Fikir
Giriş Tarihi : 06-02-2023 12:18   Güncelleme : 06-02-2023 12:18

Tevhid Dini İslam ve Noksanlarımız

İlk insan ve ilk Peygamber olan insanoğlunun atası;

Tevhid Dini İslam ve Noksanlarımız

Hz. Adem (a.s.)'dan, peygamberler halkasının sonu olan Hatem'ül Enbiya Hz. Muhammed (s.a.v.)'e kadar gönderilen bütün peygamberlerin (Nebilerin, Resullerin) tebliğ ettiği din tekdir ve adı da "Tevhid Dinidir". Yani İslam'dır, tek Allah'a (c.c.) inanmaktır.

Kur'an-ı Kerim'de adı geçen 25 peygamberin ve adı geçmeyen ancak sahih Hadis-i Şeriflerle gönderildiği bildirilen yüz binlerce peygamber bir tek dini insanlığa tebliğ etmişlerdir.

Adı, Tevhid dini olan ve vahiyle peygamberlere, onların ağzından da insanlığa tebliğ edilen bu dinin en geniş hükümlerle ve son peygamberle bize tebliğ edileninin adı da İslam'dır.

Kabul edenlere ""Müslüman", kabul etmeyenlere de "Gayri Müslim" denir.

Tevhid dini, insanlara; sadece tek olan Allah'a (c.c.) inanmayı emrederek konuyu bitirmez!

İnananları için uyulması gereken hükümler de bildirir.

Tevhid'in son halkası olan ve adına "İslam" dediğimiz ve inandığımız bu vahyi dinin hükümleri üç ana başlık altında bize bildirilmiştir.

 

Özetle şöyledir:

 

1- İTİKAD (Akaid) : İnanılması gereken hükümleri ihtiva eder.

2- AMEL (İBADETLER): Kişinin hayatını düzenleyen ve yapması, uyması gereken kuralları, eğitim-öğretim hayatını kısacası akil ve baliğ olma çağından başlayıp ölümüyle biten hayatındaki her şeyi ihtiva eder.

3- MUAMELAT: Devlet'in, yöneticilerin uyması ve uygulaması gereken hukuku, kanunları ihtiva eder.

 

Tarih boyunca, Müslüman toplumlarda, bu üç konuda sayısız ihtilaflar olmuştur.

Bu ihtilafları da dört ana başlıkla ifade edebiliriz.

 

1- Farklı alimlerin samimi niyetlerle yaptıkları ilmî içtihatlardan oluşan ihtilaflar (Mezhebî görüşler):

Bu ihtilaflar Müslümanlar için rahmettir. Zorunlu hallerde kendi mezhebimizde çözüm bulamadığımız çağdaş bir konuda farklı bir mezhebin görüşüyle amel ederiz ki buna "Telfik" denir ve caizdir.

 

2- Art niyetli, sapık bilgi sahiplerinin Müslümanları birbirine düşürmek için bilinçli olarak yaptıkları sapık içtihatlar sonucu oluşan ihtilaflar...

 

3-İlmî yetersizliğinin farkında olmadan ya da güncel siyasi olayların veya ırkî geçmişin gölgesinde kalınarak yapılan yanlış içtihatlar sonucu oluşan ihtilaflar...

 

4- Sultanların, şahların, padişahların veya babadan oğula geçen sözde halife v.b. yöneticilerin İslam'a uymayan nefsî uygulamalarına (o günün ve bu günün de) din bilginlerinin; makamlarını koruyabilmek için "Keyfe mâ yeşâ" fetva uydurmalarının ve bu uyduruk fetvaların zaman içinde "Dine uygunmuş" gibi algılanması ve yerleşmesi sonucu oluşan ihtilaflar...

 

1.nci madde asıl olan dindir.

2 ve 3.ncü maddelerdeki ihtilaflar samimi olan ilim erbabınca daima çürütülmüş ve samimi Müslümanlara fazla zarar verememiştir veremez de...

 

Müslümanlara ve İslam dünyasına en fazla zarar veren ve kıyamete kadar da zarar verecek olan en büyük musîbet 4.ncü maddede bahsedilen ihtilaflardır..

İşte günümüzde de verdiği zararları görüyoruz!

Müslüman olduğunu iddia eden, şahsi yaşantısında itikad ve amelinde eksikliği olmayan fakat :

- Başkalarının hukukuyla kendi hukuku çeliştiğinde çözümü İslam'da değil elindeki kendi gücünde arayanların,

- Gece-gündüz ibadet ve zikirle meşgul olup fırsat bulduğunda haram-helal demeden kul ve kamu hakkı yiyenlerin,

- Kendi cehaletini ve kısır bilgilerini din diye anlatanların ve öyle de inananların,

- Siyasi partilerin günü kurtarma derdiyle yaptıkları kasıtları, hataları, yanlışları; kendi partisi ise normal karşılayanların yüzünden:

Ne insanlık Tevhid dininde birleşir ne de Müslüman topluluklar!

 

Her gün Kur'an'ın onlarca hükmünü çiğneyenlerin, kul hakkı tanımayanların, haramla zengin olanların; Kur'an'ın kitap halindeki metnini, bir alçak yaktığında veya yere attığında; hükümleri çiğnenirken göstermediği kadar aşırı tepki göstermelerinin başka bir izahı var mıdır bilemiyorum...

 

Asıl olan, Kur'an-ı Kerim'in hükümlerine; inanmak, uymak ve saygı duymaktır...

Mushaf-ı Şerifi kadife kılıflarda, duvarlarda yükseklere asarak saygı gösterip hükümlerini hayatında uygulamayanların bu noksan veya yapmacık saygıları, ahirette onları cehenneme düşmekten kurtaracak kadar fayda verir mi gidince göreceğiz!

 

Rabbim, hepimize yeterli miktarda akıl, fikir ve basiret ihsan eylesin!

Rabbim, bizi; verdiği akıl, fikir ve basireti şeytanî yollarda değil, Rahmanî yollarda kullanan kullarından eylesin. Amin.

Adem ALAN

Recep YAZGANRecep YAZGAN