Kültür
Giriş Tarihi : 23-11-2019 09:13   Güncelleme : 23-11-2019 09:13

Mehmet Akif İnan; Anamı sorarsan büyük doğudur, batı ki sırtımda paslı bıçaktır!

Mehmet Akif İnan; Anamı sorarsan büyük doğudur, batı ki sırtımda paslı bıçaktır!

Lise yıllarında yazmaya başlayan İnan’ın ilk yazı ve şiirleri, Urfa Demokrat Gazetesinde yayınlandı.

Urfa’da bir grup arkadaşıyla Derya adlı bir gazete çıkardı (1958). Hepsi de lisenin son sınıfında okuyan bu arkadaşların her biri ileride ünlü gazeteci, yazar ve yayıncı olacaklardır.

Mehmet Akif inan’ın şiir ve yazı çalışmalarını etkileyen iki arkadaş çevresi vardır. Bunlardan birincisi Urfa’da, ikincisi ise Maraş’tadır. Urfa’daki bu yazar ve arkadaş grubunun adları şöyledir: Abdülkadir Billurcu (Bizim Anadolu gazetesinin yazı işleri müdürü), Zübeyir Yetik (Bir dönem Milli Gazete genel yayın müdürü), Nihat Armağan (Fikir Yayınlarının kurucusu], Cuma Beyboğa (Derya gazetesinin sahibi], Nabi Kılıçoğlu, Mehmet Emin Balyan, Sabri Aslan, İbrahim Kızılgöl, Cemal Kayar, Ahmet Rüzgâr ve Yusuf Demirkol.

Urfa’da Sıra Geceleri geleneği, herkesçe bilinen önemli bir toplantı geleneğidir. Bu toplantılarda ev sahibinin çiğ köfte yapıp ikram etmesi adettir. Sıra gecelerinde divan şairlerinden şiirler okunur ve klâsik musikî meşk edilir. Bu toplantılarda Özellikle Fuzûlî ’nin ve Nâbi’nin gazelleri sevilerek okunan şiirlerdir. Ayrıca Urfalı şair Abdi, şair Şevket ve Yaşar Nezihe Hanım’dan da şiir ve gazeller okunur. Bu gazellerin çoğu bestelenmiştir. Şair M. Akif inan’ın şiire karşı olan sevgisi ve tutkusu, içinde bulunduğu böylesi bir ortamdan kaynaklanmaktadır. 1950’li yıllardaki Urfa’nın şehir hayatı, Urfa’daki sanatkâr ve musikişinas arkadaş çevresi, Urfa’da yasayan insanların geleneksel kültür ve edebiyatımızla olan yakın ilişkileri, inan’ı büyük ölçüde etkilemiştir. Şair o günleri şöyle anlatmaktadır;

“Hafta sonlarında birbirimizin evlerinde toplanırdık. Hem çiğ köftelerimizi yer, hem de konuşmalar, tartışmalar yapardık. Kendi aramızda münazaralar düzenlerdik. Müzik de yapardık. Benim ayrıca şehrin önde gelen hanende ve sazende takımıyla da ahbaplığım vardı. Mesire yerlerine gider, sabahlara kadar eğlenir, fasıllar geçerdik. Ayrıca arada bir Muhammed Hafız’a giderek ondan eski yazı ve Farsça dersleri de alıyordum. Tabii  baş tutkum ve uğraşı olanımsa şiirlerdi.”

Şiir ve sanat çalışmalarını etkileyen ikinci arkadaş çevresi; lise son sınıfının ikinci yarısında Urfa’dan sürgün olarak gittiği Maraş lisesindeki edebiyata ilgi duyan arkadaşlarıdır. Burada tanıştığı arkadaşlarıyla bütün bir ömür boyu ayrılmayarak edebiyat yapacak, edebiyat dünyamızda önemli izler bırakan iki derginin kurucuları arasında yer alacaktı.

