Fikir
Giriş Tarihi : 07-07-2022 17:18   Güncelleme : 07-07-2022 18:31

Hacı Bektaş-I Veli Hazretleri Alevi Değildir

Sünni bir Allah dostu olan Hacı Bektaş-ı Veli’yi Alevi yapan Soner Yalçın, hızını alamıyor, Battal Gazi’yi, Malkoç Bey’i, Sarı Saltık’ı da Aleviliğe yamamaya çalışıyor.

Hacı Bektaş-I Veli Hazretleri Alevi Değildir

Biz izah edelim; Bektaşilik, Hacı Bektaş-ı Veli’ye, Şeyh Ebu’l Vefa’ya, Ahmet Yesevi Hazretleri’ne dayanan Sünni bir meşreptir.

Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri ve müritleri Sünnidir. Daha sonra bozularak Rafizilik-Alevilik’e meylettiler. Bugünün Alevileri ise bozulmuş ve Kızılbaş-Rafızi olmuş Bektaşilerin devamıdır.

Sözcü’nün köşe yazarlarından Soner Yalçın, bugünkü köşesinde “Cüneyt Arkın ve Alevilik” başlıklı bir yazı kaleme almış.

Yazısında Aleviliği, Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri’ne dayandırıyor ve Bektaş-ı Veli Hazretleri’nin neden Sünni diye gösterildiğini eleştiriyor.

Yalçın, yazısında “Alevi-Bektaşi”lerin görüşünü baz alarak Hacı Bektaş-ı Veli soyunun on iki imamdan Musa Kazım yoluyla Hasan-Hüseyin'e ve Hz Ali'ye ulaştığını iddia ediyor. Hatta iddiasını “Seyyit Battal Gazi on iki imamdan Zeynel Abidin ve Caferi Sadık yoluyla Hasan-Hüseyin'den Hz. Ali'ye ulaşır.” diyerek sürdürüyor.

Alevilerin de yüzlerce yıldır, Hacı Bektaş gibi Battal Gazi (ve babası Hüseyin Gazi) türbesine adaklar adadığını, ziyarete gidip yüz sürdüğünü aktarıyor ve “Hacı Bektaş-ı Veli türbesine gittiniz mi?” sorusunu sorarak, Battal Gazi’yi, Malkoç Bey’i, Sarı Saltık’ı Aleviliğe yamamaya çalışıyor.

Yalçın yazdıklarından gaza gelmiş olmalı ki kendini tutamayıp ilk dönem Akıncılar ve sonra (özellikle merkezi ordudaki Kapıkulları) Yeniçerilerin de Alevi Bektaşi olduklarını söylüyor.

Ardından da bu şahsiyetler aleviyken nasıl olur da başta Hacı Bektaş-ı Veli Sünni olarak lanse edilir minvalinde zırvalıyor ve Battal Gazi'den Malkoçoğlu'na Kara Murat'tan Karaoğlan'a kadar tarihi filmlerin etnik kimliğinin Türk-Sünni olduğundan şikâyet ediyor.

 

Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri Alevi değildir

 

Tarihçi-yazar İbrahim Tatlı Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri'nin ve müritlerinin Alevi olmadığını dile getiriyor. Tatlı o dönemlerde Alevilik diye bir şeyin de olmadığını aktararak şunları söylüyor:

 

Kızılbaş diye bir hadise vardı. Kızılbaşlara da Osmanlı 19. yy. Alevi ismini zorla benimsetmeye çalışarak değiştirdi, ondan sonra Alevi ismi kullanılmaya başlandı. Bektaşilik Sünni (Ehli Sünnet) bir meşreptir. Şeyh Ebu’l Vefa’dan gelir. Daha geriden ise Ahmet Yesevi Hazretleri’ne dayandırılır.

 

Divan-ı Hikmet adlı eserinde Ahmet Yesevi Hazretleri, dört halifeyi över. Hatta Bektaş-ı Hazretleri de dört halifeyi över. Dört halifeyi övdüğü halde nasıl Rafızi olması beklenir? Daha sonra onların yollarından gelenler, meşreplerini değiştirdiler, Rafiziliğe meylettiler. Bu durum Sünni olan Allah dostlarını etkilemez.

 

Halil İnalcık gibi zihni bozuk materyalist tarihçiler bu iddialarda çokça rol oynadı; “Türkler aslında Kızılbaştı, Rafiziydi, heterodoks adı altında -heterodoks, yani dinin asıl orta yolu olan Sünnilikten sapmış her türlü şey- topluyor ve aslında bunlar heterodoksdu diyor.

