Din, insanların düşüncelerini biçimlendiren, hayatı sevk ve idare eden kurallar bütünüdür. Hayat düşünceden soyutlanamayacağı gibi düşünceler de yaşamdan hali kılınmış bir unsur olarak kabul edilemez. Birbirini tamamlayan iki ana unsurdur.
Yüce İslam dinine mensup bir insan ile diğer süfli bin bir çeşit dine mensup insanların yani kültürel emperyalizme uğrayarak düşünce biçimleri, algı düzeyleri, olayları okuma, kavrama ve yorumlama stilleri değişmiş insanların birbirinden çok farklı olmaları bir gerekliliktir. Aslında bu durum, zorunlu bir sonuçtur. Hem Müslüman olacak hem de beşeri dinlere benzer insanlar gibi basit ve sıradan düşünceler peşinden koşuyor olacak, bu mümkün değildir. Burada büyük bir sorun var demektir.