Sağlık
Giriş Tarihi : 29-07-2022 17:02   Güncelleme : 29-07-2022 17:02

Hepatit b’siz bir dünya için aşı şart!

Hepatit B hastalığının, Hepatit B virüsünün neden olduğu karaciğer iltihabı olduğunu belirten Liv Hospital Samsun Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Hepatit B hastalığından korunmanın en önemli yolunun bağışık olmayan kişilerin aşı yaptırmasıdır.

Hepatit b’siz bir dünya için aşı şart!

 Aşı ile yüzde 100’e yakın korunma sağlanmaktadır” dedi.

Liv Hospital Samsun Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr Mustafa Sünbül, 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü dolayısıyla Hepatit hakkında bilgilendirdi.

TÜRKİYE’DE 2 MİLYON HEPATİT B HASTASI VAR

Halk arasında B tipi bulaşıcı sarılık olarak bilinen Hepatit B’nin hayatı tehdit eden bir karaciğer hastalığı olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Hastalık sıklığı dünyanın farklı bölgelerinde değişiklik göstermekle beraber Asya, Afrika ve Güney Amerika kıtalarında daha sıktır. Amerika Birleşik Devletleri, Batı Avrupa ve Avustralya hastalığın en düşük olduğu ülkelerdir. Dünyada yaklaşık 300 milyon Hepatit B hastası vardır. Ülkemiz düşük sıklıkta hastalığın görüldüğü yerlerden olup yaklaşık 2 milyon Hepatit B hastası olduğu tahmin edilmektedir” şeklinde konuştu.

KAN YOLUYLA VE CİNSEL YOLLA BULUŞMA DAHA SIK

Prof. Dr. Mustafa Sünbül, hastalığın buluşma yolları hakkında şu bilgileri paylaştı:

“Hepatit B hastalığı kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu, hasta kişilere kullanılan iğnelerin batması, cinsel temas ve hastalığı taşıyan annelerden bebeklerine bulaşmaktadır. Kan dışındaki vücut sıvıları ile bulaş olasılığı düşük orandadır. Son yıllarda kan nakli ile olan bulaş, etkin tarama testlerinin yaygın olarak kullanılması sonucu çok azalmıştır. ABD’de en sık bulaş damar içi ilaç kullananlarda, anneden bebeğe ve cinsel temas ile olmaktadır. Virüsün ağızdan alınması sonucu hastalık bulaşmamaktadır.”

GÖZ AKLARINDA SARARMA, İDRARDA KOYULAŞMA VE KARIN AĞRISINA DİKKAT

Hepatit B hastalığının klinik özelliklerine de değinen Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Virüsün kuluçka süresi 30-180 gündür. Göz aklarında ve ciltte sararma, halsizlik, idrar renginde koyulaşma, karın ağrısı, bulantı, kusma ve iştahsızlık gibi bulgulara neden olur. Bu klinik yakınmalar yenidoğan ve küçük çocuklarda çoğu kez görülmez, erişkin hastaların da yüzde 50’sinde vardır. Çoğu hastada sarılık olmaz, hafif semptomlarla basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi geçirebilirler. Erişkinlerde hastalığı geçiren kişilerin yüzde 95’i bağışıklık bırakarak iyileşir kalan yüzde 5 hastada ise kronikleşir. Yeni doğanların ve özellikle 5 yaş altı çocukların ise yüzde 95’den fazlasında hastalık müzmin hale döner. Yaş ve bağışıklık sistemi müzminleşmeye gidişi belirleyen önemli iki faktördür” dedi. 

Müzmin Hepatit B grubundaki hastalarda çoğu kez herhangi bir şikâyet ve bulgu olmadığının altını çizen Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Çoğu hasta, hastalığının farkında değildir. Siroz olduktan sonra hekime başvuran ve Hepatit B teşhisi konan hastalar vardır. Genellikle rutin laboratuvar taramalarında hastalık saptanır. Müzmin Hepatit B hastalığı zamanla siroz, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanserine neden olur. Günümüzde halen dünyada her yıl 500 bin kişi bu hastalığa bağlı nedenlerle hayatını kaybetmektedir” ifadelerini kullandı. 

LABARATUVAR TESTLERİ İLE TEŞHİS EDİLİYOR

Hastalık laboratuvar testleri ile doğrulandığını söyleyen Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Hepatit B virüsü alındıktan 1-2 hafta sonrasında testler pozitif olmaya başlar. Günümüzde pek çok sağlık kurumunda kandan yapılan tetkiklerle çok kısa süre içerisinde tanı konabilmektedir. Hastalık saptanan kişilerin varsa eşleri ve yakın aile bireyleri de taranmalıdır.  Ayrıca hastalar diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından tetkik edilmelidir” diye konuştu.

