MEB kitaplarında evrenin ve canlıların oluşumu halen doğaya bağlanıyor. Laboratuvar ortamında deneylenemeyen evrim inancı hala bilimsellik maskesi altında nesnellik olduğu gibi bir yalan algıyla kitaplarda yerini koruyor. Üniversitelerde yaratılma hadisesi bir hipotez olarak değerlendirilirken, evrim ise teori olarak sunuluyor.
Evrim konusunda derin araştırmalar yapan bilim adamları, insan beyninde herhangi bir evrimleşmenin olmadığını, her hücrenin mühim görevi olduğunu, kusursuz yaratıldığını söylüyor. İnsan beynindeki hücreler bilgiyi algılıyor, yorumluyor, mühim işlerin çıkmasında rol alıyor. Bu gibi hikmetli, düzenli, mühim işlerin çıktığı insan beyni, başıboş ve rastgele oluşmuş olamaz.
İnsanın yaşamı için gerekli olan beyin nimetini veren merhamet, beyin nimetini hangi referansla kullanacağını öğreten kullanma kılavuzunu vermeyerek, insanı sahipsiz ve başıboş bırakmaz.
Maalesef ders kitaplarında, evrenin ve tabiattaki her işleyişin kendiliğinden olduğu, herşeyin başıboş olduğu yönünde materyalist bir evrimci dil kullanılıyor.