Genel
Giriş Tarihi : 11-04-2018 10:12   Güncelleme : 11-04-2018 10:12

Üniversiteler birilerinin Küçük Krallığı Olmamalı!

Prof. Dr. Mustafa Yıldız, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde 4 akademisyenin katledilmesinin ardından üniversitelerde bu tür olayların baş göstermesinin nedenlerini anlattı.

Üniversiteler birilerinin Küçük Krallığı Olmamalı!

Ankara Üniversitesi(A.Ü) Ziraat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Yıldız, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde 4 akademisyenin katledilmesinin ardından üniversitelerde bu tür olayların baş göstermesinin nedenlerini Diriliş Postası muhabirine anlattı.

Üniversitelerde, kişisel husumetlerin yanında yerel ve yapısal bozuklukların olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Yıldız, “Eskişehir’de yaşanan üzücü olay var. Kişilerin kararına bırakırsanız bu işi, insanoğlu fıtratı gereği iyiyi de kötüyü de ortaya koyabilir. Husumette üretebilir. Kurallar, yönetmelikler, uygulanmalıdır” diye konuştu.

Üniversitelerde alt birimde çalışanların üstleri tarafından baskı altına alındığını dile getiren Prof. Dr. Yıldız, kurallar işlemediği zaman birilerinin küçük krallıklarının oluştuğunu ifade etti.

Prof. Dr. Yıldız, “Kişisel husumetler nedeniyle unvanı üstte olan alta baskı yapıyor. Üstler de kimse bana dokunmasın anlayışıyla davranıyor. Adaletin sağlanamadığı hangi birim olursa olsun, huzurun olmadığı yerde ne bilimsel üretim olur ne de eğitim olur. Bütün bu olaylar toplumu derinden sarsıyor” şeklinde konuştu.

Kısır çekişmeler kaliteli insan kaynağını engelliyor!

Alt birimlerin üniversitelerde her türlü çalışmayı laboratuvarlarda yapabilmek için özgürlüğe sahip olması gerektiğini hatırlatan Yıldız, bunun için hocayla istişare edilmesinin ve kaynak sahibi olmanın yeterliliğine dikkati çekti. Yıldız, “Hiçbir hoca, kapıyı birbirine kapatmamalıdır. Kendi tecrübelerim bana bunu söyletiyor” dedi.

Üniversitelerin iki önemli görevinin bulunduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Yıldız, ilkinin kalifiye insan yetiştirmek, ikincisinin de bilim alanında proje üretmek olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Yıldız, “Bir ülke güçlü olmak istiyorsa, itici güç kesinlikle üniversitelerdir. Kısır çekişmeler uğraştığımız için tarımda yanlış yapıyoruz. Tarımda ithalat yapacak ülke miyiz? Değiliz” ifadelerini kullandı.

Bu tür sorunların Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve üniversiteler arasındaki yetersi iş birliğinin de bir sonucu olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldız, “O zaman sıkı komisyonlar kuracak, çiftçinin sorununu nasıl çözerim diye düşüneceksiniz. Araştırmaların ve bilimsel çalışmaların önünü açacağız. Sonra da isteyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

“50-60 yıllık sorun çözülemedi”

Ziraat fakültelerinin çoğalmasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Yıldız, sorunların 50-60 yıllık eğitim sorunu olduğunu belirterek, 40’ın üzerinde fakülteden yetişen ziraat mühendislerinin işsizler ordusuna katıldığını kaydetti.

Prof. Dr. Yıldız, sorunun çözümüne ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hükümetleri desteklemek ya da yermek adına bir şey söylemek istemiyorum. Herkes payına düşeni alsın. Yedi coğrafi bölgeye donanımlarıyla, bilim insanlarıyla ve fiziki alt yapısıyla tam bir fakülte açarsınız, ziraat anlamında kalifiye insan yetiştirmiş olursunuz. Bu kalifiye insanlar, hem ülkeye hem de insana hizmet eder.”

İbrahim Seçkin Talaş/Özel Haber

adminadmin