Çeşitli zaman dilimlerinde eğitimin paydaşlarının katıldığı ve Türk Eğitim Sistemi’nin geleceğinin planlandığı görüşmeler yapılmaktadır. 19. Milli Eğitim Şurası 2014 yılında gerçekleştirildi.
19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararların uygulanan maddeleri olduğu gibi hayata geçirilemeyen maddeleri de mevcuttur. Esasında şuralar çok geniş katılımlı ve farklı önerilerin masaya yatırıldığı çalıştaylardır.
20. Milli Eğitim Şurası 1-3 Aralık tarihleri arasında Ankara'da toplanacak. Yine geniş katılımlı bir müzakere ortamının olacağı kesin. Fakat Şuralarda alınan kararların ivedilikle uygulama imkânı bulması gerekmektedir.
Meslek liseleri ortaokulları açılmalı
Eğitim sistemiz açısından radikal bir kararın alınmayacağı beklentisi hakim sahaya. Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer'in meslek liseleri konusundaki hassasiyeti de dikkate alınırsa meslek liselerinin orta kısımlarının açılması beklenebilir. Zira imam hatip ortaokulları imam hatip liselerine öğrenci kaynağı sağlamaktadır. Aynı modelin bazı meslek liseleri için de düşünülmesi faydalı olur kanaatindeyim.
Sınav sistemleri sık sık değiştirilmemeli
Liselere Giriş Sistemi ve YKS sistemi değişmemeli, artık ilkokula başlayan bir öğrenci liseye ya da üniversiteye nasıl bir sistemle geçiş yapacağını bilmeli. Türk Eğitim Sistemi deneme yanılma ya da yapboz uygulamalarını geride bırakmalıdır.
Eğitim çalışanlarının kronikleşen sorunları 20. MEB Şurası’nda çözüme kavuşmalıdır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ertelenmemeli
Özellikle öğretmen kariyer uygulaması, yani uzman ve başöğretmenlik uygulaması, kangrene dönmüş vaziyette. 2006 yılında yapılan sınav, ilk ve son sınav oldu. Her yıl yapılması planlanan Kariyer basamakları sınavı o gündür bu gündür eğitim çalışanlarının beklenti ve eleştiri noktasıdır. Beklenti şu: Süreye bağlı uzman ya da başöğretmen unvanı verilmelidir. 15 yılını dolduran uzman öğretmen 20 yılını dolduran başöğretmen olmalıdır, beklentisi tüm eğitim çalışanlarının ortak beklentisidir.
Öğretmenlik sürekli gelişmeyi gerektiren ve canlı bir sürece bağlı olan meslektir. Artık eğitimciler YÖK ve MEB arasında varılacak anlaşmaya göre akademik çalışmalarını engeller çıkartılmadan yapmalıdır. Yüksek lisans ve doktora eğitimleri öğretmenler için teşvik edilmeli ve gerekirse yarı ücretli bir modelle süreç hızlandırılmalıdır.
Eğitim kurumlarının ve eğitimcilerin güvenliği noktasında hukuki ve idari tedbirler alınmalıdır. Zira sağlık çalışanlarına getirilen hukuki koruma ve caydırıcı cezalar eğitim çalışanlarına şiddet uygulayan kişiler için de uygulanmalıdır. Okullara güvenlik görevlisi verilmeli ve okulların yardımcı personel açığı mutlaka giderilmelidir. İŞKUR marifetiyle uygulanan TYP modeli verimlilik açısından faydalı fakat süreklilik bakımında zayıf bir sistemdir. Bu sistem iyileştirilmelidir.
İdarecilerin yöneticilik görevleri ikincil görev olarak devam etmektedir. Artık idarecilik görevi asli görev olarak tanımlanmalı, idarecilik ve öğretmenlik kariyer mesleği olmalıdır.
Özetle eğitim sistemimizin ve eğitim çalışanlarının geleceğinin konuşulacağı 20. Milli Eğitim Şurası, yaklaşık 20 milyonu ilgilendiren bir istişare toplantısı olacaktır. Alınacak kararların uygulanabilir olması ve hemen hayata geçirilmesi temennisiyle…
Kaynak: Diriliş Postası - Hacı SARI
