Kültür
Giriş Tarihi : 24-07-2022 10:05   Güncelleme : 24-07-2022 10:10

Rasim Özdenören Ağabeyi yolculuyoruz bugün!

Sahi onunla kaç sohbetimiz oldu Samsun’da?

Rasim Özdenören Ağabeyi yolculuyoruz bugün!

Cibran’ın herkes için rahatsız taburelerinde, Yolcu'nun mütevazi yayın üssünde, Dost Der’in demli çayında, Amisos tepesinin esintisinde, OMÜ’nün denize nazır konuk evinde. Samsun’da seni karşılamak, çayını tazelemek ne keyifti.

Ankara’dan abimiz geldi coşkusundaydık o şarkıdaki gibi. Samsun zaten hep yağmur, hüzün vermez bize. Biz ikiye ayrılırdık. Karşılamaya gidenler, Cibran’da bekleyenler. İlk grupta hep özel olma telaşı…

Memleketinden konuşmuştuk bir ara. Maraş deyince bir Maraş daha atardı kalbinde. “Maraş’a gitmek demiştin, Maraş’a gitmektir. Kimse Maraş’a uğramaz hiçbir yolun üzeri değildir çünkü Maraş. Maraş’a kendinden gidilir.”

Biz “herkes kendisinden yola çıksın” diye karşılık verdik senin memleket sevdana. Taşralı çocuklar biraz da bir slogan için büyür sözün karşısında. Karadeniz karşıdan ben de buradayım diyordu bunlar konuşulurken, ben de buradayım, geçerken unutulmayacak kadar coşkun…

Benim için Rasim ağabey en çok bir paragraftır. İlk tanıştığım, “Çapraz İlişkiler” kitabından çarpıldığım, uzunca bir zaman belleğimde tuttuğum şu paragrafı ile. Ankara’ya gelince Hece’de ezberimi verdim.

“Günümüzde geri kalmış diye nitelenen ülkelerin vatandaşları, iktisat eğitimlerini ya doğrudan doğruya Batı ülkelerinde yaparlar yahut Batının öngördüğü usulde “iktisat” ilmini kendi ülkelerinde öğrenirler. Böylece öğrendikleri şeyleri alternatifsiz biricik öğretiler zannederler. Orada iktisat adına öğrendikleri şeyleri kendi ülkelerinde uygulamaya başlayanlar, aslında daha baştan kapana tutulmuş haldedirler. Yabancı sermaye, sermayenin milliyeti, gümrükler… Kağıt üzerinde doğru olan bu bilgiler uygulamaya başlanınca karmakarışık manzaralarla karşılaşılacaktır. Günün birinde bu sakatlığın içinde yeni bir bit yeniği olduğu hissedilir ama, çıkış yolları için aynı kaynağa müracaat edildiğinden ne yapılması gerektiği bir türlü bulunamaz.”

Durdu, baktı…

Bu o kadar da önemli değildi mi demişti? Ya da en önemli bölümü bu idi mi dedi? Bakışı hangisine karşılık diye sormadım. Unutulmadı hala ezberimde. Benim için hep bir muamma olmuş iktisat bilgisine mütevazi bir katkıydı. Meseleyi sadece iktisat mı sanıyorsun demişti acaba?

Sonra buradan hep sordum Müslümanca düşünmeyi denerken; Bir çözüm için müracaat ettiğimiz kaynaklar kimin? Teklif kimin? Sorun kimin çözümü? Çözüm kimin sorunu?

Yazdıklarınla yaş alanlar şimdi ardından duada...

Rahmet olsun 7. ağabeyimiz.

Cem GENÇOĞLU

Recep YAZGANRecep YAZGAN