5816 numaralı yasanın kalktığı, Mustafa Kemal Atatürk isminin arkasına sığınarak hayata sıkıntı verenlerin çoğunun bu toplumu her geçen gün İslam’dan ve insanlıktan uzaklaştırdıkları Kemalist sistemin azgın bir küfür sisteminin uygulaması olduğu, hayır adına hiçbir faaliyetinin olmadığı vatandaşlarımızın ahlaki erozyona uğradığı, Allah nezdinde hiçbir değeri olmayan birer yaratık haline getirmek istendiğinin anlaşıldığı ve bu yanlışlardan vazgeçildiği bir Türkiye…
Batının batık değerlerinin peşine düşenlerin özünü kaybettikleri, ne bilim ve fende, ne de insanlık alanında, birilerinin dediği gibi “muasır medeniyetin düzeyine çıkma” gibi bir dertlerinin olmadığı, ülkemiz için “kurursa sulayın, uzarsa budayın” mantığı ile ülke yarı baygın hale tutulduğu, bilim ve teknoloji sahasında yapılan çalışmaların önünün kesildiği bir Türkiye’den “yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım” ifadesine uygun ayağı üzerinde duran ve vatandaşlığı marka haline gelmiş bir Türkiye …
Sosyal devlet anlayışı gereği hiçbir vatandaşın aç ve açıkta kalmadığı, güven ve huzurun en üst düzeyde olduğu, vatandaşlar arasında selam ve duanın yaygın olduğu, herkesin bir derdi olduğu ama o dert toplumun huzur ve sükunet içinde yaşamak ve rızayı ilahiye kavuşmak için çalışıldığı bir Türkiye…