Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 07-06-2012 09:08   Güncelleme : 07-06-2012 09:08

“Paylaşmak” ve Cahillik Mutluluktur

Kimilerine göre iyi, bazılarına göre ise sıradan, vasat bir yazar olarak yaklaşık 1,5 yıldır bu sitede bize ayrılan köşeden sizlerle dertleşiyor, önemli gördüğümüz konularda ki yazılarımızda fikirlerimizi sizlerle paylaşıyoruz

“Paylaşmak” ve Cahillik Mutluluktur
Kimilerine göre iyi, bazılarına göre ise sıradan, vasat bir yazar olarak yaklaşık 1,5 yıldır bu sitede bize ayrılan köşeden sizlerle dertleşiyor, önemli gördüğümüz konularda ki yazılarımızda fikirlerimizi sizlerle paylaşıyoruz.
 
Bunu yaparken sizlere fikirlerimiz dayatmak gibi bir niyetimiz olmadığı gibi, yapıcı ve edep dairesindeki eleştirilere de kapalı olmadığımızı bizi takip edenler iyi bilirler. Hobi olarak yaptığımız bu işten para kazanmadığımız, ünlüde olmadığımız ortada olduğuna göre “o zaman bu işi neden yapıyorsunuz” sorusuna verilecek tek bir cevap kalıyor.
 
“Paylaşmak”
 
İlk bakışta sıradan ve tek bir kelime gibi görülen bu ifadenin arkasında yatan ve birçok insana ağır gelen hayatın yaşanmışlıklarını, inançlarımızı, duygularımızı, değer yargılarımızı, muhatap olduğumuz mahalle baskılarını, umutlarımızı, korkularımızı, çaresizliklerimizi, sıkıntılarımızı, mutluluklarımızı, acılarımızı velhasıl hayatın biz istemediğimiz halde sırtımıza yüklediği kitaplara sığmayacak kadar çok cümle ile ancak ifade edilebilecek “hayatın yükünü” birileriyle paylaşarak yükün ağırlığı altında ezilmemek farklı gören ve bilinmeyeni bilen insanlar için ilk amaçtır.
 
“Cahillik mutluluktur”
 
İfadesine birileri farklı anlamlar yüklese de bu iki kelimede en az yukarıda ki “paylaşmak” kelimesi kadar “derin anlamlar” içeriyor aslında.
 
Tabi anlayana…
 
Birileri o veya bu sebepten dolayı bu söylediklerimizi ister kabul etsin, isterse reddetsin.
 
Bu benim umurumda değil.
 
Bazı gerçekler zaman ve mekân değişse de daima “mutlak gerçek” olarak kalır.
 
Çünkü bazı doğruların değeri veya mutlak gerçek olup olmadığı onlara inanan insanların sayısıyla ölçülmez, belirlenmez.
 
Neyin ne kadar doğru, nelerin ne kadar değerli olduğunun belirlenmesinde kendisi yaratılmış olan insanın gel gitler yaşayan kafasının ürünü “demokrasi” sistemi geçerli değildir.
 
Biz belki isteyerek beklide üzerimize yüklenen vazife gereği cahilliğin insanlara verdiği huzur ve mutluluk trenini kaçırdık.
 
Mutlu ve huzurlu olmak için şu anda sahip olduğumuz, elimizde kalan tek şey paylaşmak.
 
Bunu yaparken de Allah’ın izin verdiği kadar ve zamanda kelimelerimizi eğmeden, kulların önünde eğilmeden, kalpleri kırmadan ve kimsenin de bizi kırmasına müsaade etmeden mutlak gerçekleri dillendirmeye devam edeceğiz inşallah. Bizi takip edip etmemek sizin tercihiniz. Biz Ali Kıran baş kesen de değiliz elbetteki
 
Bu işimizi yaparken;
 
Mütaşabih (ucu açık, değişik anlamlara gelen, uygulamada farklılıklara açık, elastiki yapıya sahip) konularda yapılan eleştirilere ve uyarılara açığız…
 
Ama…
 
Amaç ve üslup ne olursa olsun ahkam (tartışmaya kapalı, doğruluğu kesin olan hükümler) ispata ihtiyacı olmayan mutlak gerçeklerde ise eleştirilere eyvallahımız yoktur haberiniz ola…
 
Selam ve muhabbetle
adminadmin