Genel
Giriş Tarihi : 31-10-2018 11:15   Güncelleme : 31-10-2018 11:15

Temel değerlerden yoksun reklamlar Ahlâki düzeni sarsıyor!

Temel değerlerden yoksun reklamlar Ahlâki düzeni sarsıyor!

Temel değerlerden yoksun reklamların toplumun ahlâki düzenini hedef alması manevi çöküşü hızlandırıyor. Televizyon kanallarında gösterilen dizi, film ve benzeri programlarda geçerli yaş sınırlamasının televizyon ve internet reklamlarında olmaması, kumar, cinsellik ve alkol içerikli tanıtımların sosyal medyada günden güne artması tepki çekiyor.

Reklamlarda herhangi bir sınırın gözetilmemesi, temel değerlerden yoksun reklamların toplumun ahlâki düzenini hedef alması şimdiki manevi buhranları gelecekte daha da arttıracak. TV kanallarında gösterilen dizi, film ve benzeri programlarda geçerli yaş sınırlamasının TV ve internet reklamlarında olmaması, kumar, cinsellik ve alkol içerikli tanıtımların sosyal medyada günden güne artması tepki çekiyor. Konuyu Akit’e değerlendiren uzmanlar, reklamlarda insanların hadlerini bilmeden sınırların üzerine çıktığını ve “her şeyi yapabilirsiniz” mesajını ilettiğini belirterek, “Bu da temel değerlerin alt üst olmasına yol açıyor”  sözleriyle soruna dikkat çektiler.

Reklamlar temel değerleri alt üst ediyor

“Reklamlarda; benimsediğimiz, standart haline gelmiş, saygınlığımızı oluşturan birtakım değerlerimizi ters yüz eden öğeler çok yoğun olarak kullanılıyor” diyen Sosyolog Prof. Dr. Ergün Yıldırım, “Normalde gösterilmeyecek, söylenmeyecek öğeler reklam adı altında çok rahat bir biçimde kullanılıyor. Oysa reklamlar insanları etkileyen, sosyalleştiren bir dünya. Özellikle gençler için bu konu çok etkili olabiliyor. Reklamlarda canlı, hareketli, albenisi yüksek, coşkulu bir algı tarz olarak kullanılıyor. Arzulara, tüketime, dinamizme sürekli hitap ediliyor. Doğal olarak bu da en fazla gençlere dokunuyor. Bu imgeler, gençleri tüketime yöneltmiyor. Aksine, arzularını doyurmak konusunda onları sınırsızlığa çağırıyor. Reklamlarda, insanlar hadlerini bilmiyor, sınırlarının üstüne çıkıyor. Her şeyi yapabilirsiniz mesajları veriliyor. Bu, gençlerin daha değişik bir kültüre yönelmesini, bizim insan olmamızı, uzlaşmamızı sağlayan temel değerlerin alt üst olmasına yol açıyor” ifadelerini kullandı.

Reklam demek, her şey serbest demek değil!

Reklamların çok yönlü kullanılmasının altını çizen Yıldırım, “Özellikle sosyal medyada çok yaygın bir şekilde karşılaşıyoruz. Reklam denilince her şey serbest, her yerde yapabilirsiniz, gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bu nedenle gençler artık televizyon ve gazete sayfalarının arasında çıkan reklamlardan öte sosyal medyada kumarı, alkolü ve cinselliği sınırsız biçimde meşrulaştıran reklamlarla karşılaşıyorlar” dedi.

Bizden olmayan yeni bir kültür...

Yıldırım şöyle devam etti: “Dünyayı çocukların gözüne tamamen bedenselliğin merkezi olarak sunmaya başlarsak ve güzel olmak demek, beğenilir olmak demek gibi konular empoze edilirse bir süre sonra çocuklar kendilerini o dünyaya uydurmaya çalışır. Eğer beceremezlerse güven eksikliği yaşarlar ve kendilerini o kurala uydurmak için değişik yollara giderler. Daha ergenlik çağındaki çocuklar ve gençler bile kendilerine gösterilen tip olmak için saçlarını, yüzlerini, bedenlerini değiştirmek için uğraşıyorlar. Bu durum ahlak ve değer sınırlarını zorlamaya başlıyor. Tabi ideal gençlik; beden temelinde değil, iyi davranışların, insan olmanın önemi kavratılarak öğretilse sorunlar daha azami düzeye iner. Bu da aynı zamanda arkadaşlık ilişkilerine yansır. Karşı cinse karşı daha rahat davranmalarına, bizim kültürümüze ters düşen hareketlere sebep oluyor. Erken yaşta sevgililik, gayri meşru ilişki, birlikte yaşama yeni bir kültür halinde hayata giriyor. Bu reklamlarla bizim kültürümüze ters kültürler empoze edilerek kültürel çatışmalar alevlendiriliyor.”

“Kimlik algısı zedeleyici sonuçlar doğuruyor”

Bazı reklamların kişide beden ve kimlik algısını zedeleyici sonuçlar doğurduğunu ifade eden Şırnak Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dicle Özcan Elçi ise, “Kadın bedeninin metalaştırılması ve sürekli bir pazar nesnesi unsuru olarak kullanılması doğru değil. Bir kadın olarak kadının tek derdinin, tek maharetinin bedeni ve cinselliği olmadığını düşünüyorum. Kadının metalaştırılması gençler üzerinde de büyük etkilere sebebiyet verebilir. Bazı reklamlar kız çocuklarında ideal bir beden algısı oluşturuyor. Kız çocukları güzel olmanın; çok bakımlı, makyajlı olmaktan ve modayı takip etmekten geçtiği algısına kapılabiliyor. Kız çocuklarının reklamlarda kullanılan ideal beden algısı örneğin ‘90-60-90’ ölçülerine sahip olmayan kız çocuklarının özgüven kaybı yaşadıklarını, benlik saygılarının zarar gördüğünü ve bu uğurda bedenlerini çok fazla acıttıklarını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Akit

adminadmin