Prof. Dr. Mustafa Sünbül, Hepatit B tedavisi hakkında şunları söyledi:

“Hastalığı akut geçiren kişilerde spesifik bir tedavi yoktur. İstirahat, bol sıvı alımı dengeli beslenme önemlidir. Çoğunlukla hastalık düzelir ancak bu hastaların yüzde 1-2’sinde hayatı tehdit eden ciddi karaciğer yetmezliği gelişebilir, bu nedenle hasta klinik ve laboratuvar bulguları yönünden yakın takip edilmelidir. Müzmin vakalarda ise günümüzde önceki yıllara göre virüslere daha etkili ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar hastalığı tamamen tedavi etmeseler bile kandaki virüs miktarını azaltmakta veya tamamen temizlemektedir. Bu ise karaciğerdeki iltihabı durdurmakta, siroz ve karaciğer kanserine gidişi önlemektedir. Bu ilaçların uzun süre kullanılması gerekmektedir, ilaçların kesilmesi genellikle nüks ile sonuçlanır. Yeni bir kısım ilaçlarla ilgili klinik araştırmalar devam etmektedir. Hastalığı geçirmiş kişilerde ömür boyu süren bağışıklık oluşur.”

AŞI İLE YÜZDE 100’E YAKIN KORUNMA MÜMKÜN

Hepatit B hastalığından korunmanın en önemli yolunun bağışık olmayan kişilerin aşı yaptırması olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Aşı ile yüzde 100’e yakın korunma sağlanmaktadır. Dünyada pek çok ülke ulusal aşı programlarını uygulamaya koymuşlardır. Ülkemizde 1998 yılından bu yana tüm yeni doğanlara hepatit B aşısı yapılmaktadır. Sağlık personeli olarak çalışanlar işe başlamadan önce bağışıklık durumunu mutlaka bilmeli ve gerekiyorsa aşı yapılmalıdır. Hepatit B hastası olan kişiler başkalarına kan veremezler, diş fırçası veya tıraş bıçağı gibi materyalleri aile bireyleri ile paylaşmamalıdırlar” dedi.

DOĞUMDA BEBEĞE AŞI VE SERUM YAPARAK HASTALIK ÖNLENEBİLİR

Hastalığı taşıyan annelerden Hepatit B’nin bebeklerine bulaşabildiğini ancak hastalığın özelliğine bağlı olarak bulaş oranı değiştiğini söyleyen Prof. Dr. Mustafa Sünbül,  “Annede HBeAg değeri negatif ise bebeğe geçiş oranı yüzde 30’dur, eğer annede HBeAg pozitif ise bu oran yüzde 85’e çıkar. Doğumda bebeğe Hepatit B aşısı ve serumu yapılarak yeni doğana hastalık geçişi yüzde 85-95 oranında önlenebilir. Müzmin hasta olan anne adaylarının hamileliğin son üç ayında tedavi edilmeleri, kandaki virüsü azaltarak bebeğe hastalık geçiş oranının da düşmesini sağlar. Hamile bayanların hastalık taşıyıcılığı yönünden taranması ve tedbirlerin alınması, anneden bebeğe geçişi önlemek açısından önemlidir. Hastalığa karşı bağışıklığı olmayan gebelerin aşı olmalarında bir risk yoktur” şeklinde konuştu.

HEPATİT B’SİZ BİR DÜNYA MÜMKÜN

Birçok ülkede ulusal aşılama programları sonucu vaka sayıları azaldığını işaret eden Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2015 yılını baz alarak, 2030 yılına kadar yeni Hepatit B vakalarının sayısını yüzde 90 ve Hepatit B’den ölümleri yüzde 65 azaltmayı amaçlamaktadır. Bu strateji ile hastalığın 2030 yılında halk sağlığını tehdit eden risk olmaktan çıkarılması hedeflenmektedir. Bu nedenle her yıl hastalığa farkındalığın artırılması ve hastalık hakkında bilgi edinilmesi amacıyla Dünya Hepatit Günü programları yapılmaktadır. 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü olarak belirlenmiştir. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı 2018-2023 yıllarını kapsayan bir program yapmış, buna göre hastalıkla ilgili farkındalığın artırılması, korunma önlemlerinin uygulanması, tedaviye erişilebilirliğin sağlanması gibi hedefler belirlenmiştir. DSÖ 2050 yılında hepatit B hastalığının olmadığı bir dünya öngörmektedir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.  

Recep YAZGANRecep YAZGAN