Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, kendine ait söylemleri aşarak, Türk toplumu ve gençler için her zaman daha cezbedici olan hatta devrimci çağrışımlar yapan “Özgürlük-Eşitlik-Kardeşlik” sloganını kullanmaya başladı. Oysa bu sloganı Türkiye’de Fransız ekolü olarak bilinen diğer Büyük Loca kullanmaktadır. Aslına bakarsanız bu sözler her iki mason camiasına da ait değildir. Fransız devriminin ayrılmaz mottosudur ve devrim sırasında bu ilkelerle bağdaşmayan nice işler yapılmıştır. Tarihin işine geldiği kısımlarını sahiplenmeyi seven masonlar, bir zamanlar Fransız devlet nizamının temelini oluşturan bu sloganı tanıtım politikasına alet etti. Kaldı ki Fransız devlet nizamı da Özgürlük- Eşitlik- Kardeşlik kelimelerine yaklaşacak bir sistem kuramadı. Nicel olarak büyümelerine rağmen nitelik konusunda yaşanılan sorunlar, masonların tüm argümanlarını tüketti, masonluğu antikacı dükkânı haline getirdi.
Felsefi bakımdan söyledikleriyle çelişseler de masonluğun gelişmekte olan ülkeler için siyasal açıdan muhteşem bir network (iş ağı) olduğunu söyleyebiliriz. Masonluğun doğduğu 16.yy’dan itibaren güttükleri temel amaç felsefe değil, siyaset. Sağdan soldan topladıkları ulvi sözleri ise bütünüyle üye devşirmeyi amaçlıyor. Masonluk, küresel sermayeyi elinde tutan Global Elit ‘in şemsiyesi altında toplanma çabasından başka bir şey değildir. Bu hedefi inkâr etmiyorlar, localarda “bütün insanlar ve insanlık için mutluluk yuvası olacak bir ülkü mabedi kurmak” amacıyla toplandıklarını açıkça beyan ediyorlar. Hristiyan toplumlar buna hazır, ama bizim gibi coğrafyalarda biraz daha zaman harcamaları gerekecek. Masonluğun önermeleri Avrupa için yeni değildir, açık ya da örtülü tüm hedefleri Batı’da kabul edilebilir sınırlar içindedir. Hatta bu felsefenin kendi inançlarından neşet ettiğini söylemek mümkündür. Masonluğun bizim gibi ülkeler için alışılmamış uygulama ve önermelere sahip olduğu ise bir başka gerçeklik. Türkiye’de popüler olması bu farklılıktan kaynaklanıyor.