Konuşmak istersin de konuşamazsın ya boğazında bir düğüm olur ve tam orada düşünürsün.
Neyi mi?
ÖZGÜRLÜĞÜ…
Birbirimize içimizden geçenleri söyleyebiliyor muyuz?
Söyleyebilse idik..
Aydan hanım neden bizi yazmıyorsun neden bu konudan bahsetmiyorsun der miydiniz?
Peki ben konuşabiliyor muyum?.
Evet, konuşmaya çalışıyorum ama eğer biraz daha konuşabilseydim
Adalet var mı diye sorardım birilerine mesela...
Bunca yıldır umut edip çabalarken neden umutsuzluğa götürüyorsunuz diye sorardım...
Kabahatim kadın olmak mı diye sorardım...
Kabahatim zengin olmamak mı diye sorardım...
Verilen sözler neden tutulmadı diye sorardım...
Eğer özgür olsa idim bu cümleler bu kadar kısa olmazdı tabi...
Diğer taraftan bakarsak her zaman dik durmanın minnet etmemenin sonucu da bu diyebiliriz.
Kendi hayatımızdaki iniş çıkışlar gibi ülkemizde iniş çıkışlarla gidiyor
Maalesef ki şu an ülke inişte görünüyor. Ülke demeyelim de Hükümet diyelim yok bu da yeterli değil genele vuralım tüm siyasetçiler diyelim bu daha doğru olur.
İnsanımızın siyasetçilere karşı güveni kalmadı. Yüzde yirmiyi hesaba katmadan değerlendiriyorum.
Siyasi anlamda yazı yazmamaya özen gösteriyorum lakin son dönemdeki ülke gündeminden dolayı sessiz kalmak da çok içime sinmiyor
Ekonomik kriz, göçmenler, yeni doğan bebek çetesi, Terör başı Apo, Narin, Filistin, Sinan Ateş, Dilan Polat, Ayhan Bora Kaplan, Serdar Ortaç, Kadın cinayetleri yaz yaz bitmiyor
Peki bunlar kimin umurunda
Sizlerin ne kadar umurunda
Herkes düştü kendi derdine komşusunu gören yok...
Sevdiğini soran yok...
Vatanına göz dikeni gören yok...
Bir tarafım yaprak dökerken bir tarafım çiçek açıyor
Biliyorum hissediyorum bu cennet vatan sahipsiz değil, iyi insanlar var ve hep var olacak.
Kanmayın sessiz çığlıklarımıza,
her zaman er yada geç bir Musa çıkar...