek önümüze tencere tava ile atarlarsa şaşırmam doğrusu, pek tabi kirli ellerinin üzerlerinde makyaj yaptığına inandığım 'kadın cinayetlerini' de kullanışlı bir meta haline getirip sokağa sürmek gibi bir faaliyeti de bize çok görmeyebilirler, ne de olsa hayal gücüne bağlı, iç içe geçmeli sonsuz sayıda matruşka bebek bizi bekliyor.

Ülke mi dediniz, aman efendim; Amerika ile tevhit edilmiş bir amacı bayrak edindikten sonra ülkenin adı mı olur, zaten ülke dediğin ne zaman biraz güçlenmeye kalksa bir darbe ile önüne geçilip halk tarafından iktidara gelemeyeceklerin eline verilen değersiz bir meta değil mi?

Şair Mimar Mustafa KARAOSMANOĞLU

Recep YAZGANRecep YAZGAN