Tarihçi değilim. Öyle derin bir tarih bilgisine ve meselenin özüne sahabet değil, “olmadığı davanın iddiacısı” görünmek için işine gelen bir iki tarihi, “muhakeme-i akliyeden” uzak şekilde ezberine alan biri olmamaya bilhassa çalışırım sadece.
“Hakiki vukuatı kaydeden tarih”i hakikatları tahlil edip bugüne “uyarlamayı”, kuru ezberciliğe yeğleyen bir kalem olarak tarihi, Adem (as)den beri devam eden iki zıt kutbun mücadele meydanı olarak görmekteyim. Telifçi ya da -yeni tabirle- “ılımlılık” gösterileriyle hakikat üstü hakikatı -bırak örselemeyi- incitme vebalini bile almak istemem de ondan.