Akif inan’ın 1959’da Maraş lisesi son sınıfındayken tanıştığı, sanat ve edebiyata ilgi duyan, şiir, hikâye ve denemeler yazan arkadaşları arasında başta Nuri Pakdil olmak üzere Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Alaeddin Özdenören ve Rasim Özdenören bulunmaktaydı. Maraş’taki arkadaşlarının hepsi yeni edebiyat taraftarı olmalarına karşılık Akif inan”in klâsik edebiyat geleneğimizden yana olması bu iki farklı edebiyat yanlılarını ayırmaz, bilâkis düşünce ve edebiyat dünyalarını daha da zenginleştirir.

Maraş’ta öğrenciyken Hizmet adlı bir mahalli gazetede sürekli yazılar yazar. Kendi ifadesine göre oldukça ilgiyle karşılanan “Urfalı Şairler” konulu bir de konferans verir. Okul dışındaki zamanın önemli bir bölümünü sanat bağlısı arkadaşlarla bir araya gelerek geçirdiğini, yazar ve şair Şeref Turhan’ın kitapçı dükkânı, Çocuk Bahçesi, Batı Park arkadaşlarıyla buluşma yerleri olduğunu özel notlarında kaydeder. Buluştuğu arkadaşlar arasında Mehmet Bayazıt, Hasan Seyithanoğlu, Sait Zarifoğlu gibi fikir ve sanat tiryakisi arkadaşların olduğundan söz eder. Bundan sonrasını Akif inan’ın kendi notlarındaki ifadelerinden aktaralım:

 “Bu görüşmeler esnasında adı çok sık geçen bir kişi vardı. Kendisine hayranlık ve saygı duyulan bu kişi Nuri Pakdil’di. Şimdi İstanbul Hukuk Fakültesinde öğrenciymiş, Maraş lisesinde okurken Hamle adlı bir dergi çıkarmış, edebiyat çevrelerinin tanıdığı birisiymiş. Kulağım ona dair bu tür bilgilerle dolmuştu. Günlerden bir gün Pakdil’in Maraş’a geleceğini işittim. Bu haber, yalnız sanatla ilgilenenlerce değil, daha bir çok kişi ve çevrelerce bir coşku ile yayılıyordu. Daha iyi anladım ki, Pakdil, sevenleri; sayanları çok olan birisiymiş. saygın bir aileden gelen, sosyal ilişkileri güçlü, sözü savı dinlenen, hatta bir oranda  karizması olan bu kişi, yani Pakdil, bir gün Maraş’a çıkageldi. Beklenen adam geldi.”

Ankara’da, hemşehrisi Salih Özcan’ın çıkardığı ve ilk sayısı Kasım 1958’de yayınlanan, İslâm’ı Hilâl dergisinin (1962-1964 dönemi) müessese müdürlüğünde bulunur. Bir kısım yazıları bu dergide yayınlanır. Hilâl dergisinin yayınlarını yönetir. Bu dergi, 19601ı yılların önemli aylık İslâmi mecmualarından biridir.

M. Akif inan, 1964-1969 yılları arasında Türk Ocaklarında önce müze ve kütüphane, sonra merkez müdürlüğü yapar. Bu dönemde başta Türk Yurdu olmak üzere, Türk Ruhu, Filiz, Fedai, Orkun, Oku, Defne, Yeni istiklâl gibi dergi ve gazetelerde şiir ve yazıları yayımlanır. Bu dönem içinde yazıp da dergilerde yayınladığı hiç bir şiirini daha sonra yayınlayacağı iki şiir kitabına almaz.

YEDİ HİLAL

Bulup unuttuğum mısra nerdesin

İçimden kaçıran hangi uçaktır

 

O tepe baştepe yabancıların

Onlarca aldatış utkudur taktır

 

Kanımın nehriyle cetvellediğim

Bu toprak söyleyin neden çoraktır

 

En kara putların saldırısından

Yurdumun ki alnı ay gibi aktır

 

Anamı sorarsan büyük doğudur

Batı ki sırtımda paslı bıçaktır

 

Yiğitler yol alsa destana doğru

Şehitler gözümde aynen bayraktır

 

Gel kurut bu çağın kargaşasını

Seninle beklenen şimdi şafaktır

Mehmet Akif İnan

adminadmin