 

Rafizilik-Alevilik Bektaşiliğe sirayet etmiştir

 

Rafizilerin özelliği zaten sahabe düşmanlığıdır. Ehli Beyt sevgisi değildir. Ehli Beyti bütün Müslümanlar sever, sevmiyorsa ne biçim Müslüman diye sorulur zaten. Rafiziler Ehli Beytin düşmanları diye kastettikleri kişiler Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman’dır.

 

Türkler Müslüman olduğunda Sünniydi, Ahmet Yesevi Hazretleri Sünniydi ve kendisinin irşad yaptığı bölgelerdeki halk o zaman da Sünniydi, hala da Sünnidir. Siyasi Şiilik ve Rafizilik, Şah İsmail zamanında çıktı, ondan sonra Kızılbaşlık adı altında artık Anadolu’da bir propaganda yoluyla yayıldı. Zamanla da Rafızilik Bektaşiliğe sirayet etti. Son birkaç yüzyılda ve halihazırda bunlar Rafızidir.

 

Her Sünniyi Alevi diye millete yamamaya çalışanlar bilsinler ki, Bektaş-ı Veli Hazretleri ve müritleri Sünniydi (Ehli Sünnet) ve daha sonraki gelenleri bozularak Kızılbaş-Rafızi-Alevi oldular. Hatta Sünni bir imparatorluk olan Osmanlı, Sünni olan Bektaşilere saygıda kusur etmemiş fakat bozulduktan sonra da ortadan kaldırmıştır.

 

Topa tutulan bozulmuş Yeniçeriler

 

Gelelim, ortadan kaldırılan bozulmuş Bektaşilerin silahlı gücü haline gelen bozulmuş Yeniçerilere.

 

16 Haziran 1826’da Vaka-yı Hayriye hadisesinde II. Mahmud, Osmanlı’yı mahvetmeye götüren, savaşa iştirak etmeyen, orduda düzeni bozan, fitne yayan, “Biz Osmanlı için savaşmayız” diyen, Balkanlarda isyancılara açıktan destek veren Yeniçeri Ocağını topa tutmuş ve sağ kalanları da bir güzel idam etti. Ardından Nizam-ı Cedid’i kurdu.

 

Bozulan Bektaşiler, İslam düşmanı fesat ocağına dönüştü

 

Bu süreçte Yeniçerileri kendilerine benzeten ve İslam’la hiçbir ilgisi olmayan, bilakis İslam’a saygısızlıkta had safhaya varan bozulmuş Bektaşilere de devlet tarafından operasyon yapıldı. Malum Bektaşilik 1600’lerden itibaren deforme ola ola 1700’lerde tamamen fesat ocağına dönüşmüştü. İslam’la bir ilgisi kalmamış ve şeriatın emirlerini de hafife almışlardı. Tamamıyla dine karşı cephe almış bir topluluğa dönüşmüşlerdi. Bektaşilerle Hristiyanlar arasında bir yakınlık olduğunu tarihçiler söyler. Bunlar Müslümanlardan çok Hristiyanlara benzer ve Hristiyanlarla oturup kalkarlar. Ayrıca Bektaşilerin silahlı gücüydü Yeniçeriler. (Yani Soner Yalçın’ın Alevi Bektaşi olduklarını söylediği bozulmuş yeniçeriler.)

 

Devlet, baskınlarda Bektaşilerin kışlalarında sakladıkları kitaplara ulaştı. Kitaplarda, Bektaşilerin ayinleriyle ilgili birçok şey ortaya çıkınca, Bektaşilerin dinden çıktıklarına dair bir fetva yayınlandı ve resmi bir tarikat olan Bektaşilik o anda lağvedildi.

 

Ayrıca İttihat ve Terakki’nin içinde bol miktarda Bektaşi vardı. Talat Paşa da bunlardan birisidir. Ve bunlar yıkılan Bektaşi ocağının intikamını almak istediler. Yüz yıl boyunca da Bektaşiler gizli gizli çalıştı, Masonluğun içinde yer aldı. Menemen hadisesinde ve sonrası devlet Bektaşilerden alınan her şeyi geri verdi ve besledi. Bugün de Alevilik adı altında Kemalist rejim tarafından beslenmektedir.

 

KAYNAK: BARAN HABER

Recep YAZGANRecep YAZGAN