Güncel
Giriş Tarihi : 15-08-2020 16:14   Güncelleme : 15-08-2020 16:14

Soydaşlarımızın Dirisini de Ölüsünü de Yalnız Bırakmayız!

Cami çıkışında basın mensuplarının gündeme dair sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz'de Yunanistan'a ait fırkateynin, Oruç Reis gemisine yönelik taciziyle ilgili soru üzerine, Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin sıkıntılı olduğunu ifade etti.

Soydaşlarımızın Dirisini de Ölüsünü de Yalnız Bırakmayız!

Sismik araştırma yapan gemiler ve sondaj gemilerinin bölgede dolaştığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Oruç Reis'in sismik araştırma yapan önemli gemilerden biri olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Sivil gemilerimize karşı yapılabilecek en ufak bir saldırıyı cevapsız bırakamayız. Nitekim dün böyle bir durum söz konusu oldu. Kemal Reis bunlara gereken cevabı verdi. Sonra da onlar kendi limanlarına çekildiler. Eğer bu devam edecek olursa bunun cevabını misliyle alacaklardır. Bunları karşılıksız bırakmamız mümkün değil. Hâlbuki biliyorsunuz Akdeniz'de özellikle mesafe itibarıyla en geniş mesafeye sahip olan ülke biziz. Diğerlerinin burada aslında mesafeleri dahi yok. Metrelerle ifade edilebilecek bir şerit onlarınki ama bizim durumumuz öyle değil. Dolayısıyla da şu anda ayın 23'üne kadar burada Oruç Reis çalışmalarını sürdürecek. Sayın Şansölye Merkel ile de bunu dün konuştum. Kendisinin de bizden tabii ricası, 'Yani artık buna da söyleyecek bir şeyimiz yok ama 28'ine kadar, 23'ünden sonra danışmanlarımızın yapacakları çalışmalar muvacehesinde daha sonra bu işi yumuşatıp daha şöyle korumacı bir anlayış içerisinde bir süreci geliştirelim.' dediler. Mutabık kaldık.”

“SOYDAŞLARIMIZIN DİRİSİNİ DE ÖLÜSÜNÜ DE YALNIZ BIRAKMAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile de bu konuyu görüştüklerini ifade ederek, “Sayın Şansölye benden sonra Miçotakis ile de bir görüşme yaptı. Bu görüşmede Miçotakis'i bize söylediği çizgiye inşallah getirmiş olur. Eğer Miçotakis bu noktada uluslararası hukuka saygılı davranmazsa kaldı ki Batı Trakya'da soydaşlarımızın kabristanlarını biliyorsunuz silahla taradılar, oradaki kabristanlarımızı ateş altına aldılar. Bunlar tabii hiç olumlu sinyaller değil. Biz soydaşlarımızın dirisini de ölüsünü de yalnız bırakmayız. Gereği neyse vakti saati geldiğinde de gereğini yaparız. Bunu da çok açık net söylemiş oluyorum” diye konuştu.

 

Yunanistan ile Mısır arasında gerçekleştirilmeye çalışılan Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması'na ilişkin soru üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu konuda ben Mısır'ı anlamakta zorlanıyorum doğrusu. Çünkü Mısır bir taraftan istihbarat örgütü vasıtasıyla benim istihbarat örgütüme başka şeyler söylüyor. Yani ‘Burada yanlış anlaşılmalar var.’ diyor. ‘Bu yanlış anlaşılmaları düzeltmemizde fayda var.’ diyor. Şu anda istihbarat örgütümüz onların istihbarat örgütüyle görüşmelerini devam ettiriyor, devam ettirecek. Mısır halkına karşı Türk halkının bakışı farklı. Yani Mısır halkıyla Türk halkının birbirine bakışı, birbiriyle olan dayanışmasının, Yunan halkı ile aynı çizgide olması mümkün değil. Dolayısıyla tarihten gelen medeniyet değerlerimizin de ortaya koyduğu bu anlayışı Mısır halkından öte yöneticilerinin fark etmesi gerekir. Bunu da geçiyorum maalesef bu süreç içerisinde Suudi Arabistan'da da yanlış adımlar atılıyor. Bu konuda Dışişleri Bakanıma da bugün söyledim. ‘Süratle muhatabınla da bunu görüş ve bu konuda gerekli adımlar atılsın.’ dedim.”

 

“FİLİSTİN'E YÖNELİK ATILAN ADIM YENİLİR, YUTULUR DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, soru üzerine İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki anlaşmaya da değinerek, “İsrail'le şu anda burada gerek Mısır gerek Yunanistan arasındaki dayanışma ve bir taraftan da Filistin'e yönelik atılan adım yenilir, yutulur bir adım değil. Şimdi Filistin büyükelçiliğini galiba kapatıyor ya da geri çekiyor. Şu anda aynı durum bizim için de geçerli. Ben de Dışişleri Bakanıma talimatı verdim. Dedim ki; Abu Dabi yönetimiyle özellikle diplomatik ilişkileri askıya almak veyahut da bizim de büyükelçiyi geri çekme gibi bir adımımız olabilir. Çünkü biz Filistin halkının yanındayız. Filistin'i de hiçbir zaman yedirmedik, yedirtmeyeceğiz” dedi.

 

Avrupa Birliği ülkelerinin Doğu Akdeniz'deki tavrına ilişkin soruyu da Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevaplandırdı: “Berlin Konferansı oldu. Berlin Konferansı, daha çok tabii Libya ile alakalı bir konferanstı. Berlin Konferansı'na katılanların neredeyse hiçbirisi bu konferansın şartlarına, gereklerine uymadılar, uymuyorlar. Biz ise Berlin Konferansı ile ilgili atılması gereken adımları bugüne kadar diplomatik hukuk içerisinde attık, atmaya devam ediyoruz. Bu süreç içerisinde Sayın Şansölye ile birçok görüşmelerim oldu. Aynı şekilde danışmanım Sayın Kalın'ın Hecker ile görüşmeleri oldu, olmaya da devam ediyor. Bu arada da bu görüşmeleri devam ettirecektir.”

Recep YAZGANRecep YAZGAN