Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 15-04-2021 07:25   Güncelleme : 15-04-2021 07:25

Madun konuşabilir mi!

Bu makalemizde üzerinde duracağımız eser, “Dipnot Yayınlarından” çıkan “Madun Konuşabilir mi?” isimli kitap. Müellifi, Hintli yazar Gayatri Chakravorty Spivak. İngilizceden çeviren ise Emre Koyuncu. Kitap 132 sayfadan oluşmaktadır.

Madun konuşabilir mi!

Öncelikle “Madun” kavramının ne anlama geldiğini izah etmek gerekiyor. Çünkü kavramlar anlaşılmadan bir konunun anlaşılması mümkün değildir.

“Madun terimi ilk defa 1920’lerde İtalyan Marksist Antonio Gramsci tarafından kavramsallaştırılmıştır. Gramsci hapishane yıllarında eserlerine sansür uygulanması nedeniyle sınıf kavramı yerine madun kelimesini kullanmıştır.” (Nurullah Gözcü, iramcenter.org)

Ayrıca madun şu şekilde tanımlanmaktadır:

Alt taraf.  Yani mevki, rütbe, seviye, servet bakımından aşağı durumda olan kimse demektir.

Alt kesim konuşabilir mi? İkinci sınıf konuşabilir mi? Sömürgeleştirilmiş toplum, bir direniş gösterebilir mi? İşte madunlaşmak demek; konuşamamak / hakkını aramamak / öldürülmüş duygular gibi anlamlara da gelmektedir. Güçlüye karşı sessiz kalmak, sessizliğe bürünmek. Haksızlığı, ezilmişliği,  kabul etmek demektir, madun olmak. 

Sömürgeleştirilmiş her birey, her toplum madunlaşmış toplumdur.

Bu kitabı okuduğumuzda şu soruları sormak icap ediyor. 

Acaba İslam toplumları madunlaştırılmış mıdır?

Türk toplumunda bir madunluk var mı yok mu?

Birey olarak acaba madunlar topluluğunun bir ferdi miyiz?

Buna benzer soruları çoğaltmak mümkündür.

Yirmi birinci yüzyılda gelişen olayları eleştirel bir dikkatle takip etmiyorsak. İslam toplumları olarak, yirmi birinci yüzyıla söyleyecek bir sözümüz yoksa ve sadece taklit ederek var olmaya çalışıyorsak, bu madunlaşmayla karşı karşıya olduğumuzun bir göstergesidir.

Kitap, madunlaşmanın korkunç bir şey olduğunu dile getirmeye çalışıyor.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN